ÜÇÜNCÜ KITLIK DÖNEMİ!!! - Ahmet Arıtürk

ÜÇÜNCÜ KITLIK DÖNEMİ!!!


Rusya ve Ukrayna arasında devam eden savaşın etkileri, Dünya genelinde olduğu gibi, Ülkmizde de kendisini iyice hissettirmektedir. Savaşların etkisi globalleşen ve küçülen dünyada hemen göstermekte, sınır ve mesafe mefhumu tanımamaktadır.

Rusya’nın, Ukrayna’ya saldırısı bütün dünyada etkili olurken, özellikle gıda ve akaryakıt fiyatlarında aşırı yükselmelere yol açtı. Savaş Rusya ve Ukrayna arasında ama, etkisi Dünyanın her köşesinde kendisini hissettiriyor. Allah korusun, olaylar tırmanırsa üçüncü dünya savaşına bile yol açacak gelişmelerin yaşanması kaçınılmaz olur. 

Birinci ve ikinci dünya savaşında yaşananları  annelerimizin, büyük annelerimizin anlatımlarından öğrendik ve yaşamış kadar etkilendik. Dünya Savaşları, aynı zamanda KITLIK YILLARI olarak anılırlar. Birinci Dünya Savaşı (BİRİNCİ KITLIK DÖNEMİ), İkinci Dünya Savaşı da  (İKİNCİ KITLIK DÖNEMİ) olarak tanımlanır. Savaşlar yüzünden yaşanan kıtlık dönemlerinde bir parça ekmek bulabilmek uğruna yaşanan acılarla ilgili anekdotlar oldukça ibret vericidir. 
Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşında bizatihi vardı. Bu açıdan, savaşın acılarını birinci derecede yaşayan ülkelerden biri konumundaydı. O yıllarda Devlet yetkilileri tarafından Rus işgaline karşı meskun mahallerin boşaltılmaları özellikle kadın, çocuk ve yaşlıların kırsal kesimlere çekilmeleri konusunda halka uyarı ve telkinlerde bulunulmuştu. Siirt’te de, Şehir halkının kadınları, çocukları ve yaşlıları yakın köylere çekilirken, bu arada türeyen eşkyalar tarafından yolları kesilerek soyulmaları gibi acı olaylar da yaşanmıştı. 

İkinci Dünya Savaşında ise özellikle BUĞDAY STOKU yüzünden ekmek karneye bağlanmıştı. Sıkıntı, buğday yokluğundan değil, Türkiye’nin iradesi dışında harbe sokulması durumunda, yaşanabilecek sıkıntılara karşı buğday stokuna gidilmesiydi. Türkiye’nin o yıllardaki idarecileri, savaşa girmemek konusunda kararlı olmakla birlikte, yine de her an için savaşa sokulabilecekleri intimali üzerinden hareketle, buğday stoku cihetine gidiyorlardı. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı makamında olan Merhum İsmet İnönü için muhalifleri bilahare buğday stoklayarak halkı açlığa mahkum ettiğini belirterek yüklenince şu meşhur sözü söylemişti: “Evet, milleti aç bıraktım ama, savaşa sokmayarak, çocuklarını yetim, kadınlarını dul bırakmadım.”

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI,  ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞINA YOL AÇAR MI BİLİNMEZ AMA, MİLLET OLARAK BİRİNCİ VE İKİNCİ DÜNYA SAVAŞLARINDA YAŞANAN KITLIK DÖNEMLERİNDEN SONRA ÜÇÜNCÜ KITLIK DÖNEMİNİ YAŞADIĞIMIZ AŞİKÂR. ALLAH KORUSUN, YA SAVAŞA GİRERSEK…

ANEKDOTLAR

Buğday, Hacc’a gitmeye niyet etmiş. O yıllarda Hacca kervanlarla gidilir, gelinirmiş. Yani, öyle 2-3 hafta sürecek bir yolculuk değilmiş. Nereden bakarsanız, 3-5 aylık süreyi kapsayan uzun bir yolculuk.

Buğdayın, Hacca gidecek olması, Arpayı umutlandırmış. Acaba yerini alabilir miyim diye düşünüyormuş. Buğdayın huzuruna çıkarak sormuş:

-Sen gelinceye kadar, yerini alabilir miyim? demiş. 

Buğday:

-Olabilir, mümkün mertebe yokluğumu hissettirmezsen iyi olur! diye cevap vermiş. 

Arpa, sorularına devam etmiş:

-Ekmek olabilir miyim!

-Olabilirsin! diye cevap vermiş, buğday. 

Arpa, yine sormuş:

-Peki, ya bulgur oılabilir miyim?

-Pek uygun düşmez ama, zaruret hasıl olursa, bulgur da olabilisin! demiş, buğday. 

Bu cevaptan güç bulan Arpa, son bir hamle yaparak sormuş:

-Peki, ya BAKLAVA OLABİLİR MİYİM!

Kafasının tası atan buğday söylenmiş:

-YOK, ÇÜŞŞ ARTIK. O KADAR DA UZUN BOYLU DEĞİL. HADDİNİ BİL!


Türkiye’de yağ sıkıntısı başgöstermiş deniliyor. Neyse ki, yağcıların yağı tükenmez. Hem, yağcıların, yüz suyu yağlarını toplamak mümkün olsaydı, inanır mısınız yağ sıkıntısı çekmek şöyle dursun, YAĞ BOLLUĞU bile yaşanırdı. 

TAŞLAMA

VERGİLERDEN, ZAMLARDAN 
VATANDAŞLAR YANMIŞTIR
KITLIKLARDA ÜÇÜNCÜ
DÖNEM BİL BAŞLAMIŞTIR

BUNCA ZAM BİR ARDADA 
ZAM DEĞİL BU, ZULÜMDÜR
GİDİŞ BU GİDİŞ İKEN
HALK AÇLIĞA MAHKUMDUR

NEDEN DUYULMUYOR HİÇ 
EMEKLİNİN FERYADI
OYSA Kİ  BU FERYATLAR 
SAĞIR SULTANA VARDI

USANDI ARTIK MİLLET
BU PEŞPEŞE ZAMLARDAN
VATANDAŞ FERYAT EDER
BİR DUYAN YOKTUR İNAN

YAZIYI PAYLAŞ!