II. ABDÜLHAMİD

TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME:

(Köklütarihi olan bir milletin bilinçli evlatları olarak tarihimize, kültürümüze vekutlu şahsiyetlerimize sahip çıkmak elbette ki en asli görevlerimizden biridir.II. Abdülhamid Han'ı anlattığım bu yazımda kesinlikle bir saltanat hayranlığıyapmadığımın ve dönemimizde de Osmanlı Hanedanına mensup kişilerin de dahil hiçkimsenin saltanatını kabul etmediğimin bilinmesini isterim. Sadece her tarihikişilik ve her tarihi olayın kendi dönemi içerisinde değerlendirilmesigerektiğini düşünüyorum. Ülkemizde hem savunucuları hem de karşıtları tarafındanhala tam anlaşılmamış; kendisi ve dönemi hakkında hala tam bir bilgiye sahipolmadan tartışılan II. Abdülhamid Han'ı bu yazımla, bardağın dolu tarafınıgörerek bir nebze de olsa tanıtabildimse ne mutlu bana.)

 Dr. Özgür AYDIN / SİİRT

Şubat ayı şehadet ayıdır. Nice güzel insanbu ayda vefat etmiş ve şehit olmuştur. Bu güzel ayda vefat edenlerden biri detarihe damgasını vurmuş, nice ihanetlere, entrikalara ve iftiralara maruzkalmış II. Abdülhamid Han'dır. Yaşadığı dönem küresel çapta irdelenmeye değerolmakla birlikte, o dönemi bugünlerde daha da ehemmiyetli kılan şey, günümüzsiyasetiyle II. Abdülhamid dönemindeki siyasetin büyük benzerliklergöstermesidir. Abdülhamid Han; vatana ihanetten tutun da, yolsuzluğa kadarsuçlanmış hatta dinsizlikle suçlanmış ve kendisine 'Kızıl Sultan' gibi talihsiz bir lakap dahi takılmıştır.

Kendisi istibdat (despotluk) ile ithamedilmiş, nice darbe girişimlerine ve suikastlere maruz kalmıştır. Masonların,İngilizlerin, Ermenilerin, İttihatçıların kendisine düşmanlık beslemesi biryana, nice din alimi de kendisine muhalif olmuştur. Abdülhamid'e muhalefet edenünlü din bilginleri arasında arasında Mehmet Akif Ersoy, Bediüzzaman Said Nursive Elmalılı Hamdi Yazır da bulunmaktadır.

Elmalılı Hamdi Yazır ise Abdülhamid'i tahttanindirten 'Hal Fetvası'nıkaleme almış ve meclis kürsüsünden okumuş ve Abdülhamid'in tahttanindirilmesinde büyük bir rol almıştır. Nitekim kendisi de yıllar sonra büyükpişmanlıklar yaşamıştır. Bir sohbetinde 'Ömrümdebu kadar ağır bir vicdan azabı çekmedim. Başıma ne geldiyse bunun manevîsillesidir. Gençlik saikasıyla bir işte bulundum. Allah beni affetsin!'dediği nakledilmektedir.

Mehmet Akif Ersoy'un Abdülhamid Han'amuhalefeti ise düşmanlık derecesindedir. Bu düşmanlığını mason olan MuhammedAbduh ve Cemaleddin Afgani'den almaktadır. Nitekim bir şiirinde onlara olanhayranlığını şu şekilde dile getirir 'İnkılapistiyorum ben de, fakat Abduh gibi; asrın en büyük alimi Cemaleddin Afgani'demektedir.

Mehmet Akif Ersoy Abdülhamid Han'a olandüşmanlığını ise hiç gizlemez ve şiirlerinde halifeye 'Baykuş, iblis, uğursuz, kızıl kafir, ödlek, hayvan, merkep, azgıncanavar' gibi ağır sözler sarf etmektedir. Misalen bir şiirinde 'Ortalık şöyle fena, böyle müzebzebişler, ah o Yıldız'daki baykuş ölüvermezse eğer' demektedir. Bir başkaörnek olarak ise 'Ah efendim o herifyok mu kızıl kafirdi' mısraları dillendirilebilir. Mehmet Akif Ersoy'un AbdülhamidHan hakkında pişman olup olmadığı hakkında hala net bir bilgiye sahip değiliz.

Bediüzzaman (eski said döneminde) çağdaşfikir akımlarından etkilenmiş, kendisini 'Dindarbir cumhuriyetçi' olarak tanıtmış, seleflerinin (ittihad-ı islamnoktasında) Muhammed Abduh ve Cemaleddin Afgani olduğunu söylemiş, Selanik ve İstanbulmitinglerinde Abdülhamid'e ağır tenkitlerde bulunmuştur. Nemika Sultan'ındamadı Prof. Dr. Osman TURAN'ın aktarımına göre; Bediüzzaman, Abdülhamid'i anlayamamanınızdırabını yıllar sonra da olsa çekmiş ve yıllar sonra Abdülhamid'in yaşayan torunlarındanNemika Sultan'dan İttihatçılardan etkilendiğini belirterek Abdülhamid adınahelallik istemiştir.

