Bu ülkenin insanlarına öyle durumlar yaşatıyoruz ki, inanır mısınız televizyonlardan izlediğimiz zaman yüreğimiz paramparça olmaktadır. Çöp bidonlarında ekmek arayanlar mı, pazar yerlerinde çürük diye atılan sebze ve meyvemerden ayıklayanlar mı, daha ucuza gelir diye saatlerce ekmek kuyruklarında bekleyenler mi!
Evsiz barksız oldukları için köprü altlarında yaşama tutunmağa çalışırlarken, bu soğuk kış günlerinde donarak ölenler mi! Daha elem verici bir durum olarak işsizliğe, açlığa ve sefalete dayanacak güçleri kalmayarak intihar edenler mi!
İşte, ÇAĞ ATLADIĞI İDDİA EDİLEN ÜLKEMİN İNSANLARININ GERÇEK DURUMU BUDUR!!!
Devletimizi yönetenler, pembe tablolar çizmeğe devam etseler bile, gerçekler ortada. Yalnız yaşayanlar değil, bütün dünya Türkiye’de yaşananların farkında! Dünya artık öylesine küçülmüş ki, nerede ne oluyor, insanların yaşam standartları nedir, herkes biliyor. Yapılan bir araştırmada Türkiye’nin yaşanılabilirlik açısından Dünyanın 162 ülkesi arasında 135’inci sırada yer aldığı gerçeğine vurgu yapılmaktadır. Yani, birilerinin (ekonomide şahlanıyoruz) edebiyatı yapmaları boş havanda su dövmektir, kimseler buna kanmıyor. Gerçekte durumumuzun ne olduğu biliniyor. Dünyanın en huzurlu ve müreffeh ülkeleri sıralamasında İzlanda, Danimarka, Avusturya, Yeni Zelanda, İsviçre başı çekerken, Türkiye, 135’inci sırada!
Türkiye’nin gerçek durumu bu iken hala milleti din üzerinden, iman üzerinden, kader üzerinden kandırıyorlar. Fakirliğin, kader olduğu, sabredilmesi gerektiği telkin ediyorlar. Yani Milleti, ALLAH İLE KANDIRMAĞA DEVAM EDİYORLAR!
Oysa günümüz Türkiye’sinde bir cinnet hali var. İntihar edenler mi dersiniz, işlenen kadın cinayetlerinden mi örnekler istersiniz. Geçim sıkıntısı yüzünden boşanmaların arttığına mı bakarsınız. Ancak, milleti hala ninnilerle uyutmağa (ekonomik reform yapılacak) diye avutmağa çalışmaktadırlar!
Ne var ki, gerçek bu iken, bu ülke insanlarının yüzde 80’i yarı aç, yarı tokken, 20 yıldan beri halkın yararına değişen hiçbir şey yokken, yine de (ALNI SECDEYE VARIYOR YA!) diyerek toz kondurmayan APTALLAR VAR!
Devletin bazı kurum ve kuruluşlarında yaşanan hırsızlıklar, yolsuzluklar, vurgunlar, talanlar, Sayıştay raporlarında bile yer almışken, adına BEŞLİ ÇETE dedikleri bir mekanizma, milletin kan damarlarını SÜLÜK gibi emmeye devam ederken, kadın cinayetleri katlanırken, adalete güven oranı yüzde 20’lere düşmüşken, din istismarcılığı tavan yapmışken, eğitim sistemi çökmüşken, üniversitelerdeki eğitim, liseler düzeyine gerilemişken, Türkiye Cumhuriyetinin banisi Mustafa Kemal ATATÜRK’E, hatta Muhterem Annesi Zebeyde Hanıma bile dil uzatılırken hala uyuyanlar var!
Ancak, bu uykuyu normal görmek gerekir. Yüzde 95’inin, kontrol altına alındığı medya yoluyla haberler üretilerek, ekonominin şahlandığına vurgu yapılması ninni gibi, uykumuzun devamına katkı sağlıyor. Hani, memelerinde verecek süt olmadığı için ağlayan bebelerinin ağızlarına boş emzik veren anneler gibi, yandaş medya kanalıyla milletin ağzına da emzik veriyorlar, böylece uyutmağa devam ediyorlar!
Evet, ülkemiz insanlarının halleri gerçekten yürekler acısı. Ancak, hala uykudan uyanmayanlar, din-iman sömürüsüne kapılarak gerçeği görmek istemeyenler varsa, biz ne yapabiliriz ki… Sözün özü milletimiz, kendisini BİAT KÜLTÜRÜNDEN, DİN VE İMAN SÖMÜRÜSÜNDEN KURTARAMADIĞI SÜRECE, DURUMUNDA DEĞİŞİKLİK OLMAZ, BOŞUNA BEKLEMEYELİM.
