TORUNLARININ GELECEĞİNE İPOTEK KOYDULAR! - Ahmet Arıtürk

TORUNLARININ GELECEĞİNE İPOTEK KOYDULAR!


TBMM genel kurulunda torunlarımızın geleceğine ipotek konulması anlamına gelen bir teklif daha yasalaştı. Torba teklif yöntemiyle gerçekleşen yasaya göre Antalya Limanı’nın işletmesi 2047 yılına kadar Katar’a verildi.

2022 yılında olduğumuza göre bu demektir ki 25 yıla kadar Antalya Limanının Katar tarafından işletilmesine karar verilmiştir. Kararı alan TBMM’nin 27. Dönem milletvekillerinin torunları bile bu kararla KATAR’IN İPOTEĞİ ALTINA GİRMİŞTİR.

İktidar tarafından daha önce meclise sunulan, ancak, kamuoyu tarafından büyük eleştiriler alması üzerine geri çekilen “Katarlıların Antalya Limanı’nı 2047 yılına kadar işletebilmelerine olanak sağlayan” maddeyi bu defa “torba teklife” ekleyerek makyajlamış ve parmak çoğunluğuyla çıkmasını sağlamıştır. Türkiye’de 4 yılda bir seçim yapılarak TBMM üyelerinin yenilendikleri düşünülürse bu demektir ki, 27. Dönemden, 32. Döneme kadar bütün genel kurulların da Antalya Limanı konusunda alabilecekleri aykırı tekliflere ipotek konulmuştur. Büyük tartışmalara rağmen kabul edilerek, yürürlüğe giren yasa için şunu düşünün. Seçimlerin normal zamanında yapılması halinde bile seçimlerle iş başına gelecek 5 dönem meclisin iradelerine ipotek konulmuştur. Peki, konulan bu ipoteğin amacı nedir.

Antalya Limanı’nı 140 milyon dolar karşılığında Katarlı QTerminals şirketi devralmıştı. Liman 2028 yılına kadar Katarlı şirket tarafından işletilecekti. Şimdi yasa ile bu süre 19 yıl daha uzatılmış oldu. AKP ve MHP'nin daha önce tepkiler nedeniyle geri çektiği Antalya Limanı'nın Katarlılara bedelsiz verilmesi teklifi torba yasanın içine konarak Meclis'ten geçirilirken, bunun tek amacının, Katar’dan sağlanacak sıcak para olduğu belirtilmektedir.

2047 yılına kadar kim öle, kim kala. Acaba, bu teklifin yasalaşmasına oylarıyla katkı sağlayan milletvekillerinden hayatta kalanlar olacak mı. Yoksa, mecliste onların torunları mı olacak…

DİNSİZ PARTİ OLUR MU!

24 Haziran genel seçimlerinde CHP 12 milyonA yakın bin oy alarak, AKP’den sonra Türkiye’nin ikinci büyük partisi oldu. Kimi AKP’liler hala CHP için (DİNSİZ PARTİ) diyorlar. Yani CHP’ye oy veren bu 12 milyon seçmen arasında beş vakit namazlarını kılan, oruçlarını tutan, zekâtlarını veren milyonlarla ifade edilecek sayıda hacı, hoca, seyit, zahit, âbit takva ehli insanlar yok mu. Bu açıdan, CHP’yi (DİNZSİZ) olarak yaftalamak, edebe aykırıdır, en azından DENSİZLİKTİR!

Ayrıca, bilinmesi gereken bir husus da şudur. Türkiye’de hiçbir parti (DİNCİ) olamaz. Tüzüğüne böyle bir madde koyamaz. Türkiye’de, adına (LAİKLİK) denilen bir yönetim şekli vardır. Lâiklik, yine birilerinin iddia ettikleri gibi asla DİNSİZLİK demek değildir. Laiklik din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine değil, akla ve bilime dayandırılması, fakat kimsenin inancına ve vicdan hürriyetine karışılmamasıdır. Türkiye’deki bütün siyasi partiler bu anayasal kurala uymak zorundadırlar.

Biraz gerilere gidelim ve 2008 yılında AKP hakkında açılan kapatma davasını anımsayalım. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya tarafından AKP'nin "laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği" gerekçesiyle, partinin kapatılması ve ilgili dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dahil 71 kişinin 5 yıl süre ile siyasetten uzaklaştırılması istemiyle iddianame hazırlamamış mıydı.
Yani, mevcut anayasayla hiçbir siyasi parti, hiçbir dinin tekeline giremez. Dini alet ederek, siyaset yapamaz! Bunun anlamı dinsizlik değildir. Bütün dinlere ve görüşlere yaşama hakkının tanınmasıdır!

Ciddi bir şekilde araştırılırsa, İslam dininin IRKÇILIĞI kesin bir şekilde reddettiği, buna karşılık (SİZİN DİNİNİZ SİZE, BENİM DİNİM BANA) kuralını koyarak laikliği bir yaşam biçimi olarak benimsediği ortaya çıkacaktır. Bu bakımdan CHP’ye (DİNSİZLER PARTİSİ!) gözüyle bakmak büyük bir vebaldir. 12 milyonluk bir camiayı rencide edecek bu gibi ifadeler gerçekten Hem, partilerin dinleri olmaz. Partilere oy verenlerin dinleri vardır. Hatta bir partinin mensupları arasında ATAİST olanlar da bulunabilir. Bu durum, o partinin dinsiz olduğu anlamına gelmez. Dini istismar etmek başka, dindar olmak başkadır. Allah ile kul arasına girilmez.

TAŞLAMA

ÜLKENİN GELECEĞİ
İPOTEK ALTINDADIR
LİMANI KIRKDOKUZ YIL
KİRAYA VERMEK NEDİR

TEKLİFE (EVET) DİYEN
ÇOĞU MİLLETVEKİLİ
SÜRE DOLANA KADAR
ÖLMÜŞ OLACAK BELLİ

TORUNLARI OLACAK
BELKİ DE YERLERİNDE
BAĞLAMAK ANLAMI NE
ÜLKEYİ İPOTEĞE

KATAR’DAN SICAK PARA
GELSİN DİYEDİR OLAN
PARA GELSİN DE VARSIN
İPOTEK OLSUN LİMAN

YAZIYI PAYLAŞ!