DEVLETİN İTİBARI SARAYLARLA DEĞİL, YURT BİNALARIYLA ÖLÇÜLÜR! - Ahmet Arıtürk

DEVLETİN İTİBARI SARAYLARLA DEĞİL, YURT BİNALARIYLA ÖLÇÜLÜR!


Saraylar yapmakta yarışan ve bunu (itibardan tasarruf olmaz) vurgusuyla açıklayan devletin yetkililerine sesleniyoruz. İtibardan tasarruf olmaz diyorsanız öncelikle üniversite gençlerine yeterli sayıda yurt binası yapınız da, cemaatlerin, tarikatların yurtlarında kalmak zorunda kaldıkları için intihar edenlerin varlığı ayıbından itibarınızı kurtarın.

Her ne hikmetse tarikat ve cemaat yurtları sürekli olarak intiharlar, tecavüzler ve benzeri olumsuzluklarla gündeme gelmektedirler. Denetimden uzak, kifayetsiz, eğitimsiz, bilinçsiz sözde yöneticiler tarafından yönetilen bu gibi yerler, sözün tam anlamıyla yürekleri yakan olaylarla gündem olmaktadır.

Bu arada, tarikatların, cemaatlerin yurtlarında kalırlarken, tecavüze uğrayan, intihar eden ve benzeri kötü muamelelere maruz kalan gençlerin sadece babalarını değil, bir de annelerini konuşturun. Bakalım, annelerin bu konulardaki görüş ve düşünceleri nedir.

(Ağlarsa, anam ağlar; kalanı yalan ağlar) deyimi boşuna söylenmemiştir. Bir de anneler konuşsunlar da bakalım, neler-neler söyleyecekler…

Evet, devletin itibarı yapılan saraylarla değil, öğrenciler için yapılan yurt binalarıyla ölçülür.

CUMAMIZ, MÜBAREK OLSUN!

Kış mevsiminin yağışları başladı. Özellikle Cuma namazlarında camilerin içi tıklım-tıklım dolmaktadır. Maske, mesafe, hijyen kuralları hak getire. Cuma hutbesi de gereğinden çok uzun tutulunca, haliyle pandeminin yayılmasına davetiye çıkarılıyor. Bilindiği gibi, Diyanet İşleri Başkanlığı, hatiplerin hutbelerine ipotek koymuştur. Cuma hutbeleri Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanıp, Türkiye genelindeki bütün camilere servis ediliyor. Yani, hutbe irat eden hatiplerin hiç birinin, verdiği hutbelerde kendi iradesi yok. Diyanet İşleri Başkanlığı ne göndermiş, neyi okuyun demişse, onu okuyorlar.  

Şunu belirtmekte yarar var. Cuma namazının farz olması için ‘özürsüz olmak’ gerekir. Özürlerin başında muhtelif hastalıklar gelir. Özürlere mesnet olacak durumlar varsa Cuma namazı farz olmaktan çıkar. Cuma namazına gittiği takdirde zarar görecek şiddette hava ve yol muhalefeti de özür sayılmıştır. Havanın aşırı yağışlı, yolların kapalı olması ve başka bir yolun olmaması da Cuma namazı için birer özürdür. Can, mal ve namus güvenliğinin olmadığı yer ve zamanlarda da Cuma namazı farz olmaktan çıkar.

Diyanet İşleri Başkanlığı ise yanlış bir uygulama olan basma kalıp hutbeler göndermeğe devam ederken, günümüzün sorunlarıyla ilgili değil, 1300 yıl öncesinin olaylarıyla ilgili uzun sunumlar yapıyor.

Ne diyelim, yine de CUMAMIZ MÜBAREK OLSUN!

“SANA FARZ DEĞİL!”

Şehrimizde, geçmiş yıllarda bir kamu kuruluşunda RÜŞVETÇİLİĞİ ile bilinen bir memur, Cuma günü, Cuma namazı için kurum âmirinden izin isteyecek olmuş. Memurun durumunu ve hakkında yapılan şikâyetleri bilen kurum âmiri:

-Yok gitme, sana farz değil! demiş!

Memur, hemen kurumdaki hacı-hoca takımı olarak bilinen diğer bürokratlara gitmiş, müdürün aleyhine kışkırtmak için:

-Gördünüz mü, sizin neredeyse “evliyâ” dediğiniz müdür, “Cuma namazına gitmeyin, farz değil!” diyor demiş.

Bürokratlar içinde, söz konusu Cuma namazı olunca, istifa etmeyi bile göze alacak kadar gözü kara bir memur varmış. Bu söz üzerine hemen müdürün odasına gitmiş ve:

-Müdür Bey, bugün Cuma, arkadaşlar Cuma namazına gitmek istiyorlar. Siz “Cuma namazı farz değil, gidilmeyecek” demişsiniz, bu ne demek oluyor, şimdi! diyerek biraz da sert bir tonla açıklama istemiş:

Durumu anlayan Müdür, cevap vermiş:

-Ben, benden izin isteyen o şahıs için söyledim. “Sana farz değil!” dedim. Diğer arkadaşlar gidebilirler!

TAŞLAMA

CUMA HUTBELERİNDE

NEDİR BU TEK SESLİLİK

TEK SESLİK OLDU MU

KAYBOLUR GERÇEKLİLİK

İSLAM DİNİNDE NEDEN

BUNCA MEZHEPLER VARDIR

MEZHEPLERİN SEBEBİ

FARKLI İÇTİHATLARDIR

FARKLI İÇTİHAT ELBET

ÖZÜNDE VAR İSLÂMIN

MÜÇTEHİTLER FİKRİNİ

SÖYLESİNLER BIRAKIN

SADECE DÖRT MEZHEP YOK

MEZHEPLER VAR HAYLİ BİL

DÖRT MEZHEP DIŞINDAKİ

MEZHEPLER BUNA DELİL

DİYANET, SİYASETLE

OLDUKÇA İÇLİ-DIŞLI

LAİKLİĞİ TAKMIYOR

TAKINTISI VAR, HINÇLI

DİYANET ÖNCE KENDİ

KENDİNE ÇEKİ DÜZEN

VERSİN Kİ VAIZLARI

ETKİLİ OLSUN CİDDEN

NASUH-U LAYANTASİH

BİLİN BİZİM DİYANET

NUSHU KABUL EDERSE

NASİH DE OLUR GAYET

DİYANET VE SİYASET

İÇ-İÇE GİRMİŞ GİBİ

CUMA HUTBELERİ HEP

SİYASET İÇERİKLİ

YAZIYI PAYLAŞ!