Abdülhamid Han'ın şehzadeliği dönemindeçok sessiz ve içine kapanık biri olmasıyla, İslam düşmanı gizli komitelertarafından kolay yönlendirileceği düşünülerek tahta oturtulmuştur. Kaynaklarda AbdülhamidHan'ın daha küçük yaşlarda büyük planlar kurduğu, ilerde çok sağlam bir kadrokurmak için kendisine ihanet etmeyecek kişileri rutin hayatında tespit edip notdefterine kaydettiği ve tahta çıktıktan sonra da bu kişilere çok önemligörevler verdiği nakledilmektedir. Gözlerden uzak olan şehzade Abdülhamid,Maslak'taki mekanında kendini özel olarak yetiştirmiş ve daha küçük yaşlardankendini büyük görevlere hazırlamıştır. Gezmek, eğlenmek ve şehzadeliğin keyfiniyaşamak varken kendisine İslam'ı, ümmeti ve insanlığı dert edinmiştir.

Peki Abdülhamid Han tahtta kaldığı dönemboyunca neler yapmıştır? Hangi yenilikleri getirmiştir? Elbette ki bunlarhakkında sayfalarca yazmak mümkündür. En azından birkaçını dile getirmektefayda var diye düşünüyorum. Örneğin Harp Okulları, Askeri Tıp Okulu (GATA),Deniz Mühendis Okulu, Siyasal Bilgiler Üniversitesi, Marmara Tıp Fakültesi veGüzel Sanatlar Fakültesi'nden tutun da; çobancılık, bağcılık, ormancılık,madencilik, aşçılık gibi yüzlerce okulu ilk defa açtırmıştır. Hatta sizedünyanın ilk dişçilik okulunu açtıran kişidir desem? Cami yaptırdığı her köydeokul açan, İstanbul Erkek Kabataş Lisesi'ni açan, üniversiteler açan, kızöğretmen okulları açtıran, ilkokulu hem kızlara hem de erkeklere zorunlu tutan,15 okulda karma eğitimi ilk defa başlatan, dilsizler okulu hatta körler okuluaçan kişidir desem?

Bakınız, Abdülhamid Han dönemi öyle basitealınacak bir dönem değildir. Necip Fazıl Kısakürek ' Abdülhamid Han'ıanlamak, her şeyi anlamaktır' sözünü boşa söylememiştir. Az önce size AbdülhamidHan'ın sadece eğitimde yaptığı birkaç inkılabı yazdım. Peki Ulu Hakan başkaneler yaptı? Karaköy-Taksim arasında ülkemize ilk metroyu yaptırmıştır.Ülkemize ilk otomobili getirmiştir. Kudüs, Hicaz, İstanbul ve Ankara'ya demiryolları döşetmiştir. İlk defa elektriği ve gazı getirmiştir. Modern eczaneyiilk olarak kendisi kurdurmuştur.

Kuduz aşısı bulunduktan sonra, ülkemizeilk Kuduz Hastanesi'ni açtırmıştır. Pasteur'u ülkemize davet edip kendisinedevlet nişanı vermiş ve böylece ülkemizde 'Bakteriyoloji'nin temelleri atılmıştır. Ülkemizde müzeciliği ve arkeoloji müzeciliğinibaşlatmıştır. Ziraat Bankasını kurmuş ve Ticaret, Ziraat ve Sanayi Odalarınıaçtırmıştır. Beyazıt kütüphanesini açtırmış, 10.000'i el yazması olarak 30.000kitap bağışlamış, ücretsiz kitap dağıtıp binlerce kitabı tercüme ettirmiş,Isparta'da gül yetiştirilmesini başlatmış her yıl 30.000 saksı çiçek alıpektirmiştir.

Çin'in başkenti Pekin'de HamidiyeÜniversitesi'ni kurduran, Doğu Türkistan'a yardımlar göndererek Çinlilere karşıonları örgütleyen, İzmir'e izinsiz giren ABD gemisini top ateşine tutturan, ABD'ninErzurum'da konsolosluk açmasına izin vermeyen, Dünyanın ilk torpido atandenizaltılarını yaptıran, Şişli Etfal ve Darülaceze'yi inşa ettiren, kızlarbandosu oluşturan, müzik okulları kurduran, çocuklarına piyano öğreten;Kendisine bombalı suikast düzenleyen Ermeni katilini affeden, abdestsiz hiçbirkağıdı imzalamayan, hiçbir namazını aksatmayan kutlu bir halifedir Abdülhamid Han.

Filistin'in kendilerine satılmasıkarşılığında Osmanlı'nın bütün borçlarını tasfiye etmeyi taahhüt edenYahudilerin önderi Theodore Herzl'a 'Benbir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletimeaittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Çünkü bu topraklarkanla alınmıştır, kanla verilir!' diyen kişidir Abdülhamid Han. DoğuAnadolu'da Ermeni hareketlerine karşılık Kürt birliklerinden oluşan Hamidiyealaylarını kurup, bölgedeki güvenliği sağlayan kişidir Abdülhamid Han.

