Ahmet ArıtürkAKP, İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN NEDEN VAZGEÇTİ!!! - Ahmet Arıtürk

Ahmet ArıtürkAKP, İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN NEDEN VAZGEÇTİ!!!


Son hafta içinde gündeme bomba gibi düşün gelişmelerden biri de, aynı zamanda AKP Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yer alan bir geceyarısı kararnamesiyle, tek taraflı olarak İstanbul Sözleşmesinden çekildiğimizin açıklaması oldu. Karar, sadece Türkiye’de değil, dünya çapında etki yaptı. ABD Başkanı Joe Biden dahil, birçok ülke liderlerinden ve Avrupa Birliği yetkililerinden tepkiler yağdı.

Cumhur ittifakının tarafları konumundaki siyasi partilerin liderlerinin tümüne yakını, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesine karşı tavır sergilemektedirler. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Genel Başkanı Pervin Buldan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ve diğerleri bir gece yarısı kararnamesiyle Türkiye’nin tek taraflı olarak İstanbul Sözleşmesinden çekilmesini açıklamasının hem hukuksuz bir tasarruf, hem de Kadın Haklarına ağır bir darbe niteliği taşıdığını açıkladılar. Birçok Sivil Toplum Kuruluşları ve özellikle Kadın örgütleri, çekilme kararına karşı direnişe geçtiler.

Hukukçular, Büyük Millet Meclisinin oy birliğiyle kabul ettiği İstanbul Sözleşmesinden, Türkiye’nin bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çekilemeyeceğini, dolayısıyla, Sözleşmenin yürürlükte olduğunu iddia etmektedirler. İstanbul Sözleşmesi’nin Anayasa’nın 90. maddesi gereğince öncelikle TBMM tarafından bir kanunla geri alınması, ardından ise onaylamayı yapan Cumhurbaşkanı’nın onaylama işlemini bir karşı işlemle geri alması gerekmektedir. Her iki işlem iç hukuk gereğince usulen tamamlandıktan sonra uluslararası yükümlülük gereğince sözleşmenin 80. maddesi kapsamında öngörülen geri çekilme usulleri tamamlanabilir.
Mevcut hukuk sistemi içinde Cumhurbaşkanı’nın 9 No’lu kararnamesine dayanarak fesih yetkisinin kullanıldığı iddiası da hukuken kabul edilemez. Cumhurbaşkanı’nın, meclisin işlemi olmaksızın tek yanlı bir idari işlemle sözleşmeyi feshetmesi mümkün değildir.

Diğer taraftan usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa’ya aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. İptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava dahi açılamaz. Cumhurbaşkanı’nın kendi kendine TBMM’nin kabul ettiği uluslararası sözleşmeyi feshetme yetkisi olamaz.
Türkiye’nin, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle tek taraflı olarak İstanbul Sözleşmesinden çekilmesinin hukuki olup olmadığı tartışmalarını hukukçulara bırakarak AKP’nin (AKP zaten Erdoğan demek) İstanbul sözleşmesinden neden çekildiğini kendimize göre yorumlayalım.
Bize göre, AKP’nin İstanbul Sözleşmesinden çekilmesinin gerekçesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk ile yaptığı görüşmede alınan kararlardan birinin sonucudur. Büyük bir ihtimalle, Oğuzhan Asiltürk, Erdoğan’a destek sözü verirken, öne sürdüğü şartlardan biri de Türkiye’nin, İstanbul Sözleşmesinden geri çekilmesini istemesi olmuştur.
Böyle bir talebin, Ülkemizde de giderek yaygınlaşan LGBT’lilerin durumuyla ilgili olduğu kanaatindeyiz. Çünkü, İstanbul Sözleşmesinde LGBT’lilerin korunacağına dair açik hüküm vardır. LGBT, cinsel kimlikleri lezbiyen, gay, biseksüel ve transseksüel olanların, baş harfleriyle adlandırdığı bir harekettir. 70’li yıllardan beri kullanılmaktadır. Kısacası LGBT, GAY veya eşcinsel olarak adlandırılan farklı cinsel eğilimleri olanları bir çatı altında toplayan bir örgüttür.

Eşcinsellik, içinde bulunduğumuz zaman dilimine özgü bir durum da değildir. Gerçekte, çok eski dönemlerden beri eşcinsellik hep varolmuştur. LGBT’nin Dünya çapında giderek yaygınlaşması ve bireyleri ile destekçilerinin artması sonucunda bu amaca yönelik olarak bazı dernekler de kurulmuştur. Hatta, internet kullanıcı kitlesinin artması, sanal alemin önemli paylaşımlar için kullanılmasına yönelik olarak, online eşcinsel siteleri bile bulunmaktadır.

Hem, eşcinselliğin Hazret-i Lut’un kavmine kadar uzanan bir geçmişi vardır. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda açık ayetler bulunmaktadır.
Ayet-i Kerimelerin mealleriyle duruma açıklık getirelim:

*Lut’u da (peygamber olarak) gönderdik. Kavmine dedi ki: “Sizden önce âlemlerden hiç birinin yapmadığı fuhuşu mu yapıyorsunuz?

*Çünkü siz kadınları bırakıp, da şehvetle erkeklere gidiyorsunuz. Belki de siz, haddi aşan bir kavimsiniz!

*Kavminin cevabı: “Onları (Lut’u ve taraftarlarını) kentinizden çıkarın. Çünkü onlar fazla temizlenen insanlarmış” demelerinden başka bir şey olmadı.

*Biz de onu ve ailesini kurtdardık, yalnız karısını kurtarmadık. Çünkü o geride kalanlardan oldu.
Ve üzerlerine bir (azab) yağmuru yağdırdık. Bak ki günahkârların sonu nasıl oldu!

*Ne zaman ki, elçilerimiz Lut’a geldiler, bunların gelişleri yüzünden Lut fenalaştı, eli ayağı birbirine dolaştı ve “Bu gün çetin bir günder” dedi.

*Biz Lut’a şu kesin emri vahyettik: “Bu kâfirler sabaha çıkarken muhakkak kökleri kesilmiş olacaktır.

*Şehir halkı, insan şeklindeki güzel yüzlü melekleri görünce, onlara iğrenç işlerini yapabileceklerini düşünüp sevinerek geldiler.

*Lut, kavmine şöyle dedi: “Bunlar benim misafirlerimdir., beni rüsvay etmeyin! Allah’tan korkun! Beni mahcup etmeyin.”

*Lut kavmi şöyle dedi: “Biz sana kimsenin koruyuculuğunu yapmamanı söylememiş miydik.

*Lut şöyle dedi: İşte kızlarım! Düşündüğünüzü yapacaksanız. (onlarla evlenin)

*Güneş doğarken, o korkunç çığlık onları yakaladı.
Görüldüğü gibi, İslam Dininde, EŞCİNSELLİĞE KARŞI KESİN HÜKÜMLER VARDIR. Peki, AKP İstanbul Sözleşmesini imzalarken, sözleşmenin içeriğini bilmiyor muydu! Elbette biliyordu ve sözleşmenin EŞCİNSELLERİ KORUDUĞUNUN DA FARKINDAYDI. Uluslararası bir anlmaşayı ilk baştan imzalamamak başka, imzaladıktan sonra geri çekilmek başkadır. Adama sorarlar, (Neden imzaladın, neden geri çekildin!)

Hem, İstanbul Sözleşmesi, EŞCİNSELLERİ KORUMA yasası değildir. Kadın haklarına yönelik çok sayıda hükümler içermektedir. LGBT’lileri koruyor diyerek, sözleşmeyi tümden reddetmek, KADIN HAKLARINI TANIMAMAK DEMEKTİR.

AKP sözcüleri, tepkileri yatıştırmak için (ANKARA SÖZLEŞMESİ) adı altında bir sözleşmenin hazırlanmakta olduğundan bahsediyorlar. Bunu, İstanbul Sözleşmesini imzalamadan önce yapsaydılar ya!
AKP’nin, sözde İslam Dini için yaptığını iddia ettiği hiçbir işinde samimi olmadığı, İstanbul Sözleşmesini önce imzalamasından, sonra imzasını geri çekmesinden de belli olmuyor mu!

YAZIYI PAYLAŞ!