15 Şubat yaklaşıyor. Bilindiği gibi, 15 Şubat 1999’da Kenya’da yakalanan, daha doğrusu birileri tarafından derdest edilerek Türkiye’den giden ekibe teslim edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan, 16 Şubat’ta özel bir uçakla Türkiye’ye getirilmişti. Abdullah Öcalan’ın yakalanarak getirilmesinden bu yana her yılın 15-16 ŞUBAT günleri, ülkemiz açısından sendromlu günlerdir.
Tam 23 yıl önce. yakalanarak getirilmesinden bu yana özel bir ihtimamla korunan ve mahkum olarak muamele görmekten ziyde konuk muamelesi gören Abdullah Öcalan’ın, bu açıdan TÜRKİYE’YE MALİYETİ NE KADARDIR, HESABINI YAPAMAYIZ! Belki Türkiye’deki tüm hükümlüler için harcanan paraların onda biri kadar bir harcamayla korunmasına, iaşe ve ibadesine harcamalar yapılmaktadır.
Abdullah Öcalan’ın (APO) başka istihbarat teşkilâtları tarafından yakalandığı ve Türkiye’ye ŞARTLI OLARAK teslim edildiği de bilinen gerçeklerdendir. Bunun için de Türkiye, kendisine dikte ettirilen şartlar çerçevesinde hareket etmektedir.
Şayet, gerçekçi ve sakin bir kafayla düşünürsek, APO’nun yakalanması, Türkiye’nin lehine değil, aleyhine olmuştur. “Keşke, yakalanmamış olsaydı” diyeceğiz amma bazı aklı evveller “vay, nasıl böyle diyorsun” diyebilirler. Oysa gerçek budur. Alsan, alamıyorsun, satsan satamıyorsun, salsan, salamıyorsun. Yani, bu konuda Türkiye tam bir çıkmazın içinde!
1949 doğumlu olan Abdullah Öcalan 73 yaşında. Yani her fani gibi bir ayağı çukurda sayılır. Peki, bulunduğu cezaevinde normal bir hastalık sonucu ölse dahi, buna halkı nasıl inandıracaksınız. Kimileri, zehirlenerek öldürüldü demeyecekler mi!
PKK'nın kurucusu ve ilk lideri olmak suçuyla 28 Nisan 1999'da Türk Ceza Kanunu'nun 125. maddesine göre vatana ihanet suçu gereğince hakkında idam cezası istenen, 29 Haziran 1999'da silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek suçuyla idama mahkûm edilen, ancak, bu cezası Avrupa Birliği uyum yasaları gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilmiş bulunan ve şu anda İmralı Cezaevi'nde hapis yatmakta olan Öcalan’ın normal şartlarda ölümünün bile ülkemize ne gibi etkileri olacağını düşünebiliyor musunuz.
Mevcut iktidarın, zaman-zaman APO’YU siyasi amaçları doğrultusunda kullandığı da bir gerçek. Sözün özü, Abdullah Öcal’an ilerleyen yaşıyla Türkiye’nin eline bırakılan pimi çekilmiş bir patlayıcı gibidir.
Acaba bu konuda yetkililerin, etkililerin ve özellikle istihbaratçı konumundaki kurum ve kuruluşların bir planları yok mu…
Evet, 23 yıl önce ve 23 yıl sonra gelinen nokta ortada. Sözün özü, APO’NUN ÖLÜSÜ, DİRİSİNDEN BETER ETKİ YAPACAKTIR.
ANEKDOT
Zamanın birinde köylülere çok zulmeden bir ağa varmış. Bu ağa, hastalanıp da öleceğini hissedince, köylülere son bir oyun oynamış. Marabalarını etrafına toplayan ağa, sözde yaptığı zulümlerden çok pişman olduğunu belirterek, helallik istemiş. Bununla da yetinmeyerek, son bir istekte bulunup:
-Ben ölünce, ibret-i âlem için cesedimi, bir hafta süreyle köyün girişindeki ağaca asın, gelenler-gidenler görsünler de ibret alsınlar. Zalimlerin de bir gün ölecekleri anlaşılsın! demiş.
Ailesinin de muvafakat göstermesi üzerine ölen ağanın cesedi vasiyet ettiği gibi bir hafta süreyle köyün girişindeki ağaca idam mahkûmları gibi asılmış.
Amacı köylülere son bir darbe vurmak olan ağa, meğer öleceğinden 2-3 gün önce o zamanın güvenlik birimine bir mektup göndererek, köylüleri tarafından tehdit edildiğini, öldürülmekten korktuğunu belirterek, tedbir alınmasını istemiş. O günün şartlarında köye gidip gelmek ancak yürümekle gerçekleştirildiği için güvenlik güçleri köye geldiklerinde, iş olup bitmiş, ağanın cesedi ağaca asılmış. Köye gelen güvenlik güçleri mensupları girişteki tepede bir ağaçta ağanın asılı cesedini görmüşler ve ağayı öldürdükleri gerekçesiyle bütün köylüleri derdest edip, ilçeye götürerek cezaevine koymuşlar.
İşte (ÖLÜSÜ, DİRİSİNDEN BETER AĞA) deyiminin sebebi buymuş!
TAŞLAMALAR
ESAMESİ YOK YİNE
EMEKLİNİN, İŞÇİNİN
“NE YAŞAR, NE YAŞAMAZ”
GERÇEK OLAN BU BİLİN
İŞÇİ, EMEKLİ, MEMUR
KİTAPLARINDA HİÇ YOK
BU ÜÇLÜYÜ SORARSAN
YARI AÇTIR, YARI TOK
YETER Kİ ONLAR DOYSUN
VARSIN AÇ KALSIN MİLLET
BU MİLLETİN VEBALİ
BOYUNLARINDA ELBET
GERÇEKTEN DE VATANDAŞ,
SADAKAYA MUHTAÇTIR
NEYLESİN Kİ ZAVALLI,
YARI TOK, YARI AÇTIR
