Bir ara Kültür Bakanlığı, bütün illerde
SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL MİRASIN TESPİTİ
konusunda çalışmalar yürütülmesi için Valilikler kanalıyla, İl Kültür Müdürlüklerine talimatlar göndermişti. Doğrusunu isterseniz,
Şehir olarak Siirt’in SOMUT OLMAYAN
KÜLTÜRÜNÜN TESPİTİ KONUSUNDA ŞANSSIZLIĞI VARDIR.
Bunun sebebi de, geçmiş yıllarda, Şehrimizde Arapçanın bozma bir lehçesi olan
(SİİRTÇE)
nin dil olarak kullanılmasıdır. Şehrimizde, 1950’li yıllar öncesinde Türkçe bilen, Türkçe konuşan insan sayısı oldukça azdı. Siirtlilerin çoğu, adını “
SİİRTÇE
” olarak tanımladığımız
ARAPÇA BOZMASI bir LEHÇEYİ dil olarak kullanılırdı.
Cumhuriyet öncesi dönemlerde Şehrimizde medreselerde
ARAPÇA ÖĞRENİMİ
yapılmakla birlikte, medreselere devam edenlerin sayıları, oldukça azdı. Siirt Arapçasını (
SİİRTÇE
), kitap Arapçası olarak kullanmak ise imkânsız gibi. Bu bakımdan,
HALK
EDEBİYATI
olarak tanımlanabilecek mâniler, türküler, şarkılar, destanlar, atasözleri, hikâyeler yok gibi görünür. Oysa biz, gerçeğin bu olmadığını yakinen bilenlerdeniz.
Şehrimizde, artık bozma Arapça (
SİİRTÇE
) diliyle konuşanların sayıları da giderek azalmaktadır. Siirt’in yerli Arap Aileleri, okullarda zorluk çekmesinler diye, çocuklarıyla evlerinde
TÜRKÇE
konuşmaktadırlar. Bunun sonucu olarak,
SİİRTÇE
bilenlerin sayıları giderek düşerken, son 25 yılda, köylerden, yapılan göçler sonucu,
KÜRTÇE KONUŞMA
ön plâna çıktı. Terör öncesi yıllarda Şehre gelerek yerleşen Kürt aileler, Arap aileler arasında asimile olurlardı. Terör öncesinde gelen ailelerin hemen hepsi,
SİİRTÇE KONUŞURLAR.
Amma, terör sonrası yoğun olarak başlayan göç, işi tersine çevirdi. Şimdi, Arap kesimi, Kürt kesimi içinde asimile olmakta.
Şehir olarak, Siirt’in köklü bir kültürü vardı. Bu kültür, gelenek ve göreneklerine de yansımıştı.
“Vardı, yansımıştı”
diyoruz. Yani, mişli geçmiş bir zaman diliminden bahsetmekteyiz. Siirtli Araplar, bugün somut olmayan kültürel miraslarını tamamen kaybetme riskiyle karşı karşıyadırlar. 1950’li yılların öncesinde yoğun olarak uygulanan örf, adet ve gelenekler, halk türküleri, şarkıları, mânileri, deyimleri tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Biz, kendi çabamızla bir
SİİRTLE İLGİLİ ANEKDOTLAR
kitabı yayınladık. Siirt’e ait örf, adet ve gelenekleri, özet halinde sunarak gelecek kuşaklara aktarmak istedik. Elimizdeki dokümanlarla, bu kitabın hacmini iki-üç katına çıkarmamız mümkün. Amma, baktık ki bu çalışmalarımız kimselerin umurunda değil.
Siirt’in somut olmayan kültürel mirasının namusu bizden sorulmayacağına göre,
biz de hızımızı kestik,
“öyle gelmiş, öyle gider!”
dedik.
Diyeceğimiz şu ki,
“somut olmayan kültürel miras”
bakımından, Siirt Şehri, en zengin şehir merkezlerinden biridir. Ancak, daha önce bu Şehirde kullanılan lisanın bozuk lehçe bir Arapça (
SİİRTÇE
) olması ve bu kültürü ortaya çıkarmak azminde olanların bulunmaması, olanların da desteklenmemesi sebebiyle, gerçeğin tam zıddı bir izlenim ortaya çıkmaktadır.