FAİZİN DANİSKASI! - Ahmet Arıtürk

FAİZİN DANİSKASI!


NAS (FAİZ HARAM) diyor ama, faizin katmerlisi kur korumalı mevduat uygulaması helâl öyle mi! 27 Temmuz 2022 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan değişikliğe göre, kur korumalı mevduatlarda sisteme dahil şirketlere sağlanan vergi avantajında süre uzatıldı. Resmi Gazetede yer alan karara göre şirketler, 30 Haziran tarihli bilançolarında yer alan dövizi yıl sonuna kadar Kur Korumalı Mevduat sistemine dahil ederse vergi avantajı kullanacak. Bu işlemden kaynaklanan faiz, kar payı ve kur kazancı için vergi ödenmeyecek.

 Yani, iki değil, üç başlı domino! Hem vergi indirimi, hem kor koruma, hem faiz! Milleti, (NAS) diyerek aldatanların yaptıklarına bakın! Ben iddia ediyor ve diyorum ki, kur koruma mevduat uygulamasıyla gerçekleştirilen FAİZİN DANİSKASIDIR. Faiz değilse, Diyanet İşleri Başkanlığı konuya açıklık getirsin (FAİZ DEĞİLDİR) desin!

Ama, kur korumalı mevduata para yatıran vatandaşları da asla kınamıyorum. Kişilerin, mevcut ekonomik şartlar içinde, varlıklarını koruma altına almalarından daha doğal ne olabilir! Enflasyonun yüzde yüzü aştığı ülkemizde, dişinden-tırnağından arttırdığı parasını bankaya yatıran vatandaşın durumunu düşünün. Farz edelim ki Bankaya 100 bin TL yatırdın. Parayı bankada bir yıl bırakırsan, satın alma gücü açısından yarı yarıya eriyecek demektir.

Geçmişte, kimi hocaların sadece altın ve gümüş paralara işlenen faizin, gerçek anlamda faiz olduğunu söylediklerini çok duyduk, çok işittik. Hatta, kâğıt paralara zekât verilmemesi gerektiğini söyleyenler bile oldu.

Kur’an-ı Kerim’deki “Ey iman edenler! (Oranları) kat kat arttırılmış faizi yemeyin, Allah’tan korkup sakının ki kurtuluşa erebilesiniz.” Mealindeki ayet-i kerimedeki (KAT KAT ARTTIRILMIŞ) buyruğu gayet dikkat çekicidir. Günümüzde, bankaların varlıklarının da ZARURİ İHTİYAÇLAR cümlesinden olduğuna özellikle dikkatleri çekelim ve Milleti (NAS VAR) diyerek aldatmaktan vazgeçelim…

EKONOMİDEKİ DARLIĞIN SEBEBİ  HAZRET-İ ALLAH İMİŞ!!!

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, fiyatlardaki artışın sebebini açıkladı!!! “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır” hadisine işaret eden Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Kurulu bu fetvasıyla mevcut ekonomik sıkıntıların sebebinin HAZRET-İ ALLAH olduğunu imâ etmiş olmuyor mu! Yani, “SUÇU BOŞUNA AKP İKTİDARINDA ARAMIYINIZ. ALLAH İSTEDİ BÖYLE OLDU” demeye getiriyor!

“Ticarette kâr haddi var mı?” sorusu üzerine verilen fetvada, yer verilen hadis-i şerif gayet dikkat çekici. Fetvanın bir bölümünde:

“Konuyla ilgili olarak Allah resulü, fiyatlar artmaya başladığında kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiğinde şöyle buyurmuştur, ‘Şüphe yok ki fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır. Ben sizden herhangi birinin malına ve canına yapmış olduğum bir haksızlık sebebiyle o kimsenin hakkını benden ister olduğu halde, Rabbime kavuşmak istemem.’” Denilirken, öte yandan piyasada suiistimaller olduğu, karaborsacıların devreye girerek halkı mağdur ettikleri, özellikle halkın zaruri ihtiyaçları sayılabilecek mallarda aşırı fiyat artışları yaşandığı durumlarda, kamu otoritesinin fiyatlara müdahale etme yetkisinin olduğu vurgulanmakta.

Madem fiyatları HAZRET-İ ALLAH tayin ediyor, biz kullara itiraz hakkı kalır mı!!!

BENİM DE BAŞKANIM DEĞİL!

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı hedef alarak "Benim Diyanet İşleri Başkanım değil, inancım gereği onu kabul etmiyorum" demiş, yerden göğe kadar haklıdır.

Doğrusunu isterseniz, mevcut Diyanet İşleri Başkanını ben de kendime başkan olarak görmüyorum, dini konularda rehber olarak algılamıyorum. Diyanet İşleri Başkanı olan kişi, bir siyasi patinin sözcüsü konumunda olmamalıdır. Hele, milletin değerleri olan isimlere dolaylı da olsa asla hakaret etmemelidir. Kurtuluş Savaşları dönemindeki Mehmet Rifat Börekçi kıvamında biri olursa başım üzerinde yeri var. Son Şeyhülislam Dürrizade Abdullah gibi ise siyaseten verdiği fetvaların hiçbir hükmü yoktur.

