İranlı büyük Feylesof ve Şâir Ömer Hayyam, asırlarca öncesinden adeta günümüz AKP’sini tarif etmiş, gibi! Tarife uygun rubailerinden biri şöyledir:
BİR ELDE TUTTUK CAM-I GÜLGÜN
BİR ELDE TUTTUK KUR’AN,
BİR BAKARSIN MELEĞİZ,
BİR DE BAKARSIN ŞEYTAN!
AKP, önce (NAS) var diyerek sözde FAİZE karşı çıktı. Merkez Bankası, faizi indirdi. Piyasa allak-bullak oldu. Dolar 18 TL’yi gördü. Bunun üzerine Faizin adını değiştirerek (KUR FARKI) dediler. FAİZİN KATMERLİSİNİ GETİRDİLER. Hem de bu faizi, 84 milyon vatandaşa ödetecekler. İşin özü şu: Vatandaş bankaya giderek Türk Lirası vadeli hesap açacak. Vade en az 3 ay süreli olacak. Daha evvel parasını çekerse, bankanın vereceği faiz dahil, devletin taahhüt ettiği kur farkını da alamayacak. Diyelim ki vatandaş, anlaşmalı bankalardan birine gitti, 1 yıl vadeli 100 bin TL yatırdı. Bankanın faizi yüzde 15 olsun. 1 Yıl dolduğunda, vatandaşa bankanın ödeyeceği para 115 bin TL olacakken, bu 1 yıllık süre zarfında vatandaşın para yatırdığı gün itibarıyla 100 bin TL’nin dolar üzerinden değeri 115 bin Türk Lirasını aşmışsa, aradaki farkı hazine ödeyecek. (Hazine ödeyecek) derken, yani ben, sen, biz, 84 milyon vatandaşın cebinden ödenecek.
Böyle cinlikler, AKP’nin aklına nereden geliyor bilemeyiz. Gerçi, Kur garantili mevduat hesabı uygulamasının 1970’li yıllarda da uygulandığı ve beklenenin aksine sonuçlar verdiği için terkedildiği biliniyor. Ama, bu dururumun yine de geçici bir rahatlama sağlayacağı muhakkak. Nitekim, KUR FARKININ HAZİNE TARAFINDAN KARŞILANACAĞININ AÇIKLANMASI HEMEN ETKİSİNİ GÖSTERMİŞ VE DOLAR KURU 18 TL BANDINDAN 13 TL BANDINA İNMİŞTİR. Ancak, bu rahatlama azami 6 aylık süre içindir. 6 ay sonra ne olacağı meçhul. 6 ay sonra ne olacağı meçhul olan bir formülün devreye sokulmasını muhalefet, BÜYÜK BİR OLASILIKLA ERKEN SEÇİME GİDİLECEĞİNİN İŞARET SAYIYOR.
Yani, muhtemel bir erken seçime kadar işler tıkırında gidiyor, görünsün, varsın, seçimlerden sonra tufan kopsun. İşte, (NAS VAR) denilerek faizin indirilmesi ve kur oyunuyla dolaylı faizi yönelinmesinin sebebi bu olsa gerek…
“YİĞİT DE NEYLESİN DAY’OLMAYINCA!”
(DAYIN VAR MI) tabiri klasik deyimlerimizdendir. İnsanoğlunun, hayatın her safhasında DAYIYA ihtiyacı vardır. Dayın varsa işin, aşın var demektir. Dayın varsa hastanede, postanede, pastanede, nüfusta, emniyette, belediyede, itfaiyede, bütün kurum ve kuruluşlarda, askeriyede, hatta adliyede bile önceliğin vardır. İşini çarçabuk, tereyağından kıl çeker gibi yaparsın. Dayın varsa hâkime, hekime, daha kime-kime söz geçirirsin. Hakketmediğin her göreve gelir, daha doğrusu getirilirsin. Yeter ki dümenin başında DAYIN OLSUN!
DAYIN YOKSA yeteneğin, tahsilin, tedbirin, kabiliyetin, zekân, pratiğin hiçbir işe yaramaz, körlenir durursun. Hani şairin dediği
(Sende cevher var imiş, bunu herkes ne bilsin) durumuna düşer, kendini anlatamazsın. Cevherini keşfedecek kimseleri bulamazsın. Dayın varsa yetenekli, tahsilli, kabiliyetli, zeki olmana gerek yoktur. Dayının gücü nispetinde kapılar ardına kadar açılır, rahatça geçersin.
Aslında işi ehline vermek YÜCE ALLAH’IN EMRİDİR. Nitekim ayet-i kerime’de mealen: (Şüphesiz ki Allah; size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah; bununla size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz ki Allah; Semi’, Basir olandır.) buyrulmaktadır. Hemen her sözlerine (Ya Allah, Bismillah,Allah-u ekber) diyerek başlayan zevatlara bakıyorsunuz eylemleriyle, söylemleri arasında hiçbir benzerlik yok…
Bu DAYI işi, aslında cemiyetlerin en sinsi hastalığıdır. Başımıza ehliyetsiz, kabiliyetsiz, kifayetsiz, niceliksiz, niteliksiz birileri geliyor ve bizi sözde yönetiyorlarsa, bu durum hep DAYILARDAN KAYNAKLIDIR. O YETENEKSİZ, BECERİKSİZ, KİFAYETSİZ KİMSELERİN ARKALARINDA MUTLAKA DİŞLİ BİR DAYILARI VARDIR
17. Yüzyılda yaşamış halk şairlerimizden Karacaoğlan, ta o zamanlardan DAYI gerçeğini dillendirerek bir şiirinde:
(YİĞİT DE NEYLESİN DAY’OLMAYINCA) Vurgusuyla (DAYISI OLMAK) gerçeğine dikkatleri çekmiyor mu mu!
İşin özeti şu. Dümende dayısı olmayanın işi zordur…
ANEKDOT
Resmi bir kurumda kadro için müracaat eden ve KPSS’de 85 puan almış adayı sözlü sınavda eleyen komisyon, aynı iş için başvurmuş, KPSS puanı 60 olan gence kadroya alındığını belirterek açıklamasını yaparlar:
-DAYINA SELÂM SÖYLE…
TAŞLAMALAR
ALLAH İLE ALDATMAK
OLMUŞ BÜTÜN İŞİMİZ
ELDE KUR’AN VELÂKİN
İŞ YAPMAYIZ RÜŞVETSİZ
İNANIN Kİ SAPMIŞIZ
MUHAMMEDİ İSLAMDAN
EMEVİLER İSLAMI
BUGÜN GEÇERLİ OLAN
BİLİN Kİ DİNİN ASLI
MUHAMMEDİ İSLAMDIR
EMEVİLER İSLAMI
HİLE, YALAN, DOLANDIR
GÖSTERİŞ, LÜKS, ŞATAFAT
RİYAKÂRLIK HEP BUNLAR
EMEVİ İSLAMINDA
YERLERİNİ BULURLAR
