Ahmet Arıtürk Yazdı: VİTRİN MANKENLERİ!!! - Ahmet Arıtürk

Ahmet Arıtürk Yazdı: VİTRİN MANKENLERİ!!!



AKP iktidarı, istismar edecek başka bir konu bulamayınca, döndü dolaştı, makarayı baştan sararak işi yine TÜRBAN İSTİSMARINA getirdi.

Biliyorsunuzdur, geçenlerde HALK TV’de bir program vardı. Şirin Payzın’ın moderatörlüğünde düzenlenen açık oturuma Kültür eski Bakanlarından Durmuş Fikri Sağlar da katılmıştı.

Söz dönüp dolaşıp, Ekrem Babacan’ın, partilerinin genel kongresinde konuşma yaparken, kızkardeşinin 28 Şubat mağduru olmasından yakınarak, gözyaşı dökmese bile, gözyaşı döker hale gelmesine evrildi. Bu arada Kültür eski Bakanı Sağlar, ne kadar kültürlü olduğunu(!) kendi anlayışına göre vurgulayan bir tespit yaparak: “Bir mahkemeye çıksam ve beni türbanlı bir hâkim yargılarsa, tarafsız karar vereceği inancında değilim” anlamına gelen sözler sarfetti.

Vay, sen misin böyle konuşan. Ertesi günü bütün AKP’li üst düzey yetkililer demeç üzerine demeçler verdiler. “İşte CE-HA-PE zihniyeti bu” dediler. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Cuma namazı çıkışında (artık Cuma namazı çıkışlarında Sayın Erdoğan’ın ayak üstü beyanatlar vermeleri olmazsa olmazlardandır) CE-HA-PE’li başörtülü bayanlar için (VİTRİN MANKENLERİ) tespitini yaptı.

Aslında, bu tespiti yapan Sayın Cumhurbaşkanı, AKP içindeki başörtülü bayanları da bir nevi VİTRİN MANKENİ olarak kullandıklarının itirafını yapmış olmaktaydı. Evet, Kültür Bakanlığının eski kültürsüz Bakanı, türbanlı kadınlar için açık bir şekilde suizanda bulunarak, hâkim olmaları durumunda taraflı karar vereceklerinden endişe edeceğini vurgulamış, onları aşağılamıştı. Ancak, Sayın Cumhurbaşkanının CE-HA-PE’li türbanlıları VİTRİN MANKENLERİNE benzetmesi, türbanlı kadınlarımıza yönelik çok daha ağır bir hakaret içermektedir. Sayın Cumhurbaşkanının bu ifadesinden sonra, AKP’li türbanlı milletvekilleri başta olmak üzere, her organdaki kadınların da birer VİTRİN MANKENİ oldukları sonucu ortaya çıkmaktadır.

Neyse, bizim asıl konumuz bu değil. Aradan yıllar geçtikten ve ırmakların altından nice sular aktıktan sonra, AKP’nin yeniden türban istismarına sarılmak ihtiyacını hissetmesine takıldık. Geçmişte, bu TÜRBAN OLAYI çok istismar edildi. “TÜRBANLI ANAM”, “TÜRBANLI, EŞİM”, “TÜRBANLI BACIM”, “TÜRBANLI KIZIM”, “TÜRBANLI GELİNİM” deyimlerini çok duymuştuk da, artık bu istismarın son bulduğuna inanır olmuştuk. Meğer, türban konusunu ısıtıp yine gündeme getirenler ve TÜRBAN İÇİN AĞITLARYAKANLAR VARMIŞ!

Bakın, Türkiye’de artık TÜRBAN diye bir sorun kalmamıştır. Ama ağlamak mı istiyorsunuz, size neler için ağlamak gerektiğini maddeler halinde ve aklımın yettiğince anımsatayım:

*Ağlamak mı istiyorsunuz! Öncelikle, Türkiye’de ADALET mekanizmasının göklere çekilmiş olmasına ve adalete güvenin yüzde yirmiler düzeyine gerilemiş olmasına ağlayınız!

*15 milyon işsiz insanımızın bulunduğunu anımsayarak, bu garibanlara ağlayınız.

*Ailelerinin binbir güçlükle okuttukları ve üniversite mezunu yaptıkları halde, torpilliler sebebiyle iş bulamayan fakülte mezunu gençlerin durumlarına ağlayınız.

*30 yaşını gaçtikleri halde, parasızlıktan evlenemeyen ve (Eğer evlenirsem, ailemi nasıl geçindirebilirim) korkusuyla bekâr kalan erkeklerin durumlarına ağlayınız!

*Cumhuriyetin eserleri olan milli sanayiimize ait tesislerin özelleştirme adı altında sudan ucuz fiyaklarla yandaşlara peşkeş çekilmelerine ağlayınız!

*Türkiye’nin 500 milyar dolar dış borcu olduğunu anımsayarak, geleceğimizin ipotek altına alınmış olmasına ağlayınız!

*Sürüp giden hayat pahalılığına ve bir türlü dizginlenemeyen enflasyona ağlayınız!

*Çay-simit parasına çalışmaya mahkum edilen ASGARİ ÜCRETLİYE ağlayınız!

*İki yakasını bir araya getiremeyen, asgari ücret düzeyinde bile maaş alamayan emekliye, maaşı asgari ücrete denk gelen memurlara ağlayınız!

*Çocuğunun eğitimi için bilgisar, tablet alamayan velilere ağlayınız!

*Suriye’de, Libya’da verdiğimiz şehitlere ağlayınız!

*Koronavirüs pandemisi nedeniyle her gün ölen ve gerçek sayıları gizlenen vatandaşlara ağlayınız!

*Giderek yozlaştırılan eğitime, çarkları duran sanayiin durumuna, cezaevlerini dolduran onbinlerce insanımızın geleceğine ağlayınız!

*Liyakatsız atamalar sebebiyle rayından çıkan gerçek işlevlerini yapamaz hale gelen kurum ve kuruluşların durumlarına ağlayınız!

*Sözün özü, ağlanacak o kadar çok sorun var ki, dönüp dolaşıp, makarayı baştan saranlar ve türbanı gündeme getirenler, bilsinler ki, MİLLET ARTIK TÜRBAN İSTİSMARINDAN GINA GETİRMİŞTİR!!!

YAZIYI PAYLAŞ!