MİGREN VE BESLENME İLİŞKİSİ - Mine Çetiner

MİGREN VE BESLENME İLİŞKİSİ


Herkese merhaba, migren birçoğumuzun yaşadığı, primer baş ağrısı ile karakterize ve bazı semptomların eşlik ettiği bir sağlık problemidir. Migreni tetikleyici faktörlerin başında stres, beslenme alışkanlıkları, hormonlar ve çevresel etkenler gelir.

Her baş ağrısı Migren değildir!

Hastalar öncelikle migren hakkında bilgi edinmeli ve migreni anlaması gerekir, migreni tetikleyen nedenlerden uzak durmak atakların azalmasında etkilidir. Migren atakları 2-72 saatlik epizodik baş ağrılarıdır. Migrenli hastalarda bazen irritabilite, mide- barsak problemleri, konsantrasyonda azalma, huy değişikliği vb. durumlar görülebilir. Sese, kokuya, ışığa duyarlılık görülebilir.

Migreni Etkileyen Faktörler Nelerdir?

  • Besinler; Çikolata, salam, sosis, peynir, süt, alkol, dondurma, kahve, asitli meyveler, aspartam, fındık vb.
  • Açlık
  • Hormonal faktörler; mensturasyon, adet öncesi- sonrası, gebelik, menopoz vb.
  • Uyku düzensizliği
  • Stres
  • Çevresel etkenler; alerji, kirlilik, yağmur, yükseklik, rüzgar vb.

Yapılan araştırmalarda migreni tetikleyen nedenlerin başında beslenme geldiği bildirilmiştir!

Açlık, öğün atlama, stres ve alkol tüketimi, kızartmalar ve yağlı besinler migreni tetikleyen nedenler arasında birinci sırada diyebiliriz.  Sıvı eksikliği – yetersiz su tüketimi de migreni tetikler. Çalışmalar 20-55 yaş arasındaki obez olan bireylerde migren prevalansının daha yüksek olduğunu bildirmiştir. Migrenli hastalarda obezite ve fazla kiloluluk sıklığının saptanması için yapılan bir çalışmada; erkek ve kadından oluşan  1371 migrenli hasta ile 612 kişiden oluşan sağlık kontrol grubu çalışmaya katılmıştır. Migrenli hastaların %38.3’ü fazla kilolu ve %13.6’sı obez iken, fazla kilolu birey yüzdesi kontrol grubunda %33.7, obez birey %10.3’dür. İstatistiksel olarak anlamlı bir fark olmasa da, migrenli hastalarda obezite ve fazla kiloluluk sıklığı yüksek olduğu bildirilmiştir.

Homosistein, serebrovasküler hastalıklar için büyük bir risk faktörüdür. Homosistein nöronlar ve santral sinir sistemi üzerinde direkt toksik etki gösterebilmektedir. Bu yüzden migren gibi nöropsikiyatrik hastalıklarda, B6 vitamini (kurubaklagiller, balık, deniz ürünleri, yumurta, kuru yemişler, havuç, muz, ıspanak vb.) oldukça önemlidir.   Homosistein düzeyini düşüren folik asit (yumurta, yeşil yapraklı sebzeler, pancar vb.) ve vitamin B12’yi (yumurta, karaciğer, dalak vb.) içeren tedaviler ile migren rahatsızlığında azalma olabileceği bildirilmiştir. Selenyumun (Hindi, tavuk, yumurta, brezilya cevizi) beyin antioksidan redoks sistemini düzenleyerek migren oluşumunu etkilediği belirtilmektedir. Pek çok kadın, menstrüasyon döneminde artmış migren sıklığı ile karşı karşıya kalmaktadır. E vitamini suplementasyonu, migrende görülen fotofobi, fonofobi ve mide bulantısı gibi durumları iyileştirebileceği bildirilmiştir.

Migren ataklarının çeşitli nedenleri olabilir. Bunlardan bazıları kontrol edilebilir, bazıları kontrol edilemeyen nedenlerdir. Migrenli hastaların tümüne genel olarak düzenli uyku uyumaları, düzenli beslenmeleri, öğün atlamamaları ve aç kalmamaları önerilmektedir. Migren hastalarının yediklerine dikkat etmeleri, ağrıyı harekete geçiren besinleri tespit edip bunlardan uzak durmaları, şiddetli  baş ağrılarından kaçınmak için etkili bir yöntem olabileceği bildirilmiştir.

Sağlıkla kalın.

Diyetisyen Mine ÇETİNER

İnstagram adresi: Dyt.mine_cetiner                                                                         

E-Posta: [email protected]

[email protected]

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI