Televizyon Dizilerinin Toplum Üzerindeki Etkisi - Meryem Teymur

Televizyon Dizilerinin Toplum Üzerindeki Etkisi


Hızla gelişmekte olan kitle iletişim araçları toplumsal değişmeyi hızlı bir şekilde etkilemektedir. Kitle iletişim araçlarının doğru kullanımı kültürün nesilden nesile aktarımını sağlarken yanlış kullanımı ise özellikle gençler ve çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Bu durum da aile ve toplum yapısında bozulmalara yol açmakta. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte televizyon her eve girmiş, zamanla televizyon kanalları çoğalmaya başlamıştır. İlk televizyon yayınının 1928 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ nde gerçekleştiği düşünülürse, o günden bugüne kapitalizmin temel ilkelerinden biri olan rekabet, kendini medya alanında da göstermiş, görsel medyayı hâkimiyeti altına almıştır. Bu da beraberinde televizyon kanallarının çoğalmasına bunun bir getirisi olarak dizi sayılarının hızla artmasına neden olmuştur.

Türkiye’nin televizyon başında geçirdiği zamanın diğer ülkelere nazaran çok olması görsel medyanın toplum üzerinde olumlu ya da olumsuz bir etki yaratması kaçınılmazdır. Ama olumlu bir etkinin olması herkes için görünürde olduğu kadar gönüllerde de var olan bir istektir.

Televizyon kanallarında diziler elbette olmalıdır. Ancak yapılan dizilerin öğretici boyutunun ön planda olması, toplumun sosyo-kültürel değerlerine bağlı ve tarihi bir mana taşıması önemlidir. Ancak günümüz medyası dizilerin öğreticilik boyutundan çok reyting uğruna ve para kazanabilme kaygısından dolayı sosyal, kültürel, inançsal ve ahlaki değerlerden yoksun dizileri gözler önüne sermektedir. Bu diziler değer yargılarımızın göz ardı edildiği dizilerdir.  Bu dizilerde genel olarak tema, çarpık ilişkiler, gayrı meşru evlilikler, emeksiz kazanç, lüks hayata özenti, tüketim çılgınlığı, doğu-batı çatışması vs. gibi konulardır.

Toplumu ayakta tutan toplumun mihenk taşı olan kurum “Aile”dir.  Son zamanlarda televizyon dizilerinde dikkatimden kaçmayan ise aile kurumunun oldukça kirletilerek gözler önüne serilmiş olmasıdır. Gayrı meşru evliliklerin, aldatmanın, çarpık ilişkilerin normalleştirildiği; resmiyeten karı-kocanın aynı olduğu sahnelerde bu evliliğin uygun olmadığını hissettirecek kulak gıcırdatıcı müziklerin arka planda çalınarak insanlarda farklı bir bilinç oluşturulmaya çalışıldığını görüyoruz. Toplumca hoş görülmeyen ilişkilerde, gayrı meşru durumlarda ise kulağa hoş gelen,  müzikler kullanılmakta. Bu da insanlardaki değer algısını, geçmişten günümüze evrilerek gelen ama ahlaki değerlerinin değişmediği kültürümüzün değişmesine yol açarak kültürel bir yozlaşmaya sebep olmaktadır. Hal böyle olunca medyanın topluma bir yansıması olarak boşanmalar, aile içi huzursuzluk, şiddet ve  aldatmalar artmaktadır. Bunların çocuklar üzerindeki etkisine değinecek olursak; psikolojikmen iyi olmayan, içine kapanık, ne istediğini söylemekten çekinen, asosyal çocuklar yetişmektedir. Bu etmenler toplumda bozulmalara yol açmaktadır. Sonuç olarak; televizyon dizileri toplumumuzun her kesimini etkilemektedir. O halde bu diziler ahlaki değerleri yıpratan, toplumun kendine ait kuralları yok eden yayınlardan kaçınıp, evrensel kültür değerlerine önem veren, öğretici, milli, ahlaka ve değerlere önem veren bir çizgide diziler yapmalıdır.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI