Cüneyt Arıtürk

Noel Başka, Yılbaşı Başkadır!

Cüneyt Arıtürk

Noel ve yılbaşı kutlamaları hep birbirine karıştırılır. Oysa, ikisi

aynı şey değildir

! Noel,

Hazret-i İsa’nın

(cümle peygamberlere salat ve selam olsun)  doğumunun kutlandığı 25 Aralık günü Hristiyanlara özgü bir bayramdır. Yılbaşı ise belli bir dinin bayramı olmayıp, dünya genelinde birçok ülkede bir yılın bitip, diğerinin başlamasının kutlandığı geceye verilen isimdir. Noel, her yıl dünyadaki Hristiyanların çoğunluğu tarafından 25 Aralık'ta kutlanır. Kutlamalar

24 Aralık'ta Noel arifesiyle başlar ve bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam eder

.

2024 yılına BAYBAY demek üzereyken, istedik ki, yılbaşı gecelerinin simgesi gibi gösterilen

NOEL BABA

ile ilgili bir söyleşi yapalım.   Peki, kim bu Noel Baba! Türkler olarak, her icadın arkasında kendimizi görürüz. Ay’a çıkan ilk insanın bile aslında Türk kökenli olduğunu söyleriz. Atomu da biz bulmuş, biz parçalamışız. Yani, bizim dışımızda hiçbir iş olmaz. Bütün icatlarla, direkt olarak olmazsa bile endirekt alakamız vardır.

Hatta Hazret-i Muhammed’in (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun) bile köken itibarıyla Türk olduğunu iddia etmişizdir!

Peygamberlerin kökenleriyle ilgili bir anekdot vardır. Namık Kemal’e:

-Neden hiç Türk Peygamber yok?

diye sormuşlar:

-Kim demiş bunu!

diyerek itiraz etmiş ve itirazı mümkün olmayan bir cevap vermiş:

-Hazret-i Adem Türk’tü!

Hıristiyan âleminin

NOEL BABASININ

da Türk ve asıl adının

NAİL BABA

olduğunu bile iddia etmişizdir. Hatta, bununla ilgili bir de anekdot uydurmuşuz. İşte, o anekdot:

Murat döneminde İstanbul’da Eminönü’nde ayakkabıcılık yapan

NAİL

BABA

adında bir esnaf varmış. Uzun beyaz sakalı ve kocaman göbeğiyle çok sevimli olan bu esnafın bir tek kusuru kekeme olmasıymış.

İşte, bu

NAİL BABA’NIN

dükkânına bir gün çarşının bekçisi telaşla girerek uyarıda bulunmuş:

-Aman NAİL BABA, Dördüncü Murat tebdili kıyafet geziyormuş haberin olsun!

Kekeme olan Nail baba:

-Ho.. ho.. ho..

diyerek cevap vermeğe çalışırken, bekçi konuşmaya devam etmiş:

-Dördüncü Murat neden bu kadar sinirli biliyor musun?

Cevap aynı:

-Ho.. ho.. ho..

-İlk üçe giremediği için.

-Ho.. ho.. hoop n.. n'oluyor yahu?!

Nail Baba hayli telaşlanmış, ne yapacağını şaşırmış. Ya Dördüncü Murat dükkânına gelse onunla konuşsa ne yapacaktı!

Nitekim aradan bir müddet geçmiş, geçmemiş,   Dördüncü Murat dükkâna girmiş. Nail Baba onu heybetinden tanımış. Üstünde kırmızı yelek altında ise kırmızı bir pantolon başında gene kırmızı bir kukuleta varmış.

Sarayda tıkılmış bir halde kala kala sinirleri iyice bozulmuş ve halkından kopmuş olan Dördüncü Murat dışarıda insanların böyle gezdiğini zannediyormuş. Dükkâna girince, Nail Baba’ya önce:

-Selamün aleyküm

diyerek selam vermiş.

Zavallı kekeme Nail Baba da:

-Al.. al.. al…

diye selamı almaya çalışırken, padişah konuşmaya devam etmiş:

-Sana Nail Baba diyorlarmış, ilk görüşte anladım senin seçilmiş baba olduğunu.

- ?! ba.. ba. ba.. ba..

Nail Babanın kekemeliği duyduğu korku ve heyecan yüzünden iyice artmış. Dördüncü Murat ise onun ne dediğiyle ilgilenmiyormuş bile, otomatiğe bağlamış bir halde konuşuyormuş:

-

Şehirde çocuklar aç, çocuklar mutsuz, bebeler ağlıyor "anaa" "anaa" diye. bu duruma bir son vereceksin, al bu kıyafetleri giy; onlara her bayramda, dini ve milli tatillerde hediye götür. bunu neden yapacaksın biliyor musun?

-Bili.. bili.. bili..

-Evet bil. Tabii ki de o yavrucukları mutlu etmek için. Yoksa hoop, kelle gider! He unutmadan, bir de bol bol gülmen lazım.

-Ho.. ho.. ho..

-Hımm, bu gülüş biraz abartılı ama olsun, sende güzel duruyor.

-Ho.. ho.. ho..

-Ho ho ho tabii. Sarayımı biliyorsun, verdiğim altınlar bitince gel, yine al. Fakir ailelere, yetim çocuklara dağıt. Hadi ben gidiyorum.

Dördüncü Murat dükkândan çıkıp giderken, Nail Baba hâlâ konuşmaya çalışarak:

-Ho.. ho.. hoop n'oluyor yahu?

demeye çalışıyormuş. O günden sonra Nail Baba hiçbir zaman eskisi gibi olmamış, bayramdı, yılbaşıydı, kar tatiliydi, cumhuriyet coşkusuydu ha babam hediye dağıtmış, ha babam "ho ho"lamış…

İşte, Noel Baba’nın aslı da bu

NAİL

BABA’DAN

geliyormuş. İsteyen inanır, isteyen inanmaz.

Nail Baba

(NOEL

BABA)

eskiden evlere bacalardan girermiş. Bunun için, evlerini kaloriferle ısıtanlar, boşuna beklemesinler. Soba veya şöminesi olan evler, Noel Babanın inişine uygun. Bu defa da, talih kuşu kıyafetinde bizim bacadan içeri girse ya!

Diyeceğiz ama bizim evin de bacası yok. Varsın kapıdan girsin 31 Aralık gecesi saat 24:00’e kadar dış kapıyı aralık bırakacağız ki,

NOEL BABA TEŞRİF ETSİN DE EVİMİZE GİRSİN. SIRTINDAKİ HEYBEDE YILBAŞININ BÜYÜK İKRAMİYESİ 100 MİLYON TÜRK LİRASINI DA GETİRMEYİ UNUTMASIN. GETİRECEĞİ PARA 200 TL’LİK DESTELER HALİNDE OLSUN Kİ, FAZLA AĞIR GELMESİN. BİZ DE SAYARKEN SAATLERCE UĞRAŞMAYALIM!

Tabii  600 milyon TL, 200’lük de olsa çok ağır olacağına göre hammallarla da getirebilir. Varsın Hamal parası bizden olsun!

Yazarın Diğer Yazıları