Siirt'te Doktorlar Greve Gidiyor

Türk Tabipler Birliği, Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve TABİP-SEN Siirt Temsilcileri iş bırakma eylemi ile ilgili olarak yaptığı basın açıklamasında, doktorların hak ve taleplerini dile getirdi.

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et
Youtube Kanalı VİDEO
Artı Siirt Haber - Vedat Aydın

Türkiye'de her yıl Tıp Bayramı olarak kutlanan 14 Mart'ta bu yıl doktorlar greve gitti. Meslek örgütleri; sağlıkta şiddet, düşük ücret ve ağır iş yüküne karşı sorunlarını dile getirmek için bugün ve yarın grevde olacak. 

TTB başta olmak üzere sağlık emek ve meslek örgütlerinin ekonomik haklar, özlük haklar, etkin bir sağlıkta şiddet yakası, çalışma koşullarına dair iyileştirmeler, 5 dakika muayene dayatmasının sonlandırılması, tıp fakültelerindeki eğitimin niteliğinin artırılması gibi çeşitli taleplerle yaptığı iş bırakma eylemleri başladı.

TTB ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) çağrısıyla sağlık emekçileri 14 Mart Tıp Bayramı’nda iki gün iş bırakma eylemi yapacak. Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yurt dışına çıkan hekimler için “Gidiyorlarsa gitsinler” sözleri, sağlık emekçilerinin tepkisini çekerken G(ö)REV eyleminin örgütlenme sürecindeki eylemlerde sağlık emekçileri “Hiçbir yere gitmiyoruz, hakkımız olanı alacağız” dedi.

 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Siirt İl Temsilcisi Dr. Mehtap Şekerci'nin yaptığı açıklamada, "Toplumun sağlığı her geçen gün daha kötüye gitmekte, sağlığa ulaşım ise güçleşmektedir. Sağlık sistemi sürdürülemez durumdayken; bizler sağlıkta şiddet ve malpraktis tehdidi altında, düşük ücretlerle ve ağır iş yüküyle çalışmak zorunda kalmaktayız. Meslek onurumuzun ve emeğimizin en değersiz hale getirildiği dönemdeyiz" dedi.

TTB'nin iki gün boyunca gerçekleştireceği grev boyunca; acil hastalar, diyaliz hastaları, acil gebeler, yoğun bakım hastaları ve kanser hastalarının bakımı ise aksatılmayacak.

TABİP-SEN Siirt İl Temsilcisi Acil Tıp Uzmanı Eltaf Torun, yaptığı yazılı basın açıklamasında iş bırakma eylemlerine katılan, destek veren, bu konuda kendilerine gönülden hak veren herkese teşekkür etti.

Torun açıklamasında, Ülkemizde sağlık alanında birçok altyapı ve sağlık teknolojileri yatırımı yapılmasında rağmen,  gelinen noktada nitelikli hekimler ve iyi bir altyapı olmasına rağmen sistem verilerinin çalıştığını söyledi.

Ülke genelinde olduğu gibi Siirt'te da hem hizmet veren hekimlerin, hem de hizmet alan vatandaşlarımız mutsuz olduğunu da açıklamasına dile getiren Torun ayrıca şu ifadeleri kullandı:

“Nasıl ki adaletin ve kanunların olmadığı yerlerde adliye binaları işe yaramaz ise, biz hekimlerin olmadığı yerlerde de koskoca binalar hiçbir işe yaramayacaktır. O binaları anlamlı kılan; içindeki hekimlerin mesleki becerileri ve özverili çalışmalarıdır.

Hem hizmet veren hekimler, hem de hizmet alan vatandaşlarımız mutsuz. Özellikle kronik hastalığı olan, ileri tetkik tedavi ve araştırma gerektiren hastalar ile “gerçek” acil hastalar, sistem tarafından mağdur ediliyor.

Biz hekimler; bu sıkıntıları yıllardır çekiyoruz ama artık iş tıkanma ve tükenme noktasına geldi. Hekimleri mutsuz, güvensiz ve isteksiz olan bir topluluğun kendisi de mutsuz olur.

Sağlık sistemindeki sorunların çözümü; hekimlerin üzerindeki ekonomik (özlük hakları), hukuki (malpraktis), sosyal (şiddet) baskılarının kaldırılması ile ancak mümkündür. Bu; herkesin kazanacağı bir reçetedir. Gerçek olan şu ki; gençliğimizi feda etmiş hekimler olarak; bizlerin emeğinin karşılığının, hiçbir ücret veya ömür ile ödenemeyecek olmasıdır. Hekimlerin üzerindeki baskıların kalkması da, defansif  tıbbın azalmasına; bu da sağlıktaki israfın son bulmasına yol açacaktır ve sonuç itibarıyla devletimiz kazanacaktır. Hekimlerin üzerindeki baskıların kalkması vatandaşların nitelikli sağlık hizmeti almasına yol açacak ve milletimiz kazanacaktır. Salt, hastaların istek ve arzularına göre kurgulanan sağlık politikalarının; “tabip merkezli” bir anlayışla bilimsel dayanaklara göre yeniden dönüştürülmesi artık bir zorunluluktur.

Hekimler olarak talebimiz nettir; güven ve huzur içerisinde mesleğimizi icra edecek, insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşayacak koşulların sağlanmasıdır. Hakkımızı aramak adına, bizler için çok önemli bir gün olan “14 Mart Tıbbiyeliler Günü”nü kutlamayıp; özlük haklarımızın kaybı, bir türlü çözüme kavuşmayan şiddet ve malpraktis olayları ve daha bekleyen dağ gibi sorunlarımız nedeniyle -acil vb. istisnai hizmetler harici- üç gün boyunca iş bırakıyoruz. Görmek istemeyen gözler görsün, işitmek istemeyen kulaklar işitsin, farketmek istemeyen zihinler kavrasın ve uyuyan kalpler, vicdanlar uyansın diye...Feryadımız; gerçek bayramlara çağrı olsun diye… Eylemimize katılan, destek veren, gönülden bize hak veren herkese ayrı ayrı teşekkür ediyoruz.”

 

 

 

 

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN