DİNLERİN DÜŞMANLARI, ŞAHSİ MENFAATLERİ İÇİN  İSTİSMAR EDENLERDİR! - Ahmet Arıtürk

DİNLERİN DÜŞMANLARI, ŞAHSİ MENFAATLERİ İÇİN  İSTİSMAR EDENLERDİR!


Evet, sadece İslâm dininin değil, bütün dinlerin en büyük düşmanları, dini, şahsi menfaatleri için kullanan siyasiler ve sözde din adamlarıdır. Bu durum, sadece İslam dini için değil, Hıristiyanlar, Yahudiler ve diğer dinler için de böyledir.

Orta çağlardaki Avrupa'nın durumunu düşünün. Cennetten tapu satan din adamları mı dersiniz, (dünya yuvarlaktır) diyen bilim adamlarını (kâfir) ilan eden sözde din adamları mı istersiniz.

İşin doğrusu, Avrupa ileri sanayi hamleleri ve teknikteki gelişmeleri sayesinde din simsarlarını aştı. Kimse, din adamlarının ne dediğine itibar etmiyor, oyuna gelmiyor, din adamları da, ortaçağda olduğu gibi şarlatanlık peşinde koşmuyorlar. Maalesef, Müslüman ülkelerde din istismarcısı siyasetçilerle, şarlatan din adamları kol-kola at koşturmaktadırlar. Bu şarlatanlardan biri:

 "Önümüzdeki günler çok hayır göstermiyor. Toplum olarak yeniden İstiklâl Savaşı gibi bağımsızlık mücâdelesi verebiliriz! Çok din-devlet düşmanı var. Onun için bir temizlik de icap edebilir..." diyerek din – iman edebiyatı üzerinden milleti germenin peşinde.

"İnsan kenarda köşede onun için ekmek alacak para koymalı. İnsan bir senelik ihtiyacını, temel ihtiyaç maddelerini, bozulmayacak mallardan kilerinde, ambarında bulundurmalıdır. Bu sünnettir. Un, şeker, kuru fasulye, nohut gibi..."

Ve devam ediyor: “Lükse şeye düşmemek lazım. Memleketin önündeki durumlar belli değil. Bütün dünyanın gavuru şeyleri bize çevirmiş yani...

Suriye'de büyük bir siyonist Kürdistan kurulmak üzere... Burada büyük tehlikeler var. Yeniden bir İstiklal Savaşı gibi, bir Kuva-i Milliye hareketlenmesi gibi, yeniden bir vatan müdafası gibi durumlar icap edebilir.

Önümüzdeki günler çok hayır göstermiyor. İlerisi hayırdır ama çok vatan haini var. Çok din-devlet düşmanı var. Onun için bir temizlik de icap edebilir...

Ne olur ne biter bilmiyorum ama ‘nakit’ çok önemli bir şeydir. Bazı kere satacak malın olsa da ha dediğin zaman satamıyorsun. Birden bir piyasa çöküyor, evin var kaç tane aç kalıyorsun. Bir korona oldu kaç tane meslek yok oldu.

İnsan kenarda köşede onun için ekmek alacak para koymalı. İnsan bir senelik ihtiyacını, temel ihtiyaç maddelerini, bozulmayacak mallardan kilerinde, ambarında bulundurmalıdır. Bu sünnettir. Un, şeker, kuru fasulye, nohut gibi...”

Türkiye’nin bir İÇ SAVAŞ TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA OLDUĞU intibaını uyandıran bu sözlere karşı ilgililerin ve yetkililerin yapacakları açıklamaları yok mu!

Böyle şarlatan din adamları için söylenecek son sözü söyleyelim. Bütün dinlerin en büyük düşmanları, şahsi menfaatleri için dini istismar eden siyaset erbabıyla, sözde din adamlarıdır…

GENEL AF VE KUL HAKKI!

