DÜNYANIN EN BÜYÜK TERÖR ÇETESİ, ABD’NİN KENDİSİDİR! - Ahmet Arıtürk

DÜNYANIN EN BÜYÜK TERÖR ÇETESİ, ABD’NİN KENDİSİDİR!


Adının (DEVLET) olduğuna bakmayın. Dünyanın en büyük terörist çetesi, Amerika Birleşik Devletlerinin kendisidir. Terör çeteleri sınıf sınıftır. Kimi çete, köy çapındadır. Bulunduğu köy halkını soyar, soğana çevirir. Adı çete başı olmaz da, ya ağa olur, ya aşiret reisi! Birkaç köyü bir arada haraca bağlayan ağalar ve aşiret reisleri, bir üst sınıfı teşkil ederler.

Beldelerde, ilçelerde ve diğer yerleşim ünitelerinde de çete gibi iş gören, halkı soyup, soğana çevirenler vardır. İller çapındaki çeteler  genelde siyasi partilere kapağı atmış yönetici pozisyonunda kimselerdir. Devlet kurumlarına ait ihaleleri kotarır, kadro ticareti ve benzeri vurgunlar peşinde olurlar. Büyükşehirlerde (BABA) takımı olarak nitelendirilenler olur. Bunlar meyhaneleri, kerhaneleri, barları, pavyonları, esnafları haraca bağlayanlardır. Ülke genelinde büyük vurgun vuranlar ise genelde BEŞLİ ÇETE gibi iyilik meleği geçinenlerdir.

Bütün bunların yanında ülkeleri haraca bağlayan çeteler vardır ki, adlarına SÜPER GÜÇ denilir. ABD, Rusya ve Çin gibi. Bu büyük çetelerin işleri, küçük devletleri sömürmek, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını ele geçirmektir. Nerde petrol, doğalgaz sahaları, altın, maden yatakları vesaire varsa, üzerine çöreklenirler. Küçük ve güçsüz devletlerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerine sahiplenirler. Kafaları kızdığı zaman, başka ülke vatandaşlarının, ülkelerine kaçırarak bankalarındaki gizli hesaplara yatırdıkları veya gayrimenkullerle değerlendirdikleri servetlerine el koyarlar (mal varlığınızı dondurduk) derler. Onlara, kim karşı koyabilir. Karşı koyan olsa, uçaklarla, füzelerle üzerlerine bombalar yağdırırlar.

Bir anekdot anlatılır. Ülkelerini işgâl eden ABD’li komutana, işgal altındaki ülkenin bir siyasetçisi:

-Ülkemizi ne hakla işgâl ediyorsunuz! diye sorunca, o sırada geçmekte olan birliklerine ait tankları göstererek cevap verir:

-Bunların verdiği hakla…

Evet ABD, Rusya, Çin, Hindistan, İngiltere, Fransa, ve benzeri güçlü ülkeler, gerçekte büyük çetelerdir. İşleri, küçük ve güçsüz ülkeleri soymaktır. Ama, bu çetelerin en güçlüsü Amerika Birleşik Devletleridir. ALLAH, MİLLETİMİZİ ŞERRİNDEN KORUSUN…

EKONOMİNİN BAŞINA YİNE BİR KEMAL DERVİŞ Mİ GETİRİLSİN

Türkiye, 2001 yılında yine bir ekonomik krizin içine düşmüştü. Krizden çıkabilmemiz için Türk kökenli ABD Vatandaşı Kemal Derviş getirilerek ekonomide kaptan köşküne oturtuldu. 3 Mart 2001 günü Maliye Bakanı olarak ataması yapılan Derviş,  Türkiye’nin orta vadede krizden çıkmasında önemli bir rol oynadı. Kemal Derviş’in babası Türk; annesi ise Alman’dır. Kemal Derviş, İngiltere’de Londra Ekonomi Okulu’ndan ekonomi bölümünde lisans ve yüksek lisans derecelerini aldıktan daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin Princeton Üniversitesi’nde doktorasını yapmıştı.1977 yılında  Dünya Bankasına giren Derviş. Dünya Bankası’ndaki görevinde 1996 senesinde Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan sorumlu başkan yardımcılığına kadar yükselmişti.

Kasım 2000 ve Şubat 2001 olmak üzere Türk ekonomisini derinden etkileyen iki mali krizin akabinde Türkiye’ye davet edilen Kemal Derviş, 22 yıldır devam ettiği Dünya Bankası görevinden istifa ederek 3 Mart 2001 tarihinde Bülent Ecevit hükumetinde Ekonominden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevini üstlenmişti.

Kemal Derviş, Türk ekonomisinin büyük bir sınavdan geçtiği 2001 Krizi’nde bir kurtarıcı olarak görülmüştü. Kemal Derviş, bu sorumluluğu kabul ederek Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumdan kurtulması adına formüller üretmeye başladı. Uluslararası Para Fonu, ya da bilinen ismiyle IMF ile müzakereler düzenledi ve mali krizin en az hasarla atlatılmasını sağladı. Türk ekonomi sisteminde köklü bir biçimde yeninden dizayn edilmesini sağlayan ‘Güçlü Ekonomi Programı’nı hazırlayan Derviş, 2002 yılının Ağustos ayında dönemin başbakan yardımcısı olan Devlet Bahçeli ile görüş ayrılığına düştü ve görevinden istifa etmişti.

