Uzun bir süreden beri adeta sessizliğe bürünmüş olan Siirt’imizin medar-ı iftiharı İş İnsanı Ethem Sancak nihayet sessizliğini bozdu. BMC ile ilgili tutumundan dolayı bir zamanlar ilân-ı aşk ettiği AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanımız, Eniştemiz Recep Tayyip Erdoğan ile aralarının açıldığı iddiaları ile gündeme gelen Ethem Sancak, “Çin İş Geliştirme ve Dostluk Derneği nin düzenlediği 1. Uluslararası Kuşak ve Yol Türkiye Sempozyumu”na katıldı ve yaptığı konuşmasıyla yeniden gündeme geldi.
Türk-Çin İş Geliştirme ve Dostluk Derneği ile İstinye Üniversitesi işbirliğiyle, 30-31 Mayıs tarihlerinde, düzenlenen “1. Uluslararası Kuşak ve Yol İnisiyatifi Türkiye Sempozyumu”na katılan İş İnsanımız Ethem Sancak kongrede yine
(BİR KONUŞTU, PÎR KONUŞTU!)
Sempozyumun, Dijital İpek Yolu ve Tarım başlıklı 2. gün 2. oturumunda konuşan Sancak, “Yükselen Asya’nın kendi değerleri ve sistemleriyle yeni bir dünya ve uygarlık inşa ettiğini” söyledi.
Konuşmasında özellikle tarımın önemi konusuna vurgu yapan Sancak: “Çin İş Derneği kurucusu Adnan Akfırat’ın neredeyse 40 yıllık arkadaşıyım. Girişimciyim. Medya, teknoloji, ilaç, bir sürü girişim işine girdim çıktım. Neredeyse 40 yıldır, dilim döndüğünce, tarımın olmazsa olmaz bir sektör olduğunu, insanın en temel değerinin tarım olduğunu hep anlatmaya çalışıyorum.
Yıllar önce TÜSİAD’ın YK üyeliğini yaptığım bir dönemde kürsüden şunları demiştim: “Tarımla uğraşmalıyız, saygıdeğer iş adamları. Uğraşamazsak geleceğimiz tehlikede. Çocuklarımız, torunlarımız aç kalabilirler, kıtlıkla karşılaşabilirler. İnsanlık tarihinde bu kıtlıklar olmuş. Öyle çok da uzak bir zaman da değil. Örneğin İrlanda’da insanlar kıtlık yaşamışlar, göçmek zorunda kalmış. Çare Osmanlı olmuş. Osmanlı olmasa, belki de İrlanda ıssız bir adaydı veya kimler yaşardı belli değil.”
Konuşmasında, Rusya-Ukrayna krizi sonucu, tedarik zincirleri kırılınca, büyük bir kıtlık tehlikesinin baş gösterdiğine vurgu yapan Sancak, “Bir musibet, bin nasihatten iyidir. Umarım ki insanlık bundan sonuçlar çıkartır ve insanlığın geleceği kararmadan bir çıkış yolu bulur” dedi.
Atlantik ve Batı’nın, insana değer vermediğini (ABD ve AB) paraya taptığını, bütün parlak söylemlerine rağmen insanlığa iyi bir gelecek inşa etmediklerini belirten Sancak: “Tarihi İpekyolu’nun üstünde doğan bütün medeniyetlerin, Türklerin, Farsların, Hintlerin, Çinlilerin felsefesinin temelinde,
“HER ŞEY İNSAN İÇİNDİR
” var. Dinleri de, yaklaşımları da insanı temel alır. İnsan, Allah’ın yer yüzündeki halifesidir. En kutsal varlıktır.
Ama Batı’ya geçince uygarlık, Tanrı’yı bitiriyorlar ve paraya tapmaya başlıyorlar. Tanrı, para oluyor. Paranın halifesi de insan değil. Para endeksli Batı medeniyeti, belki bir takım kullandığımız teknolojileri ürettiler ama onların hiçbirisi para etmiyor. Mesela bilgisayarları yarattılar, hepimiz hayranlıkla kullanıyoruz. Ama bir kıtlıkta, bilgisayarlar kimsenin karnını doyurmaz. Yani elimizde bilgisayarlarla açlıktan öleceğiz. Elimizde gelişmiş aletler, yapay zeka olacak ama biz açlıktan öleceğiz” şeklinde konuştu.
“İnsanın üç temel dürtüsü var, barınma ve güvenlik, birisi beslenme, diğeri de üreme ve geleceğe kalma. Bu üç temel fonksiyon belirliyor insanı ve insana bağlı ilişkileri. Yeni, modern İpekyolu’nda dijital gücü ve kaynağı kullanacağız ve ihtiyaç olan üç temel unsurun artması, gelişmesi, insan refahı için yardımcı olarak bunlardan yararlanacağız.
Tarımda da böyle. Tarımın esası toprak, güneş, sudur. Bunlar varsa tarım olur. Gelişen teknolojileri bu alanlardaki verimi arttırmak için kullanmalıyız. Bu anlamda da uluslararası iş birlikleri yapmalıyız. Birbirlerinin değerini arttıracak yeni kimyasallar bulmak, gıdanın protein değerini yükseltecek yeni teknolojiler uygulamak. Ama işin esası, toprağı değer vermek, suya değer vermek, onu arttırmaya çalışmak ve güneş enerjisini de kullanmak.
Modern İpekyolu’nda dijitalleşme ve tarım dediğimizde benim anladığım, bu teknolojik imkanları, bu kuşağı faaliyete geçirecek Asyalı ülkelerin paylaşmaları lazım. Dijital sistem buna fayda ve imkân sağlıyor.
Bizim bu Dijital İpekyolu’nu oluşturabilmemiz için Asyatik kavimler ne yapmalı? Kendi internetlerini, dijital dünyalarını oluşturmalılar. Bunu oluşturmadıkları sürece yeni bir dünya, yeni bir ekonomi, yeni bir uygarlık yaratmaları mümkün değil.
Altmış tane Batılı ülke, fırsat bu fırsat deyip, Rusların bütün paralarına, mülklerine el koydular. Hiç yargı, mahkeme kararı olmadan. Hiç Birleşmiş Milletler kararı olmadan. Tam bir insanlığın ilkel zamanındaki vahşet dönemi. Asurbanipal veya Nebukadnezar bile böyle yapmamıştır. Tarihin en büyük despotları bile bu kadar despot olmamışlardır.
Ve buna karşı, yeni İpekyolu ki ben buna yoldan öte ayağa kalkan ve yeniden doğan Asya uygarlığı diyorum, bu uygarlığın yeniden yükselebilmesi için bizim kendimize özgü, bu Batılı ülkelere muhtaç olmayacağımız sistemleri inşa etmemiz lazım.”
İş İnsanı Hemşerimiz Medar-ı iftiharımız Sayın Ethem Sancak, acaba kongrede dile getirdiği bu konuları bir zamanlar âşığı olduğunu ilân ettiği, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a söylemek fırsatını bulmuş mudur. Hiç zannetmiyoruz!