2023 genel seçimleri yaklaşırken, genel af çıkarılacağı yolunda yaygın söylentiler var. Hedef siyasi suçlar yanında PKK, KCK ve diğer siyasi davaların sanıklarını birlikte tahliye etmek! Tabii, siyasi davalar yanında, adi davalardan yargılanıp hüküm giyenler de bu sayede affedilmiş olacaklar.

Affetmek, elbette büyüklüktür. Ancak, affın bazı mağduriyetler yaratması kaçınılmazdır. Adi suçlar kapsamında adam öldüren, tecavüzcü olan, hırsızlık yapan serbest bırakılırsa, bu suçları işleyenlerin muhatapları devletin eliyle daha da mağdur duruma düşürülmeyecekler mi. Tecavüz mağduru biri, bir de bakacak ki tecavüzcüsü karşısında. Katil olayında annesini, babasını, kardeşini, herhangi bir yakınını kaybeden kimse de katiliyle karşı karşıya gelecek.

Devlet, kendisine karşı işlenen suçları affedebilir amma, şahıslara karşı işlenen suçları affetmek hakkına sahip değildir. Böyle bir af için mağdur olan tarafın rızasını almak esastır.

Genel af çıkarıp, birilerini bırakıp memnun ederken, bir de olayların mağdurlarını düşünmek lazım.

Genel af çıkarılması Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisinde olmakla birlikte, meclisin böyle bir yetkiyi kullanması yeni mağduriyetler doğuracağından sakıncalıdır. Bir yerde suça teşviktir. (Nasıl olsa af çıkacak) denilerek suç işleyenler çok olmuştur ve olacaktır.

Yüce Allah bile, kendisine karşı işlenen suçları (günahları) affederken, kul haklarını affetmez! Yani, genel af çıkartmak demek, kul haklarını da affetmek anlamına gelir ki, böyle bir affın mağdurlarının iki elleri, ahret günü, affı çıkaranların boyunlarında olacaktır!

ANEKDOT

Orta çağ Avrupa'sında Cennete ait tapular satan kiliseye giden zengin bir Hristiyan:

-Siz, sadece cennet tapusu mu satıyorsunuz. Cehennemden yer almak isteyen varsa, karşılayabilir misiniz? diye sorar.

Kilise yetkilileri cevap verir:

-Cehennem tapusu satarsak, kim alır ki?

Zengin adam cevap verir:

-Ben alıcıyım. Hatta, bütün cehennemi satın almaya!

Kilise yetkilileri, bir enayi bulduklarına sevinirler. Yüksek bir fiyatla, sözde cehennemin tapusunu zengin şahsa sattıklarına dair senet imzalarlar.

Zengin adam tapuyu alır ve dışarıya çıkar. Cennetten tapu satın almak için kuyrukta bekleyen ahmaklara seslenerek der ki:

-Artık, cennet tapusu almanıza gerek kalmadı. Ben, cehennemin tümünü satın aldım. İşte tapusu. Cehennem benim mülküm olduğuna göre, hiç birinizin girmesine müsaade etmeyeceğim. Dolayısıyla, öldüğünüz zaman cennetten başka gidecek bir yeriniz de olmayacak.

Bunun üzerine cennetten tapu almak için kuyruğa girmiş olanlar, bir anda dağılırlar…

TAŞLAMA

DİNE EN BÜYÜK ZARAR

BİL Kİ DİNCİDEN GELİR

DİNİ KOZ KULLANANDAN

VE DE KİNCİDEN GELİR

ÇOK KAN DÖKÜLECEKMİŞ

HAZRET BÖYLE BUYURUR

BİRİLERİN MESAJI

BÖYLECE DUYURULUR

BU YIL ÇOK TEHLİKELİ

BİR YIL OLACAK DİYEN

HAZRETİN SÖZLERİNE

SAKIN HA SAKIN İNANMA

CÜBELİ EFENDİYE

CÜBESİZDEN NASİHAT

SİYASETE SULAŞMA

DİKKAT ET HOCA DİKKAT

YAZIYI PAYLAŞ!