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı görevinden istifa ettikten sonra İsmail Cem ve Hüsamettin Özkan ile beraber Yeni Türkiye Partisi’nin kuruluş çalışmalarına katıldı fakat bu partiye katılmayan Derviş, Cumhuriyet Halk Partisi’nin milletvekili adayı oldu. Kemal Derviş, 3 Kasım 2002 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’nden İstanbul milletvekili seçildi. Derviş, bu görevinde de uzun süre kalmadı ve 9 Mayıs 2005 tarihinde milletvekilliği görevinden istifa ederek Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanlığı görevine atandı.

Bazılarına göre Kemal Derviş, iyi bir ekonomistti. 2002 ile 2008 yılları arasındaki ekonomik refahın ana müsebbibi olarak gösterilen Kemal Derviş, bazılarına göre de tam tersi, kötü bir ekonomistti.

Derviş’in getirdiği programın kendisine ait bir programı olmadığını dile getiren bazı kişiler, bu programın yıllardır IMF ve Dünya Bankası tarafından önerilen bir program olduğunu ve kriz ortamında medyanın da Derviş’i pohpohlamasıyla program kabul edildiğini ve Kemal Derviş’in, bir kahraman olarak gösterildiğini dile getiriyor.

Bugün Türk ekonomisi 2001 yılında yaşanan krizden de çok daha kötü bir durumda. (Yüksel ki yerin bu yer değildir, dünyaya gelmek hüner değildir) deyiminde olduğu gibi, döviz ve altın fiyatları yanında bütün tüketim maddeleri olağanüstü yükselmiş durumda. Gerçek enflasyon oranının yüzde yüzlerin de üzerinde olduğu söyleniyor.

Bir zamanlar, yine raydan çıkmış olan ekonomiyi  rayına oturtsun diye o yılların Başbakanı Merhum Bülent Ecevit tarafından  Türkiye'ye davet edilen Kemal Derviş 3 Mart 2001'de Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı'na getirilmiş ve ekonominin işleyişi ona teslim edilmişti.  O zamanın tabiriyle (Derviş hapşırsa, ekonomi nezle oluyordu!) Adam, hiç olmazsa maliyeciydi. Uluslararası kariyeri vardı. Dünya Bankasında önemli pozisyonlarda görev yapmıştı. Yani, PARANIN CİĞERİNİ BİLİYORDU. Şimdikiler gibi, hiçbir şey bilmedikleri halde, her şeyi bildiklerini zannedenlerden ve her işe maydanoz olanlardan değildi! İşin gerçeği, ekonomide uyguladığı politikalar tutmuştu. Getirdiği yöntemler sayesinde büyük çöküş gösteren Türk ekonomisi yavaş-yavaş da olsa düzene girdi, kendisine geldi.

Hiç maliye bilgisi olmayan ve Maliyenin (M) sini bile bilmeyen birileri kalkar da, para politikasına yön vermeye kalkışırlarsa, bunun sonucu olarak 1 dolar, 14-18 TL’ye kadar çıkarsa hiç şaşırmamak gerekir. Bunlar da hapşırdıklarında, dolar füze gibi fırlıyor, yükseldikçe,  yükseliyor!

Evet, bir zamanlar Kemal Derviş ne konuşacak, ne diyecek diye ağzına bakılırdı. Paranın rotası böyle saptanırdı. Adam, dünya çapında bir ekonomi uzmanıydı. Bunun böyle olduğu O, Türkiye’den ayrıldıktan sonra, yerleştirdiği ekonomik sistemin tıkır-tıkır işlemesinden ve ekonomimizi rayına oturtmasından belli oldu. 2002 yılından sonra, ekonomide yaşanan nispi rahatlama, Kemal Derviş’in kurduğu sistemden kaynaklanmaktaydı.

Acaba, bozulan ekonomiyi düzeltmek için acilen yeni bir KEMAL DERVİŞ arayıp iş başına getirsek mi dersiniz!

TAŞLAMA

DÜNYADAKİ EN BÜYÜK

TERÖR ÇETESİ KİMDİR

DİYE SORACAK OLSAN

DERİM Kİ ABD’DİR

BİRER TERÖR ÖRGÜTÜ

ABD, ÇİN VE RUSYA

HİNDİSTAN, İNGİLTERE,

FRANSA VE ALMANLYA

BİZDE BEŞLİ ÇETE VAR

SOYMAKTADIR MİLLETİ

AŞİRETLER, AĞALAR

KÜÇÜK ÇAPLIDIR BELLİ

DÜNYADA HEP SÖMÜREN

GÜÇLER OLMUŞ, OLACAK

OSMANLI DA BİR ZAMAN

BÜYÜK BİR ÇETEYDİ BAK

YAZIYI PAYLAŞ!