Mevcut Diyanet İşleri Başkanı sadece Türkiye Cumhuriyetinin üst düzey bürokratlarından biridir. İcraatlarıyla siyasetin emrinde olduğunu kanıtlamıştır.

ŞEHİTLİK, GAZİLİK GARİBANLARA, MEVKİ, MAKAM VE İHALELER YANDAŞLARA!

Irak ve Suriye’deki birliklerimizden sık-sık şehit haberleri gelmeğe devam etmekte. ABD ve Rusya da Bölgemizdeki bu çirkin savaşın içinde amma, bu süper güçlerin askerlerinden ölen yok! Türkiye ise şehitler veren ülke konumunu sürdürüyor. Kurtuluş savaşlarından çıktıktan sonra uzun bir süre rahatlayan ülkemizde, 1984’lü yıllarda Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla başlayan terör hareketleri yeniden ŞEHİTLİK ve GAZİLİK KAVRAMINI GÜNDEME GETİRDİ.

Son 40 yıl içinde yaşanan terör olaylarında şehit düşenlerin, gazi olanların  kimliklerine bir bakınız. Yüzde 99’u hep garibanlardan oluşmaktadır.

Şehitlerin ve gazilerin garibanlardan oluşmasına karşılık, yandaşlara, candaşlara hep yüksek makamlar, mevkiler düşmektedir. Evet, işin gerçeği bu. GARİBANLARA ŞEHİTLİK, GAZİLİK,  EKABİRLERE MEVKİ VE MAKAM!

İşin gerçeği şu ki, Türkiye’de adalete güvenenlerin oranı yüzde 20’ler düzeyindedir ve yerlerde sürünen bir durum arz etmektedir. Şehitlerin arkasından ağıtlar yakıyoruz ama içten ve samimi değiliz. Şehitler için törenler düzenliyor, evlerine Şanlı Bayraklarımızı asıyoruz. O evleri televizyonlardan izlediğimiz zaman görüyoruz ki kerpiçten, topraktan evler. Ha döküldü, ha dökülecek. Annelerinin, babalarının, eşlerinin çocuklarının garibanlar oldukları kılıklarından, kıyafetlerinden belli. Ayaklarında lastik ayakkabılar var.

İşler, gerçekten Necip Fazılın dediği gibi yürüyor. Bir kula dokuz, dokuz kula bir pul verilmekte. Bu durumun düzeleceği yok gibi. “YA ALLAH, BİSMİLLAH, ALLAH-U EKBER” diyerek şehitleri teşiye ettikten sonra vatandaşlar olarak  dağılıyoruz. Şehitlerin anneleri, babaları, eşleri. Çocukları, aileleri ise ömür boyu acıyı içlerinde hissediyorlar.

Bakınız, 15 Temmuz Şehit ve Gazileri için toplanmış bir para var. O para nerede bilinmiyor. Bankaya konulsa nemalanır, dolar olarak muhafaza edilmiş olsa katlanırdı. 15 Temmuz gazileri haklarını aramak isteyince coplanmış ve horlanmışlardır. Hani bunlar işin başında  VATAN KURTARAN ARSLANLAR hükmündeydiler. Ne oldu da, haklarını istedikleri için böylesine hor ve hakir görülmektedirler.

Evet, bu bir gerçektir ki, ŞEHİTLİK, GAZİLİK MAKAMLARI HEP GARİBANLARA DÜŞERKEN, YÜCE MAKAMLAR DA YANDAŞLARA VE CANDAŞLARA PEŞKEŞ ÇEKİLMEKTEDİR.

Keşke, biraz samimi olabilseydik…

TAŞLAMA

ALLAH’IN TAKDİRİYMİŞ

PİYASANIN DURUMU

DİN-AYET BAŞKANLIĞI

SÖYLEYEN BİLİN BUNU

MADEM TAKDİR İŞİDİR

ÖNLEMEYE GEREK YOK

KÜFRE GİDERSİN DOSTUM

İŞİ KURCALAMA ÇOK

KURBAN OLDUĞUM ALLAH

PİYASAYI DÜZENLE

GAZAP MELEĞİ DEĞİL

RAHMET MELEKLERİNLE

ENFLASYONU ALLAH’A

HAVALE ETMİŞ BELLİ

PİYASAYI DENETİM

ALLAH’TAN İSTEMELİ

YAZIYI PAYLAŞ!

Yorumlar / 1

  • İdris | 27 Temmuz 2022 16:03

    Ahmet abi eline sağlık.Sizin gibi ve Memduh Bayraktar dede gibi 20 tane daha kalemini satmayan cesur gazeteci olsaydı ülke bu halde olmazdı.Bütün kurumlar zaten yandaslarla doldurulmuş hali ortada da.Diyanet ise daha beter durumda adamına göre fetva makamı olmus.Hutbeler ise Çoğu siyasi konuda fikir aşılatmaya çalışıyor.Ben çoktandır bu davranışlardan rahatsız olduğum için cuma namazına da gitmiyorum.İnsanları dinden soğutuyorlar.Simdiye kadar dine bu kadar zarar verildiği görülmemiştir.Gidip bir kesimi seytanlastıran kin kusan siyasi hutbelerimi dinleyecem.İnsanların aklıyla oynuyorlar.Ama çok az kaldı inşaallah.