ŞİİR YAZMAK MI, ŞİİR GİBİ YAŞAMAK MI! - Ahmet Arıtürk

ŞİİR YAZMAK MI, ŞİİR GİBİ YAŞAMAK MI!


4 Aralık günü Şehrimizi şereflendiren Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Muhterem Eşi Hemşiremiz (Siirtli) Emine Erdoğan arasında yaşanan bir diyalog medyaya yansıdı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kahramanmaraş ziyaretinde "Şiir gibi bir yaşamımız var" sözleri anımsatılarak Emine Erdoğan Hanımefendiye yönetilen "Şiir gibi bir yaşam ne demek? Böylesine yoğun bir tempoda şiir gibi bir evliliği sürdürmek zor olmuyor mu?" sorusuna Hanımefendinin, Erdoğan'a dönerek, "Başıma iş açtın Sayın Başkan. İlla ki şair olmaya gerek yok. Acısıyla tatlısıyla hep birlikte paylaşmak. Biz bunun yaptık. Şiir yazmıyoruz ama şiir gibi yaşıyoruz" şeklinde cevap vermiş.

Gayet yerinde bir cevap. Bu garip vatandaş bugüne kadar 50 bin beyitin üzerinde (mübalağa etmiyorum) şiir yazmışlığım var, amma velakin doğru dürüst, iki yakasını bir araya getirebilen biri olamadım. Evet, asıl olan şiir yazmak değil, ŞİİR GİBİ YAŞAMAKTIR. 80 yıllık ömrüm bana bu gerçeği öğretti…

ASGARİ ÜCRET NE KADAR OLACAKSA,  EMEKLİ MAAŞLARINA DA YANSITILMALI!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP’nin konuyla ilgili kurmaylarına 2022 yılı için ASGARİ ÜCRETİN 4 BİN TL’nin altında olmaması talimatını verdiği söyleniyor. İşin doğrusu şu ki, günümüz şartlarında, asgari ücretin 4 bin TL olması bile yeterli değildir. Ancak, işverenleri de düşünerek ve (ne şiş yansın, ne kebap) anlayışı içinde belirtilen rakama razıyız.

Bilindiği gibi, asgari ücret tespit komisyonu 15 kişiden oluşmaktadır. Bunların 5’i devletin, 5’i işverenlerin ve 5’i de işçilerin temsilcileridir. İşçi temsilcileri haliyle işçilerin tarafındadır. İşveren temsilcileri ise işverenlerin tarafı. İşin esprisi şu ki, asgari ücreti tespit edecek olan devletin temsilcileri konumunda olan üyeler olacaktır. Hangi tarafa ağırlık verirlerse, o tarafın dediği olacaktır.

Ancak, asgari ücret tespit edilirken, (ne şiş yansır, ne kebap) dememizin sebebi, işverenlerin de müşkül duruma sokulmamalarıdır. İşverenler, zor duruma düşerlerse, ya işçi çıkarmak zorunda kalacaklar, ya da kayıt dışı işçi çalıştırarak kayıplarını telafi etmek isteyeceklerdir. Türkiye’de 5 milyonun üzerinde sığınmacı varken ve mevcut asgari ücretin bile altında kayıtsız bir şekilde çalışmak için iş ararlarken, olanlar elbette asgari ücret üzerinden çalışan Türk vatandaşı işçilere olacaktır. Evet, asgari ücret 4 bin TL’nin altında olmasın ama, işverenlere de bir takım kolaylıklar sağlansın, işçiler için yatırılan sigorta bedelinin belli bir bölümü düşürülsün.

Söz asgari ücretten açılmışken, bir önemli hususa daha dikkatleri çekmek istiyoruz. Mevcut durumda özellikle SSK ve Bağ-Kur emeklileri arasında asgari ücretin çok altında maaş alanlar vardır. Peki, bunların durumları ne olacak. Hem (ASGARİ ÜCRET) diyorsunuz, hem de kimi emeklileri tespit ettiğiniz asgari ücretin altında ücretlendiriyorsunuz. Bu uygulamaya (Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu) demek doğru olmaz mı. Devlet, bir asgari ücret tespit ediyor, kendi emeklilerini bu haktan mahrum bırakıyor.

Sözün özü, asgari ücret ne kadar olacaksa, Bağ_Kur, SSK ve memur emeklilerinin de belirlenecek rakamın altında maaş almamaları gerekeceğini anamsatalım. Devlet, genelde işverenler tarafından uygulansın diye belirleyeceği asgari ücret miktarının altında maaş alan  emekli bırakmasın. Belirleyeceği asgari ücreti, öncelikle kendi emeklilerine tatbik etsin!

KEYFİ ZAMLAR

Döviz fiyatlarındaki yükselmeler, dalgalanmalar ve oynaklık haliyle piyasaya da yansımaktadır. Ancak, keyfi yapılan zamlar vatandaşların canlarına tak etmiş durumda. Lokantalar, kuaförler, çayhaneler, pastaneler aklınıza gelen daha bir sürü yerler bile keyfi zam furyasına ayak uyduruyorlar.

Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı, bu zamların hiç birinin kendileri tarafından tespit edilmediğini, esnafların, kendi başlarına, ya da derneklerinin kararıyla uygulamaya koyduklarını belirtmektedirler.

Elbette, dövizdeki yükselmelerinin piyasaya aksetmesi normal de, her şeyin bir ölçüsü olmalı. Zam yapılması gerekiyorsa, zam oranı Valiliğin, Belediye’nin ve Esnaflar Odasının tespitleri doğrultusunda yapılmalıdır. Her aklına esen dernek, kendisine bağlı iş yerleriyle ilgili keyfi zamlar uygulamaya koyarlarsa, vatandaşın hali ne olacak! Vatandaşların haklarını kim koruyacak, kim arayacak, kim soracak!

Temenni ederiz ki Valilik, Belediye ve Esnaf Odaları duruma müdahale etsin, başlatılan keyfi zam furyasını durdursun. Gerçekten zam yapılması gereken durumlar varsa, tespitini yapsın, aykırı davranarak keyfi zam yapanları cezalandırsın!

TAŞLAMALAR

GERÇEK ENFLASYON YÜZDE

ELLİNİN ÜZERİNDE

YÜZDE YİRMİBİR İMİŞ

OYSA TÜİK’E GÖRE

MAAŞ ZAMMINI DÜŞÜK

TUTMANIN OYUNU BU

MİLLET DE YUTTU SANKİ

YAPILAN BU OYUNU

YÜZDE YİRMİBİR ÇIKMIŞ

GÜYÜ YILLIK ENFLASYON

BİZ DE YEDİK İNANDIK

BU OYUN NE İLK, NE SON

YILLIK ENFLASYON YÜZDE

ELLİSEKİZ GERÇEKTE

BUNU YAŞAYAN BİZİZ

BİLEN BİZİZ ELBETTE

EMEKLİYE, İŞÇİYE

MEMURLARA BİR ŞEY YOK

BU YIL DA KALACAKLAR

YARI AÇ VE YARI TOK

ENFLASYON ORANI

DÜŞÜK GÖSTERİLİYOR

EMEKLİYLE, İŞÇİYLE

ALAY MI EDİLİYOR

RAKAMLAR YALAN DEMEZ

DOĞRUDUR GERÇİ AMMA

YALAN SÖYLETEN İNSAN

BİLİNİZ RAKAMLARA

İNSANLAR YALAN SÖYLER

RAKAMLARIN SUÇU NE

RAKAM YALAN SÖYLEMEZ

NASIL SÖYLER, GÜCÜ NE

YAZIYI PAYLAŞ!