Cüneyt Arıtürk

HAZRET-İ ADEM GERÇEĞİ VE SEZEN AKSU'NUN TEPKİ ÇEKEN ŞARKISI

Cüneyt Arıtürk

Bir süreden beri gündemde olan BİR ŞARKI ve o şarkıda HAZRET-İ ADEM VE HAVVA’YA KARŞI SERGİLENEN SAYGISIZLIK VAR.  Öncelikle şarkının güfte ve beste yazarı (MİNİK SERÇE) lâkaplı SEZEN AKSU’nun kimliğine bir bakalım. 1954 doğumlu olan Aksu, 1970’te “Hafta Sonu” dergisinin açtığı ses yarışmasına katılarak altıncı  olmuştu. İlk evliliğini 1972'de yapmış, ancak evliliğinin daha üçüncü gününde boşanmıştı. Boşandığı eşi ise en yakın arkadaşıyla evlenmişti. Böylece, belki de hayatının ilk ve en büyük acısını yaşamıştı.

1974’te, ikinci evliliğine yapmış, ancak kısa süren bu evliliğin ardından Ali Engin Aksu ile evlenmişti. (AKSU) soyadını da bundan dolayı almıştı.1976’da, Bebek Belediye Gazinosu’nda şarkıcılığa başlayan Aksu:

“Yıllar yılı seviştik de neden mutlu olmadık.

Aşkımıza aşk değil yıllarca yalan kattık.

Sana son bir sözüm var,

O da, ‘Allahaısmarladık’”

Şarkısı ile ünlendi. Okuduğu şarkıların güfteleri kendisine aitti.

Atıf Yılmaz uyarlaması olan Minik Serçe filminde, Sezen, Bulut Aras ile başrolü paylaşıyordu. Film, A Star is Born (Bir Star Doğuyor) filminden uyarlanmıştı. Bir ünlü doğarken, başka bir ünlünün sönüşünü anlatan film, bu dönemde fazla beğenilmese de, Sezen adına kalıcılığı olmuştu. Bundan böyle Sezen Aksu, ülkede Minik Serçe olarak anıldı.

1989’da beyaz perdede ikinci kez yer alan Aksu,  Yavuz Özkan’ın yönettiği (Büyük Yalnızlık) filminde Başrolü Ferhan Şensoy ile paylaştı. Bu film, 1990 Altın Portakal’da, En İyi Görüntü dalında ödüle layık görüldü.

Onyedi Dergisi’nin Ocak 1986 sayısında düzenlediği okuyucu anketinde Sezen Aksu,

“1985’in En Büyük Kadın Şarkıcısı”

seçildi. 1986’da bu kez Sezen Aksu

“Git”

albümündeki enfes şarkılarla fırtınalar estiriyordu.

1988’de albümüne Sezen Aksu’88 adını vermişti. Yine 1989’daki albümünün adı ise, Sezen Aksu Söylüyor oldu. İsmine duyduğu güven ve ondan aldığı güç yadsınamazdı. Ve elbette yine çok sevilmişti.

Ayrıca bu albümde Bedri Rahmi Eyüboğlu dizeleri de vardı:

“Bu Anadolu var ya bu Anadolu.

Bu misli menendi görülmemiş cömert ana.

Bu her yanı meme, bu her yanı dudak, bu her yanı gül.

Bu zırnık almadan veren, habire veren yedi gül”.

İŞTE GÜNDEM OLAN SEZEN AKSU’NUN ŞARKISININ SÖZLERİ

Sezen Aksu’nun, 2022 senesi Ocak ayında çekimlerini bitirip yayınladığı

“Şahane Bir Şey Yaşamak”

adlı video klibinde, ilk Peygamber Hz. Adem (a.s) ile Hz. Havva’ya hakaret ettiği iddia edilen o şarkının sözleri sosyal medyada büyük bir tepki ile karşılandı.

Şarkı sözlerinin ilgili paragrafı,

“Binmişiz bir alamete gidiyoruz kıyamete.”

sözleri ile başlarken, şu ifadelerle devam etti:

“Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e”

Kamuoyu tarafından, Sezen Aksu için savcıların harekete geçmesi çağrısı yapılırken, çirkin sözleri sebebi ile tepkileri üzerine çeken Aksu, henüz bir açıklamada bulunmadı. İşte o şarkının sözleri:

Acısıyla tatlısıyIa

Ne şahane bir şey yaşamak

Dibe vurmak dimdik durmak

Bin bahane bin oyun kurmak

Acısıyla tatlısıyIa

Ne şahane bir şey yaşamak

Dibe vurmak dimdik durmak

Bin bahane bin oyun kurmak

Binmişiz bir aIamate

Gidiyoruz kıyamete

SEIAM SÖYIEYİN O CAHİI

HAVVA İIE ADEME

Aha yine aha yine

Önümüz uçurum ardımız dağ

Aha yine aha yine

İIIe yanacağız

YanacakIar eIbette

Acısıyla tatlısıyIa

Ne şahane bir şey yaşamak

Dibe vurmak dimdik durmak

Bin bahane bin oyun kurmak

***

Peki, Kur’an-ı Kerim’de insanlığın babası Hazreti Adem  ile insanların Anası Hazret-i Hava hakkında yer alan ayetlerde YÜCE ALLAH NE BUYURUYOR. İşte, Kur’an-ı kerim’den konu ile ilgili meal-i aliler:

