SAYIN AKŞENER’İN “MANİFESTO” OLARAK YORUMLANAN KONUŞMASI - Ahmet Arıtürk

SAYIN AKŞENER’İN “MANİFESTO” OLARAK YORUMLANAN KONUŞMASI


İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Partisinin grup toplantısında gerçekten (MANİFESTO) olarak yorumlanabilecek bir çıkış yaptı ve GEZİ ile ilgili mahkeme kararını “toplum vicdanına hançer vuran bir trajedi" olarak niteledirdi. Akşener "1908'de istibdada karşı koyan ruh neyse, Gezi de odur. 31 Mart'ta, meşrutiyeti yıkmaya kalkışan darbecilerin, karşısında duran irade neyse, Gezi de odur" diyerek İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Gezi Parkı Davası'nda tutuklu iş insanı Osman Kavala hakkında mahkeme, oy çokluğuyla "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesiyle, aynı davada tutuksuz yargılanan Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'ye de 18'er yıl hapis cezası verilmesini ağır bir dille eleştirdi. "Osman Kavala davası toplum vicdanına ve millet varlığına hançer vuran, binlerce yargı trajedisinden sadece bir tanesidir. Yasama ve yürütmenin yanında yargı yetkisinin de saraydaki şımarıkların, nargile masalarına çerez edildiğinin, bir başka önemli kanıtıdır" diyen Akşener GEZİ ile ilgili tespitlerde bulunarak: "Cumhuriyetimizi, tek bir adama mahkûm etmek isteyenlere karşı, adeta bir duvar olmuştur. Ve o duvar, Sayın Erdoğan ve avaneleri eliyle, rayından çıkartılana kadar da, dimdik durmuştur. Gençlerimiz, uğruna ölecekleri vatanları, Sayın Erdoğan'ın inşaat baronlarına, peşkeş çekilmesin diye; gurur duydukları devletleri, bir grup meczubun elinde parçalanmasın diye; çok sevdikleri Türk Milleti'nin geleceği, tehlikeye düşmesin diye; bu direnişi gerçekleştirmiştir.

Bu yönüyle Gezi direnişi, Türk Gençliği için, yalnızca bir protesto değildir. Aynı zamanda, millî şuurun da, ayağa kalkmasıdır. Atalarından aldıkları yetkiyle, derde düşen milletin, gözünü açma mücadelesidir. Kafa yapısı, özgürlüğe, milli birliğe, hukuk devletine, gönlü de, vatan sevgisine yabancı olan Sayın Erdoğan'ın, Gezi direnişine, iyi gözle bakmasına imkan yoktur. Bu sebeple, ‘Gezi’ kelimesinden hep korkmuştur."

Gezi ruhunu 1908'deki 31 Mart ayaklanmasına yönelik İttihatçların tepkisiyle özdeşleştiren Akşener "Çünkü, 1908'de istibdata karşı koyan ruh neyse, Gezi de odur. 31 Mart'ta, meşrutiyeti yıkmaya kalkışan darbecilerin, karşısında duran irade neyse, Gezi de odur. Demokrasi için seferber olan, o günün Türk Gençleri neyse, ağacına, parkına ve heykeline sahip çıkan, Gezi'deki Türk Gençleri de odur." Diyerek Osman Kavala’yı ve diğer tutukluları sahiplenmiştir.

Akşener’in MANİFESTO olarak yorumlanan grup konuşmasının önemli vurguları şöyle devam etmekte: "Bugün bu yüce Meclis'in çatısı altında buluşabiliyorsak bunu 102 yıl önce bir araya gelen o kutlu iradeye borçluyuz. Bugün saraylarda oturup milletin gerçeklerinde bihaber gezenlere, milletin hakkına girenlere karşı çıkıyorsak bunu 102 yıl önce Ankara Ulus'ta yeryüzündeki tüm saraylardan daha görkemli olan o mütevazi binada yeniden alevlenen demokrasi öykümüze borçluyuz. 23 Nisan'ı içimizdeki tüm burukluklara rağmen yine kutladık. Neşemizi çalanlar, Cumhuriyet coşkumuza yine dokunamadı. Atatürk'ü kıskananlar, ona duyduğumuz sevgi karşısında yine orta yerinden çatladı.

Millet, vatan ve egemenlik bir araya gelmezse ortada devlet yoktur. Bugün milli birliğimiz AK Parti iktidarı eliyle gün be gün zayıflatılıyor. İnsanlarınız gün be gün ayrıştırılıyor. Milletimizin kendi vatanında yabancı hissetmesi isteniyor. Tüm bunlar bir tek adamın iktidarı sürebilsin diye gözümüzün içine baka baka yapılıyor. Bugün vatan topraklarımız türlü yağmanın ve peşkeşin içinde parsel parsel satılıyor. İktidar, iktidarda kalabileceği her bir gün adına kapalı kapılar ardında Anadolu'yu rehin ediyor.

Kimi zaman da müflis tüccarın evini, barkını satması gibi nereden üç kuruş alacaklarsa ona satıyorlar. Büyük Türk Milleti bugün kronikleşmiş derin bir devlet krizinin içindeyiz. Öfkemizi de umutlarımızı da kırgınlıklarımızı da yeniden tesis etmek, hukuk ve adaleti tek parola yapmak için kullanmak mecburiyetindeyiz. Dün 1920'lerin tarihsel eşiğinde önümüzdeki imtihan buydu.

Siyasette durduğumuz yerler farklı, vaatlerimiz farklı, gündem karşısında aldığımız tavırlar farklı hatta çoğu zaman söylemlerimiz de farklı ama tüm farklılıklarımıza rağmen Türkiye için ortak görüşlerimiz var. Bu ucube sistemin Türkiye'yi taşımayacağı konusunda fikir birliğine sahibiz. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'in esasları konusunda fikir birliğine sahibiz. Rantı, yolsuzlukları, hırsızlıkları engellemek için Siyasi Ahlak Yasası çıkarılması konusunda fikir birliğine sahibiz. Mesela Merkez Bankası'nın bağımsızlığı konusunda fikir birliğine sahibiz. Demokrasinin işletilmesi, Türkiye'nin bir hukuk devleti olması konularından fikir birliğine sahibiz. Biz İYİ Parti olarak ant olsun ki egemenliğimize yeniden sahip çıkacağız. Millet ile devlet arasındaki bağı yeniden güçlendireceğiz."

Akşener’in bu grup konuşması gerçekten de sözün tam anlamıyla bir MANİFESTO. Bu konuşmayla partisine en az 5-10 puan artış sağlayan ve Merkez sağın yeni lideri olduğunu kanıtlayan İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’i kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz…

TAŞLAMA

MERKEZ SAĞIN LİDERİ

ARTIK BELLİ OLMUŞTUR

AKŞENER’İN ŞAHSINDA

SAHİBİNİ BULMUŞTUR

AKŞENER’İN GÖREVİ

MERKEZ SAĞI TOPLAMAK

MERKEZ SAĞDAKİ BOŞLUK

AKŞENER’LE DOLDU, BAK

BİR GRUP KONUŞMASI

DEĞİLDİ BU KONUŞMA

MANİFESTO GİBİYDİ

GELDE BU İŞE ŞAŞMA

KİM OLACAK DİYORDUK

MERKEZ SAĞIN LİDERİ

BİR ŞÜPHEMİZ KALMADI

AKŞENER OLMUŞ BELLİ

YAZIYI PAYLAŞ!