Otuz üç sene boyunca kurtlarla dans eden AbdülhamidHan artık din düşmanlarının oyunlarına daha fazla dayanamamış, parayla satılmışasker kılıklı hainler etrafını kuşatmış, mahzun, sessiz ve sakin bir şekildeYıldız Sarayı'nın Küçük Mabeyn Köşkü'nde tahtındaki son dakikalarınıyaşamaktadır. İslam düşmanlarının kuklaları olan dört fesli zat içeriye girmişve Abdülhamid Han'a, Meclis-i Mebusan'dan geldiklerini ve tahttan indirildiğiniaçıklayan 'Fetva-i Şerife'getirdiklerini söylerler.

Bakmayın öyle fesli olduklarına ve 'Fetva-i Şerife' dediklerine.Kendileri Elmalılı Hamdı Yazır'ın yıllar sonra pişmanlık duyacağı ve bununızdırabını her daim yaşayacağı 'HalFetvası'nı getirmişlerdir. Dedim ya bakmayın öyle fesli olduklarına.Kimdi bu dört fesli adam dersiniz? Ben isimlerini sayayım da siz de meseleninne olduğunu daha iyi özümseyin. Bu dört şahıs; Yahudi Emanuel Karasso, ErmeniAram Efendi, Arnavut Esad Toptanive Arif Hikmet Paşa'dır.

Peki bu kişiler Kutlu Halifeye, ne ilesuçlanarak tahttan indirildiğini söylediler dersiniz? Sözde Abdülhamid Hanşeriat kitaplarını yakmakla ve şeriate uymamakla itham ediliyordu. Oysayaktırdığı kitaplar hatalı basılan Kur'an nüshalarıydı; ve son sözlerinisöyledi Abdülhamid Han 'Ben 33 senemillet ve devletim için, memleketimin selameti için çalıştım. Hakimim Allah vebeni muhakeme edecek de Resulullah'tır. Bu memleketi nasıl buldumsa öyleceteslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Cenab-ıHakk'ın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki düşmanlarım bütün hizmetime kara birçarşaf çekmek istediler ve muvaffak da oldular. Bu memleketi benden sonra onsene idare etsinler, 100 sene idare etmiş sayacağım'

Evet yine haklı çıkmıştı ulu hakan. Onsene bile idare edemediler koca imparatorluğu. Devletimiz dünya savaşına girmişve büyük bir yenilgiye uğramıştır. İslam ümmeti elli parçaya bölünmüş,tarihiyle bağı koparılmış, geçmişine düşman, bilgisiz ve çoğunlukla asimileolmuş bir nesil yetiştirilmiştir. Şimdi böyle münevver bir şahsiyete 'Kızıl Sultan' diyenlerutansın dersek ayıp mı etmiş oluruz? Genç nesilleri yalanlarla, iftiralarla veentrikalarla kendi geçmişlerine küstüren tarih utansın dersek haddimizi miaşmış oluruz? Biliyoruz ki gerçeğe gözlerini kapayan hakikati hiç bir zamangöremez ve biliyoruz ki ön yargılardan müteşekkil beyinlerin ıslahı da çokzordur. Ben son sözlerimi Rıza Tevfik Bölükbaşı'nın şu manalı mısralarıylabitirmek istiyorum;

'Nerdesinşevketlim, sultan Hamid Han? Ferydım varır mı brighına? Ölüm uykusundan birlhza uyan, Şu nankör milletin bak günhına. Trihler ismini andığı zaman, Sanahak verecek, ey koca sultan; Bizdik utanmadan iftira atan, Asrın en siysîpadişhına. 'Pdişah hem zlim, hem deli' dedik, İhtille kıyam etmeli dedik;Şeytan ne dediyse, biz 'belî' dedik; Çalıştık fitnenin intibahına. Dîvne sendeğil, meğer bizmişiz, Bir çürük ipliğe hüly dizmişiz. Sade deli değil,edepsizmişiz. Tükürdük atalar kıbleghına. Sonra cinsi bozuk, ahlkı fena, Birsürü türedi, girdi meydana. Nerden çıktı bunca veled-i zin? Yuh olsun bunlarınham ervhına!'

SON 5 YAZISI

İDARECİLERE EĞİTİM ŞART

20 Haziran 2022 17:57

OKU

ÇOK OKUMAYIN. KALİTELİ OKUYUN

16 Haziran 2022 11:55

OKU

“MÜLTECİLER VE GÖÇMENLER HAKKINDA”

17 Nisan 2022 15:06

OKU

28 Şubat’ı Unutmayalım!

28 Şubat 2022 11:26

OKU

ALİ KARAHASANOĞLU'NA CEVAP

09 Ekim 2021 15:10

OKU