Son günlerde, medyada en çok tartışılan isimlerden biri de şüphesiz ki eski Milli Güreşçi Hamza Yerlikaya’dır.
1986 yılında güreşe başlayan Hamza Yerlikaya'nın katıldığı ilk uluslararası turnuva Kanada Québec'de yapılan 1991 Yıldızlar (16 yaş altı grubu) Dünya Şampiyonası'dır. Bu turnuvada dördüncülük elde etmişti. Hamza Yerlikaya, daha 17 yaşındayken 1993 yılında İstanbul'da düzenlenen Büyükler Avrupa Şampiyonası'na katılmış ve ikinci olmuştu.
Aynı yıl Stokholm'de düzenlenen 1993 Dünya Şampiyonasında Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonu olan Yerlikaya, Uluslararası Güreş Federasyonları Birliği (FILA) tarafından modern güreş tarihinde dünya minderlerinde ilk kez 17 yaşında bir güreşçinin şampiyon olduğunu açıklayarak O’nu, ASRIN GÜREŞÇİSİ unvanı ile ödüllendirmişti.
Yerlikaya, 1996 - 1997 yıllarında Ankara'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nde askerlik görevi devam ederken Türk askeri olarak sivil bir olimpiyatta altın madalya alarak Türk spor tarihinde de bir ilke imza atmıştı. Yerlikaya’nın güreşteki başarıları bu şekilde devam etmişken, bu güzel ve başarılı insan hayatının en büyük hatasını belki de siyasete atılmakla yapmıştı. 22 temmuz 2007 tarihli genel seçimlerde Adalet ve Kalkınma Partisi listesinden memleketi Sivas'tan TBMM 23. dönem milletvekiliğine seçilen Yerlikaya bu kadarıyla yetinse yine de iyi olacaktı. Milletin gönlünde taht kuran bir milli güreşçi olarak anılacaktı. Ancak, Hamza Yerlikaya siyasete atılınca ve bilahare de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Gençlik ve Spor Bakanlığı yardımcılığına atanınca, hele hele bundan bir kaç ay önce de Vakıfbank tarafından Yönetim Kurulu üyeliğine atanınca işin rengi değişti. Hamza Yerlikaya’nın mazisini araştıranlar oldu. 2001’li yıllarda 'SAHTE DİPLOMA' kullandığı iddiasıyla yargılandığı, bu konuda Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında "sanığın sahte olan diplomayı bilerek kullandığı" ortaya döküldü. Bu diploma ile Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu'na kaydını yaptırdığı anlaşılan Yerlikaya’nın, sahte lise diplomasıyla girdiği ve mezun edildiği yüksekokul diplomasının da bu durumda geçersiz olduğu iddiaları var.
Bu ülkede yaşayanlar olarak biliyoruz ki, SAHTE DİPLOMA konusu çok yaşanan ve karşılaşılan olaylar cümlesindendir. Nice İMAMLARIN bile, sahte İmam Hatip diplomayla işe girdikleri yıllarca sonra yapılan şikayetler ve tahkikatlar sonucu anlaşılmıştır. Sahte diplomalı doktorlar mı, mühendisler mi, Diş tabipleri mi, öğretmenler mi istersiniz. Hemen her meslekten birilerinin diplomalarının sahte olduğu zaman içinde ortaya çıkmıştır. Belki de suya sabuna dokunmayan birçok sahte diplomalılar durumlarını kurcalayan olmadığı için görevlerine devam etmektedirler.
Evet ve maalesef ülkemizde SAHTE DİPLOMALARIN ve SAHTE DİPLOMALILARIN haddi, hesabı yoktur. Kaldı ki, Hamza Yerlikaya’nın AĞABABASININ bile DİPLOMASINI HALA GÖREN OLMAMIŞTIR. Yani, Türkiye’de SAHTE DİPLOMA KULLANMAK gerçekte VAKA-I ADİYEDENDİR. Hele, Hamza Yerlikaya’nın durumu daha da yoruma muhtaçtır. Dünya çapında başarılara imza atmış bir milli güreşçinin, bence Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı olması da gayetle normaldir. Sonuç itibarıyla, spor mesleğinin HAYAT OKULUNU OKUMUŞTUR. Ancak, Vakıfbank’ın Yönetim Kurulu üyesi olmayı kabul etmesi, büyük bir yanlıştı. Kendisine böyle bir teklif yapıldığı zaman (Ben bankacılıktan ne anlarım) diyerek elinin tersiyle itmiş olsaydı, ne geçmişini araştıran, ne de SAHTE LİSE DİPLOMASINI KURCALAYAN OLMAYLACAKTI.
İnsanoğlu doyumsuzdur, tamahkârdır. Vakıfbank Yönetim Kurulu üyeliğinden alacağı ayda belki de 20-30 bin TL için bu durumlara düşmeğe değer miydi! Bize göre Hamza Yerlikaya SAHTE DİPLOMADAN ÇOK, huzur hakkı ödemelerine tamah ederek, Vakıfbank Yönetim Kurulu Üyeliğini kabul etmekle Olimpiyat şampiyonu olarak milletin gönlünde yaşamasının paha biçilmezliğini yıktı, kendisine yazık etti…
