OLAĞANÜSTÜ HL! - Ahmet Arıtürk

OLAĞANÜSTÜ HL!


Ekonomik sorunlar bahane edilerek, olağanüstü hâl ilan edilebileceği söyleniyor. Bunu biz değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın en yakınındaki isimlerden biri olarak bilinen Profesör Dr. İzzet Özgenç adındaki zat-ı muhterem dillendirdi. Hünüz yüzüncü yılını bile tamamlamamış Türkiye Cumhuriyetinde en az 50 yıl sıkıyönetimlerle ve olağanüstü hallerle geçmiştir, dersek yalan değildir. AKP’nin iktidarda olduğu son 20 yılın yarısından fazlası da olağanüstü hal yönetimleriyle gerçekleşmiştir. FETÖ’NÜN akim kalan darbe teşebbüsünden sonra 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL 3 aylık sürelerle uzatıldıkça uzatılmış, genel seçimlere bile olağanüstü hâl yürülükteyken gidilmiştir.

Erdoğan’a yakın bir ismin durduk yerde olağanütstü hâlin gelebileceğini dillendirmesi gelişigüzel olabilir mi! Bu kişi, Cumhurbaşkanın işareti olmadan böyle önemli bir konuyu dillendirmiş olabileceği ihtimali var mı!
Anayasanın 119’uncu maddesine göre geniş kapsamlı tabii afetler ile ekonomik buhranlar Olağanüstü Hâl’in ilanının gerekçesi olabilir. İşin gerçeği, Türkiye sözün tam anlamıyla bir ekonomik buhran yaşamaktadır. Bugüne kadar çok kuyruklar yaşanan ülkemizde, EKMEK KUYRUĞUNUN İLK DEFA YAŞANMASI, EKONOMİK BUHRANIN HANGİ BOYUTLARDA OLDUĞUNUN EN ÇARPICI DELİLİDİR.

Ancak, ekonominin kitabını yazanlar, nasıl olur da (EKONOMİK BUHRAN VAR) DİYEREK, BİR YERDE EKONOMİYİ BATIRDIKLARINI İTİRAF ETSİNLER.

Doğrusunu isterseniz, vatandaşlar olarak yeni ilan edilecek bir olağanüstühâlin yaratacağı sıkıntılarından bunalımlara düşmek istemiyoruz. Türkiye’nin kararnamelerle yönetilmesi anlamına gelecek bir olağanüstü hâl ilanının karşısındayız. Kendi yarattığınız ekonomik buhranı kullanarak ve hele-hele bir erken seçim tasarlayarak olağanüstü hâl uygulamasına gitmeyiniz. Zaten, yasama sizde, yargı sizde, yürütmle sizde, olağanüstü hâl ilanını gerektirecek ne kalıyor ki…

OLAĞANÜSTÜ HÂL İLAN EDİLİRSE ERKEN SEÇİM OLACAK DEMEKTİR!

Kim ne derse desin, kiml aksini iddia ederse etsin, ekonomik durum bahane edilerek OLAĞANÜSTÜ HÂL ilân edilirse, seçimlerin erkene alınması kesinleşecek demektir.

Nedeni belli, AKP, seçimlere olağanüstü hâl şartlarında gitmeyi ilke edinmiş de ondan.
Zihinlerdeki soru şu. Olağanüstü hâlm ilân edilebileceğini dillendiren Prof. Dr. Özgenç’e bu söylemi ALLAH MI SÖYLETTİ, ERDOĞAN MI!!! İSLAMİYET VE TARİKATLAR!

Gerçek olan şu ki, mevcut tarikatların tamamı olmazsa bile en azından yüzde 80’i dine zarar vermektedirler. Son zamanlarda, muhtelif tarikatlara ait Kur’an-ı Kerim kurslarında yaşanan bir takım olaylar, bu gerçeğin kanıtıdır.
Gerçekten, tarikatlar İslam dinine büyük zararlar vermekte, ayrışmalara ve fitnelere yol açmaktadırlar. İnsanları en kolay kandırmanın yolu, ALLAH ADINA KANDIRMAKTIR! Düşünün ki, bir tarikata bağlı olan kişi, diğer bir tarikata bağlı olan kişiye bile haşa (kâfir) diyebilmektedir.

