Neredeyse 1,5 yıldan bu yana dünyayı kasıp/kavuran ve pandemi boyutuna ulaşan salgın başladığında büyük bir panik yaşandı.. Bugüne kadar bilinmeyen yeni bir virüs, bir şekilde hayatımıza girdi ve başlayıp yayıldığı yer olan Çin Halk Cumhuriyetinin Wuhan şehrinde insanlar yolda yürürken, metroda seyahat ederken patır/patır yere yığılıp ölüyorlardı.. Bu korkunç tablo nasıl tedavi edileceği bilinmeyen bir mikrop tarafından yapıldı.. Tüm uluslararası sağlık otoriteleri, kurum ve kuruluşlar önce bulaşmanın önüne geçmek gerektiği konusunda mutabık kaldılar.. Sonra da gerekli kişisel hijyen kurallarına riayet edilmesi ve virüsün partikül büyüklüğüne bağlı olarak hapşırma, öksürme ve hızlı soluma nedeniyle havaya karışıp ulaşması muhtemel olan belli mesafeye göre insanların sosyal mesafeye uymasını ve bulaşı önleyecek nitelikli 3 katlı diye tabir edilen kişisel maskeleri sık/sık değiştirerek kullanmasını tavsiye ettiler.. Bu arada virüse etkili olabileceği öngörülen ilaçlarla tedavi protokolleri oluşturuldu.. Bu protokoller her ülkede farklı uygulamalara yol açarken, ülkeler elde ettikleri verileri birbirleriyle ve uluslararası sağlık otoriteleriyle hızla paylaşarak modern tıbbın yardımıyla aşı geliştirme çalışmalarını da hızlandırdılar.. Bu aşıların bir kısmı zaten benzer virüsler için daha önce geliştirilmiş olan aşıların modifikasyonu şeklinde olurken, bir kısmı da yeni aşı geliştirme teknolojileri kullanılarak hedefe ulaşmaya çalıştılar.. Dünya üzerinde önceden oluşmuş yeterli teknoloji ve bilgi birikimi ve uygulama yeterliliği sahibi olan ülke ve şirketler bu konuda hızlı hareket edebildiler.. 2020’nen Aralık ayında pandemi için çok kısa süre geçmesine karşın tıp bilimi olaya ilk müdahale ettiği andan itibaren her gün yeni bir şey öğrenerek, geliştirerek hastalıkla mücadeleyi nefes kesen bir tempoda yürüttü.. Tüm dünyada ve ülkemizde bu süreçte cansiperane bir şekilde ön saflarda savaşan sağlık çalışanları çok sayıda can kaybettiler.. Birçok sağlıkçı aile babasını, annesini, evlatlarını kaybetmenin acısı ile yıkıldı.. 2021 Ocak ayı geldiğinde aşı kabul görmüş eski standartlara göre uygulama safhasına gelmemiş olmasına rağmen insanlık, çaresiz faz 3 çalışmaları yeni biten aşıları acil kullanım onayı ile insanlara kendi rızaları doğrultusunda yapılmasını tavsiye etti.. Aşılanmaya bağlı bazı yan etkiler önemsiz bulunarak hastalığa yakalananlardaki ölüm oranının engellendiği ve hatta sıfır noktasına kadar azalttığı görülerek daha cesur şekilde uygulanır oldu.. Bu arada Amerika, Brezilya, İngiltere, Hindistan ve Güney Afrika varyantları (Alfa, Beta, Gamma, Delta) denen virüsün yayılımı arttıkça, doğası gereği ortaya çıkabilecek bulaşma ve hastalık yapma, öldürme riskleri farklı çeşitleri hayatımıza girdi.. Bu varyantlardan en son hayatımıza DELTA denen varyant girdi.. Bu yeni varyant bize yeni bir korku salıyor bugünlerde.. Daha hızlı bulaş ve daha ağır seyredip ölüm oranını ve yoğun bakıma muhtaç olan hasta yüzdesini yükselttiği bilinen bu varyantın mevcut aşıların koruyuculuk sınırının dışında kalabileceği kaygısı da endişe yaratıyor.
Özellikle ülkemizde aşı uygulamaları sağlık çalışanları ve yaşlı hasta gruplarında Çin aşısı ile başlamıştı.. Bu aşının delta varyantını önlemede yetersiz kaldığı görülerek dünyada ilk kez ülkemizde 3. bir doz aşının delta varyantına karşı koruyuculuğu yüksek olduğu tespit edilen Alman aşısı diye bilinen aşıyla yapılması uygulamaya alındı..Buna rağmen Avrupa ve dünyanın diğer ülkeleri 3 kez aşılanmış olup, Türk halkına da ülkelerine giriş vizesi vermiyorlar.. Bu da halkımızın büyük kısmının seyahat özgürlüğünü kısıtlıyor.. Her konuda geç, hatalı, düşünmeden, araştırma yapmadan yanlış kararlar alan, bilimsellikten uzak davranan, yapılan yanlışlardan ders almayan Sağlık Bakanlığımız ve hükümetimiz bu millete dünyada bir ilki yaşatıyor.. Bu sayede hepimiz tüm dünya için denek olduk da denilebilir.. İnsanlık için yaptığımız veya bize zorla yaptırılan bu uygulamayı ilerde tarih hayretle mi yoksa hayranlıkla mı yazacak bilemiyorum.. Belki de ilk kez Amerika ve Avrupa ve hatta tüm Dünya bizi kıskanıyor mottosu gerçek olacak!..