Siirt’in terkedilen birçok gelenek ve görenekleri vardır. Maalesef, Siirt Şehrinin kadim yerlileri olan ve kendilerine
(ISIRDİYE=SİİRTLİ)
denilen hemşerilerimizin büyük çoğunluğu son yaşanan terör olaylarının etkisiyle de 30-40 yıllık süre zarfında Şehirlerini terkederek, başta İstanbul, Adana, Mersin, İzmir, Ankara, Yalova gibi büyük şehirler olmak üzere Anadolu’nun birçok illerine yerleşmişlerdir. Öyle tahmin ediyoruz ki, Türkiye’nin 81 iline gidilse ve araştırılırsa, mutlaka Siirtlilerin izlerine rastlanacaktır. Bu göçün sonucu olarak, 50-60 yıl öncesine kadar nüafusunun yüzde yüzüne yakını Şehrinin kadim yerlilerinden oluşan Siirt Merkez İlçesinde yaşayan öz Siirtlilerin
(ARAP KESİMİ)
nüfusu, Şehrin nüfusunun yüzde 25’leri düzeyine inmiştir. Bunun tabii sonucu olarak, kadim Siirt şehrinin birçok gelenek ve görenekleri de zaman içinde terkedilmiştir.
(Siirt’le İlgili Anekdotlar)
kitabından anlıyoruz ki, terkedilen bu gelenek ve görenekler arasında tam da içinde bulunduğumuz haftada gerçekleştirilen
(DEM VE DEHLİÇ ŞENLİKLERİ)
vardır.
Geçmiş yıllarda, Siirt’in gelenekleri içinde bir nevi
YILBAŞI KUTLAMALARI OLARAK “DEM” ŞENLİKLERİ)
düzenlenirdi.
Miladi Takvim yerine, Rumi Yılbaşını esas alan
DEM ŞENLİKLERİ
HAFTASINDA,
Şehrimize has özel yemekler yapılırdı. Yine bu şenlikler kapsamında Siirt’çe
“DEHLİÇ”
olarak tabir edilen eğlenceler düzenlenir, hafta boyunca çocuklar, gece saatlerinde kendi mahallelerindeki evleri dolaşır ve uğradıkları evlerden bahşiş koparıncaya kadar Siirt’çe mâniler, tekerlemeler söylerlerdi. Genelde çocuklara verilen paradan çok, kış yemişleri (ceviz, fıstık, kuru üzüm, peksimet v.s.) olurdu.
“DEM”
Türkçe olarak
“Devam etti”
anlamına gelir. Rivayetlere göre, günlerin kısalmaları devam ederken bundan endişelenen ve gündüzlerin son bulmasından korkmağa başlayan Siirtliler, günlerin kısalması son bulup da yeniden uzamaya başlayınca
“Dünyanın ve gündüzlerin sonu gelmeyecek, yaşam
devam edecek”
anlamında
“DEM”
deyimini kullanmışlardır.
Bunun için de, gündüz saatlerinin kısalmalarının son bularak uzamağa başlamalarını kutlamak amacıyla eğlenceler düzenlemişler.
Genelde, her mahallenin çocukları kendi muhitlerinde DEM haftasının gecelerinde kapı-kapı dolaşır adına
“DEHLİÇ”
denilen mâniler okurlardı.
İşte, DEM ŞENLİKLERİ HAFTASININ GECELERİNDE ÇOCUKLAR TARAFINDAN SÖYLENEN MÂNİLER VE TEKERLEMELERDEN BAZILARI:
(ARAPÇASI)
CİNE ME CİNE
RABBİSSEME YIHDİNE
YE YIHDİ YEY VEDDİNE
ITLAULLEYNE
LE BIRDU İCREYNE
IFTEHU FIMMIL KİSE
PARITEYN MOY KEFFEVNE
YA CEVEP, YA MEVEP
HENYE MENYE
REKZE FİLİZVEYYE
CİBU SAHAN İZBİP
DINNAKKOR IŞVEYYE
YA CEVEP, YA MEVEP
HENYE MENYE ĞELFİLAYT
ALLAYĞELLİ NESİLBEYT
LIKEN ECİN TIĞTAMAR
SALKEN IBEN KEMEL KAMAR
YA CEVEP, YA MEVEP
(TÜRKÇESİ)
GELDİK GELMEDİK
SEMALARIN RABBİ HİDAYET ETSİN
YA HİDAYET ETSİN, YA ALSIN ARTIK
YANIMIZA ÇIKIN
AYAKLARIMIZ DONDU
KESENİN AĞZINI AÇIN
İKİ PARA BİZE YETMEZ OLDU
EVET Mİ, HAYIR MI
RAHAT HUZUR İÇİNDE
KURULMUŞSUN KÖŞENE
BİR TABAK KURU ÜZÜM GETRİN
ATIŞTIRALIM TANE TANE
EVET Mİ, HAYIR MI
RAHAT HUZUR İÇİNDE
ARKASINDASINIZ DUVARIN
ALLAH, EV HALKINI BAĞIŞLASIN
MAYA TUTMUŞ HAMURUNUZ VAR
AY YÜZLÜ BİR ÇOCUĞUNUZ OLMUŞ
EVET Mİ, HAYIR MI
***
Çocukluk yıllarında DEM ve DEHLİÇ şenliklerine katılan yaşlılarımız anlattıklarına göre akranlarıyla beraber ev-ev dolaşarak komşularının, akrabalarının kapılarını çalar kuru üzüm, fıstık, ceviz toplarlardı. Kimileri para veridi. Verilenleri ekip arkadaşları kendi aralarında üleşirlerdi.
Yaşlılarımızın tabirleriyle “Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer” dedikleri bu olsa gerek…