HAŞHAŞİLERDEN başlayarak, IŞİD’E, FETÖCÜLERE kadar gelin, bunların İslam dinine ve Müslümanlara verdikleri zararları düşünebiliyor musunuz! İşte, tarikatlar bunlardır. Müslüman’ın Kur’an-ı Kerim’den ve Hadis-i Şeriflerden başka kaynağı yoktur. Kaldı ki hadis-i şerif olarak belirtilen çoğu sözlerin bile, uydurma oldukları bilinmektedir. Bu durumda tek ve gerçek dayanak Kur’an-ı Kerim ile bunun yanında doğrulukları cumhur-u ulema tarafından kabul görmüş hâdis-i şeriflerdir. Şunu da unutmamak gerekir ki akla, mantığa uymayan hiçbir söz hadis olamaz.
Dinler tarihini inceleyin, din adına nice isyanlar olmuş, nice katliamlara imza atılmıştır. Din adına yapılan isyanların hemen hepsinde tarikatların rolü vardır. Cumhuriyet tarihimizde de meydana gelen birçok isyanın tarikatlar yoluyla gerçekleştirildiği bilinmektedir. Tarikatlarda (fena fişşeyh = şeyhte yok olmak) önemlidir. Yani, şeyh ne derse odur. Son yıllarda bile nice ALİ KALKANCILAR, MÜSLÜM GÜNDÜZ’LER, ACZİMENDİLER, MENZİLCİLER, CÜBBELİ - CÜBBESİZ HOCALAR GÖRDÜK.

Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED’İN (Ona al ve ashabına salat ve selam olsun) "Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır" buyurmaları boşuna değildir.
(Ehl-i necat kim olacak?) diye sorulduğunda da, "Benim sünnetimden şaşmayanlar kurtulanlardan olacaktır! Yani Ehl-i sünnet ve cemaat mensuplarıdır" buyurmuşlardır.

Kuran-ı Kerim’de de mealen "Ey İnananlar, And olsun ki, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok anan kimseler için Allah'ın Resulü (Hz. Peygamber) en güzel örnektir" buyrulmaktadır.
Görüldüğü gibi, ne Kur’an-ı Kerim’de, ne de hadis-i şeriflerde TARİKAT diye bir oluşuma yer yoktur. Osmanlılarda bile, yeniçeri isyanlarının çoğu tarikatlar tarafından organize edilmiştir.

Diyanet İşleri Başkanlığının mevcut tarikatlara karşı bir duruşu olacak mı, yoksa cesaret edemeyecek mi!
ANEKDOT

Bir tarikat şeyhi için müritleri tarafından “Havada uçuyor, denizde yürüyor!” gibi iddialar yaygınlaşınca, gerçek muhiplerinden biri dayanamayarak sormuş:

-Şeyhim, bazı müritleriniz sizin için (Havada uçuyor, denizde yürüyor) diyorlar. Ne dersiniz!

Şeyh, samimiyetle cevap vermiş:

-Ne havada uçtuğumuz, ne denizde yürüdüğümüz var. Havada uçuran da, denizde yürüten de müritlerimiz. Allah, onları ıslah etsin!

TAŞLAMALAR

TARİKATLAR, ÇETELER,
ÜLKESİ OLDUK GERÇEK
LAİKLİĞİN IRZINA,
GEÇTİK BİZLER BİLEREK

CEMAATLER DAHA DA,
TEHLİKELİ GERÇEKTE
ONLAR DA MAFYA GİBİ,
ÇALIŞIYOR ELBETTE

YA ÇETECİ, YAHUT DA,
CEMAATÇİ OLMALI
KURTLAR KAPARLAR BİLİN,
TEK BAŞINA KALANI

TARİKAT VE CEMAAT
BİRLİKTELİĞİ BUNLAR
BOŞ BULMUŞLAR MEYDANI
KOŞTURUP DURUYORLAR

TARİKATLAR, MÜRİTLER
VE DERVİŞLER DEVLETİ
YAPMAYIN BUYURMUŞTU
BÜYÜK ATATÜRK BİL Kİ

DİYANET FİTNE-FESAT
SALMASIN ORTALIĞA
CEMAAT VE TARİKAT
PEŞİNDEDİR GÖR HALA

NE FETÖ, NE METÖ’YÜ
İSTEMİYOR BU MİLLET
EN GEÇERLİ TARİKAT
MEDENİYETTİR ELBET

GAVURLAR AY’A ÇIKTI
BİZ NEYİN PEŞİNDEYİZ
MEZHEPLERLE, CEMAAT
TARİKAT DERDİNDEYİZ

YAZIYI PAYLAŞ!