BU ÜNİVERSİTELERDEN, BİLİM ADAMI ÇIKMAZ! - Ahmet Arıtürk

BU ÜNİVERSİTELERDEN, BİLİM ADAMI ÇIKMAZ!


Türkiye’de yeni üniversiteler kurmakla övünenler ve (her ile bir üniversite kurduk) diyenler, maalesef, üniversitelerin birer bilim yuvası olmaktan çıkmalarının da müsebbipleridirler. Birer bilim yuvaları olmaları gereken üniversitelere yapılan yandaş Rektör atamaları yanında, alınacak araştırma görevlilerinden tutunuz da, her düzeyde akademisyenler artık bilgilerine, becerilerine, bilimle uğraşmak azim, irade ve kapasitelerine göre değil, iktidara veya iktidarın atadığı rektörlerin tensipleriyle alınmaktadırlar.

Kendi çocuklarını, eşlerini, kardeşlerini, yandaşlarını üniversitelere almak için şahsa özel sınavlar açan rektör haberlerine son zamanlarda çok şahit olduk. Üniversitelere torpilin girmesi, şüphesiz yetenekli kişilerin belli görevlere atanmalarının önünde engel teşkil etmektedir. Gerçek anlamda sınavlar yapılırsa, zeki gençlerin önleri açılacak, belki ileride bunlardan Türkiye ve dünya çapında bilim adamlarının, HATTA MUCİTLERİN çıkmasının önü açılacaktır. Ama, üniversitelere araştırma veya öğretim görevlilerini torpille aldığınızda, bilimde alınacak mesafe atadığınız kişilerin zekaları düzeyinde sınırlı kalacaktır. Oysa, üniversitelerde araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, doktora yapan, doçent yardımcısı, doçent ve profesörler gerçek anlamda hak ederek o yerlere gelirlerse, bilimin yolu da açık olacak, önemli mesafeler katedilecektir. Bugün Türkiye’de 200’ün üzerinde üniversite bulunmaktadır.

İnanır mısınız, bu üniversitelerin çoğunun öğretim düzeyi, geçmiş yılların liselerinin seviyesinde bile değildir. Rektörleri, dekanları, öğretim görevlileri genelde torpille bu makamlara geldikleri için, bilimle uğraşmak gibi bir dertleri de yoktur.

Çünkü böylelerinin amacı bilime katkı sağlayacak faaliyetlerde bulunmak değil, makam kapmaktır. Eh, istedikleri makamlara da geldiklerine göre, bilimsel konularda kafa yormanın (zaten öyle bir kafa yapıları da yok) ne anlamı var. Makam yüksek, maaş yüksek. Oh ne rahat, yan gel yat! Bilindiği gibi, ülkemizde Rektör atamaları artık doğrudan doğruya tek adam hükmündeki Cumhurbaşkanlığı makamının uhdesindedir. Mevcut üniversitelerin büyük çoğunluğunun rektörleri de Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından doğrudan doğruya atanmışlardır.

Nitekim, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne de bir AKP’li olan Prof. Dr. Melih Bulu’nun atanması 4 Ocak 2021 Pazartesi günü üniversite kampusunda yapılan gösterilerle protesto edilmek istenmiş, gösterici öğrencilere güvenlik güçleri tarafından müdahale edilerek biber gazı ve plastik mermi ile saldırılmış ve bazı öğrenciler gözaltına alınmıştır. Prof. Dr. Melih Bulu'nun Türkiye’nin en saygın üniversiteleri arasında yer alan Boğaziçi üniversitesinin Rektörlüğüne atanması hem öğrenciler hem de öğretim üyeleri tarafından tepkiyle karşılanmıştır. Hemen anımsatalım, Prof. Bulu önceki seçimlerde AKP'den milletvekili aday adayı olmuştu. Yüzlerce öğrenci ve öğretim görevlisinin katıldığı protesto gösterisinde "Kayyum rektör istemiyoruz", "Ferman devletin, üniversiteler bizimdir", "Melih baksana, kaç kişiyiz saysana" sloganları atılmıştır. Boğaziçililerin gösterisine İstanbul Üniversiteliler, ODTÜ'lüler ve İTÜ'lüler de destek vererek dayanışma sergilemişlerdir.

Evet, üniversiteler başka kurum ve kuruluşlara benzemezler. Birer bilim yuvaları olmaları gereken üniversitelere ehliyetsiz, liyakatsız yandaşları atamağa başlarsanız, en büyük kötülüğü, bilim alanına yapmış olursunuz. Rektörleri, dekanları ve her düzeydeki yöneticileri torpille atanmış üniversitelerden, bilim adamları yetişmez, boşuna beklemeyin!

YAZIYI PAYLAŞ!