Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Hakkında Kapatma Davası Talebini Yargıtay'a Bildirdi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkında hazırlanan iddianamenin ardından, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) hakkında kapatma davası açılması talebiyle Yargıtay'a bildirimde bulundu.
Başsavcılıktan yapılan açıklamaya göre, 19 Mart’ta başlatılan soruşturma sonucunda 237 gün süren çalışma neticesinde hazırlanan İBB iddianamesi kamuoyuna duyuruldu. İddianame 7 bölümden oluşuyor ve İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, “1 numaralı şüpheli” olarak kaydedildi. İmamoğlu hakkında, toplam 142 ayrı eylem kapsamında 828 yıldan 2 bin 352 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Kapatma Talebi Anayasa’nın 69. Maddesine Dayandırıldı
Başsavcılık, İBB iddianamesini gerekçe göstererek, CHP hakkında kapatma davası açılması talebini Anayasa’nın 69. maddesi uyarınca Yargıtay’a bildirdi. Açıklamada, Anayasa’nın ilgili maddesinin siyasi partilerin mali faaliyetlerinin yargı denetimine tabi olduğunu belirttiği, suç gelirleriyle finansman sağlanmasının demokratik düzene aykırı olduğu vurgulandı.
Bildirimde şu ifadeler yer aldı:
“Suçtan elde edilen gelirle parti binası satın alınması, delegelerin iradesine maddi menfaat sağlayarak veya sağlanacağı yönünde vaatte bulunarak oy tercihlerine müdahalede bulunulması demokratik siyasi yaşamın meşruiyetini zedeleyen en ağır fiillerden biridir.”
Başsavcılık, soruşturma kapsamında elde edilen bulgulara dikkat çekti:
Seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının suistimal edildiği,
Suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla bir havuza aktarıldığı,
Etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişilerin rüşvet ağını itiraf ettiği,
Parti tüzel kişiliği için satın alınan bina bedelinin kaynağına ilişkin para akışlarının belgelenmediği ve bu paraların suç geliri olduğunun üst yönetimce bilindiği,
şeklinde tespitlerin yapıldığı belirtildi.
Savcılık, ilgili bildirim yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Anayasa’nın 69. maddesi, siyasi partilerin mali faaliyetlerinin yargı denetimine tabi olduğunu belirtmiş; suç gelirleriyle finansman sağlanmasının demokratik düzene bağdaşmayacağını vurgulamıştır. Suçtan elde edilen gelirle parti binası satın alınması, delegelerin iradesine maddi menfaat sağlayarak veya sağlanacağı yönünde vaatte bulunarak oy tercihlerine müdahalede bulunulması demokratik siyasi yaşamın meşruiyetini zedeleyen en ağır fiillerden biridir.
Yukarıda açıklanan tespit ve deliller uyarınca;
Seçim çalışmaları için kamu kaynaklarının suistimal edildiği, suç gelirlerinin parti üst yönetiminin bilgisi ve onayıyla bir havuza (sistem) aktarıldığı, etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen kişi beyanlarıyla rüşvet ağının itiraf edildiği, parti tüzel kişiliği için satın alınan bina bedelinin kaynağına ilişkin para akışlarının belgelenmediği ve bu paraların suç geliri olduğunun parti üst yönetimince de bilindiği tanık anlatımlarıyla anlaşıldığı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin, suçtan kaynaklanan gelirlerle partiye malvarlığı kazandırdığı, suç gelirleri ile seçim çalışmaları yürüttüğü ve bu fiillerin parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Soruşturma dosyamız kapsamında temin edilen USOM raporu uyarınca tespiti yapılan 11.360.412 vatandaşın güncel yurt içi ve yurt dışı seçmen kütük verilerinin Cumhuriyet Halk Partisi tüzel kişiliğinden hukuka aykırı bir şekilde yayıldığı ve bu veriler üzerinden seçmenlere ait başka kişisel verilerin işlendiği, bu veriler ile de Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl örgütü tarafından seçim çalışmalarının yürütüldüğü, bu suretle demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez olan seçmen iradesinin manipüle edilmeye çalışıldığı, parti organları tarafından bilinçli, sistematik ve süreklilik arz edecek bir biçimde yürütüldüğü anlaşılmıştır.
Soruşturma dosyamız kapsamında yapılan tespitler ışığında, Cumhuriyet Halk Partisinin ülke genelinde ve yerelde gerçekleşen seçimlerin güvenilirliğine ve seçmenin iradesini etkilemeye, demokratik düzeni etkilemeye yönelik, sistematik ve süreklilik arz edecek şekilde müdahalede bulunduğu anlaşılmakla, Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Anayasa’nın 68 ve 69. maddeleri ile 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. ve devamı maddeleri uyarınca gereğinin takdir ve ifası için Cumhuriyet Başsavcılığımızca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirimde bulunulmuştur."
"CHP'ye kapatma davası talebi" iddialarına Başsavcılık'tan açıklama
İBB iddianamesini hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Yargıtay'a yaptığı bildirimde CHP hakkında Anayasa'nın 69. maddesince kapatma davası açılmasını talep ettiği iddiası geniş yankı uyandırdı. Bazı basın yayın organlarında da yer alan haberlere ilişkin açıklamada bulunan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı "CHP'nin kapatılması yönünde bildirimde bulunulmamıştır, iddianamede de açıkça belirtildiği gibi siyasi partiler kanunu gereği bildirimde bulunulmuştur" ifadelerini kullandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik soruşturmada iddianame hazırladı.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, iddianamenin ardından Yargıtay'a yaptığı bildirimde Cumhuriyet Halk Partisi hakkında Anayasa'nın 69. maddesince kapatma davası açılmasını talep ettiği haberlere yansıdı.
BAŞSAVCILIKTAN AÇIKLAMA VAR
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, haberler hakkında yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin kapatılması yönünde bildirimde bulunulmamıştır, iddianamede de açıkça belirtildiği gibi siyasi partiler kanunu gereği bildirimde bulunulmuştur" denildi.
"BİLDİRİM İHBAR VASFINDADIR"
Başsavcılık açıklamasında, "Bildirim Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan ihbar vasfındadır" ifadelerine yer verildi.
Bakmadan Geçme