
MAĞDURKEN, MAĞRUR OLMAK!
Ahmet Arıtürk
(Bir zamanlar mağdurdu, şimdi mağrur oldu. Kimdir bu!) şeklinde bir soru sorsam, acaba aklınıza gelen ilk isim kim olur! AKLINIZA İLK GELEN HER KİMSE, BU YAZDIKLARIM ONUN İÇİNDİR!
Mağdurken, mağrur olmak, hele-hele yeni mağduriyetlerin oluşmasına yol açmak büyük vebaldir. Geçmişte mağduriyetler yaşamış olanların, bunun acısını hiç yaşamamış olanlardan çok daha iyi bilmeleri gerekir.
Mağduriyet öyle bir şeydir ki, konumlarına göre insanları kahraman bile yapar. ESKİ BAŞBAKANLARDAN MERHUM ADNAN MENDERES’İ GÜNÜMÜZE BİR KAHRAMAN GİBİ TAKDİM EDEN, YASSIADA MAHKEMESİ TARAFINDAN İDAM EDİLMESİ OLMUŞTUR. MENDERES İDAM EDİLMESEYDİ, SIRADAN BİR BAŞBAKAN OLARAK ÇOKTAN UNUTULMUŞTU, BİLE!
Menderes dönemini yaşamış, az-çok anımsayan biri olarak diyebilirim ki 1960 ihtilali olmasaydı, hilesiz-hurdasız olması şartıyla yapılacak ilk genel seçimde zaten iktidardan düşecekti. Kurduğu tahkikat komisyonları ve VATAN CEPHESİ gibi oluşumlar, milleti bıktırmış, canından bezdirmişti. Ama, darbeyle derdest edilmesi ve haksız yere idam edilerek mağdur duruma düşürülmesi, O’nu, kahraman yaptı!
Özellikle Yassıada Mahkemesinde yaşanan hukuksuzluklar milleti derinden yaralamaktaydı. (Sizi buraya tıkan zihniyet böyle istiyor) diyen hâkimlerin Milli Birlik Komitesinden aldıkları talimatlarla verdikleri KARAKUŞİ HÜKÜMLER, BÜYÜK MAĞDURİYETLERE YOL AÇMIŞTI. BU MİLLETİN DEĞİŞMEZ BİR ÖZELLİĞİ DE, HEP MAZLUMLARDAN VE MAĞDURLARDAN YANA OLMASIDIR.
Yasama, yürütme ve yargının birbirinden bağımsız olmaları bu bakımdan önemlidir. Yassıada Hakiminin (sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor) demesi gibi, hâkimler, yürütmenin emrine girerlerse, mağduriyetlerin yaşanması kaçınılmaz olur.
Üç erkin en önemli saç ayağı YARGIDIR. Yargının bağımsız olduğu yerde, yasama da, yürütme de kendisine çekidüzen vermek zorunda kalır.
Gelin 1950-1960 yıllara gidelim. Demokrat Partinin Genel başkanı olarak 10 yıl süreyle Başbakanlık yapan Merhum Adnan Menderes, üst-üste seçimler kazanmanın da verdiği hava içinde gerçekten şımarmıştı. İktidarının sonuna yakın (VATAN CEPHESİ)ni kurdurarak vatandaşları adeta iki cepheye bölmüştü. TAHKİKAT KOMİSYONU adı altında kurduğu bir oluşumla muhalefeti sindirmenin yolunu seçmişti. Uşak’ta, Milli Kahraman İsmet İnönü’ye saldırıda bulunulmuş, kafası kırdırılmıştı.
Yurt içi gezilerinde açıktan olmazsa bile ATATÜRK’Ü hedef alan konuşmalar yapmaktaydı. Üst-üste seçimler kazanmanın şımarıklığıyla Atatürk’ün demokratik inkılabı tahakkuk ettiremediğini bile söylüyordu. İslam Dinini istismar işinde hayli ileri gitmişti. Bir konuşmasında (Millet isterse, hilafeti bile getirebilir) demişti.
Sonuç itibarıyla, mağrur bir kimliğe bürünmesi yüzünden 27 Mayıs 1960’ta yapılan darbeyle iktidarına son verilen Menderes Yassıada’da, gerçekte Milli Birlik Komitesinin emriyle kararlar veren kukla bir mahkeme tarafından idamına karar verilerek 17 Eylül 1961 tarihinde idam edilmişti.
Menderese yönetilen suçlar arasında Örtülü ödenek paralarını zimmetine geçirmek, 6-7 Eylül 1955’te meydana gelen ve azınlıkların mallarının yağma edildiği olaylara müdahale etmemek, üniversiteleri basmak, gösteri yapan öğrencilere ve vatandaşlara ateş açmak, devlet radyosunu siyasi çıkarları için kullanmak, yargı bağımsızlığını ihlal etmek, seçim kaybettiği Kırşehir’i il statüsünden, ilçe statüsüne dönüştürmek, Kore’ye asker göndererek, bir Tugay’ın tümüne yakın askerlerinin şehit olmalarına yol açmak ve daha nice suçlamalar vardı.
Evet, bir zamanlar mağdurken ve mağduriyet edebiyatıyla bir yere gelenler varsa bilmeliler ki, yarattıkları mağduriyetler, sonunda onların da ayaklarına dolanacaktır. HELE, BİR ZAMANLARIN MAĞDURLARININ, MAĞRURLAR SINIFINA DAHİL OLMALARI, KENDİLERİ AÇISINDAN HİÇ DE İÇ AÇICI DEĞİLDİR! HATTA, YENİDEN MAĞDURLAR SINIFINA DÜŞMELERİNE YOL AÇABİLİR! BU BAKIMDAN DİKKAT ETMELİ, YENİ BİR MAĞDURLAR SINIFI YARATILMAMALIDIR!
TAŞLAMA
BİR ZAMANLAR MAĞDURKEN
SONRDAN MAĞRUR OLMAK
BUDUR İŞİN KÖTÜSÜ
BUNU BÖYLE DERİM BAK
MAĞRUR OLMAKTAN YEĞDİR
MAĞDUR OLMAK BİLİNİZ
FİRAVUN'A EVİRİR
SİZLERİ BU KİBRİNİZ
NE BU KİBİR, AZAMET
KENDİNİZE GELİNİZ
ZUHUR ETMESİ YAKIN
MUSA'YI BEKLEYİNİZ
BİR ZAMANLAR MAĞDURKEN
EY ŞİMDİ MAĞRUR OLAN
SULTAN SÜLEYMAN’A DA
DÜNYA KALMADI İNAN
FİRAVUNLARIN İŞİ
MAĞRUR OLMAK GERÇEKTE
FİRAVUN’LARA KARŞI
MUSA GELİR ELBETTE