“Ve biz demiştik ki: “Ey Âdem! Sen ve eşin cennette yerleşin ve dilediğiniz yerde ondan (cennetin meyvelerinden) bol bol yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.” (Bakara/ 35)

Ayette geçen “Şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz” demek: “Kendi nefsinize zulmedenlerden olursunuz” demektir. Kendi nefislerine olan zulüm ise: Cennetin rahatını ve güzelliğini kaybederek, dünyanın meşakkatine düşmektir. Zira büyük bir makamı kaybederek küçük makama düşen kimse kendisine zulmetmiş demektir. Yoksa ayetteki “zalimlerden olursunuz” ifadesi, “Başkalarına zulmetmiş olursunuz” demek değildir. Zira peygamberler başkalarına zulmetmekten masumdurlar.

Bu bakımdan birileri “Hz. Âdem yasak edilmiş ağaca yaklaşmış ve bu suretle bir günah işlemiştir. Bu, peygamberlerin günah işleyebileceğine delildir” deseler bile

“Andolsun ki bundan önce Âdem’e (bu ağaçtan yeme diye) emrettik, fakat unuttu ve biz onda bir kasıt bulmadık”

ifadesiyle; Hz. Âdem, o ağaca yanaşmanın yasak olduğunu unutmuş ve bu unutması sebebiyle de masumluğuna bir zarar gelmemiştir. Bununla birlikte, Allah-u Teâlâ, takdir ettiği hikmetlerin vukua gelmesi ve kaza edilmesi için Hz. Âdem’i cennetten çıkarmıştır.

Bu arada şunu da gözden kaçırmamak gerekir: Hz. Âdem daha yaratılmadan önce Allah-u Teâlâ meleklerine hitaben:

“Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım”

(2/30) buyurmuştu. Yani daha Hz. Âdem yaratılmadan önce, O’nun dünyaya gönderilmesi takdir edilmiş ve fıtratına o ağaca karşı bir meyil dercedilmişti.

Ebu Medyen hazretlerine, Hz. Âdem’in cennetten çıkarılması ve nehyedildiği halde o ağaçtan yemesinin sırrı sorulduğunda, şöyle cevap vermiştir:

“Eğer babamız Âdem (as), sulbünden Muhammed (as) gibi bir zatın zuhur edeceğini bilseydi, dünyaya çabuk insin de kemal-i Muhammedî (sav) ve cemal-i Ahmedî (Efendimizin kemali ve güzelliği) bir an evvel zuhur etsin diye elbette o ağacın meyvesini değil, kökünü bile yerdi.”

Nisa suresi 64. Ayette

“Biz her peygamberi ancak, Allah’ın izniyle kendisine itaat olunsun diye

gönderdik”

buyrulmuştur. Bu ayet-i kerime, peygamberlerin günahtan masum olduklarına delalet etmektedir. Zira bu ayet-i celile, peygamberlere kayıtsız şartsız itaatin vacip olduğunu ifade etmektedir. Eğer peygamberlerin masum olmayıp günah işlemeleri caiz olsaydı, ümmetleri onlara itaatle memur oldukları için o günahta da peygambere itaat etmeleri gerekirdi. Hâlbuki günahta itaat haramdır. Demek peygamberlerin günah işleyebileceğini kabul etmek, vacip ile haramın bir şey üzerinde toplanmasını mümkün görmektir ki, bu da mümkün olamayacağına göre peygamberlerin günahtan masum olmaları gerekmektedir.

O halde neticeyi şöyle maddelersek:

Ayette geçen “ağaca yaklaşma yasağı” ya tenzihen mekruhtur; mekruh ise ismet sıfatına zarar vermez.

Ya da bu yasak haramdır. Bu sefer de Hz. Âdem’in unutması sebebiyle masumluğuna zarar gelmez.

Cenab-ı Hak, daha Hz. Âdem’i yaratmadan önce O’nun hilafetini meleklere haber vermiş ve Hz. Âdem de fıtratının gereği olarak o ağaca yaklaşmıştır. Bu, muktezay-ı fıtrattır.

Demek bu ayetten, peygamberlerin günah işleyebileceğine dair hiçbir delil çıkartılamaz.

Kaldı ki, Hazret_i Adem, işlediği hatayı farkederek hemen tövbeye yönelmiştir. Nitekim, BAKARA SURESİ: 37.Ayetinde mealen:

“Nihâyet Âdem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı (ve onlarla yalvardı, tevbe etti), bunun üzerine (Rabbi) tevbesini kabûl etti. Çünki Tevvâb (tevbeleri çok kabûl eden), Rahîm (merhameti bol olan) ancak O'dur.”

TÂ-HÂ SURESİ: 122.Ayet’in de ise şöyle buyurulur:

“Sonra Rabbi onu seçti; sonunda tevbesini kabûl etti ve (ona) doğru yolu gösterdi.”

SONUÇ OLARAK DİYECEĞİMİZ ŞUDUR. ASIL CAHİL OLAN MİNİK SERÇE LÂKAPLI SEZEN AKSU’NUN KENDİSİDİR. KONUYU BÜYÜTÜRSEK, O’NA REKLAM YAPMIŞ OLURUZ. REKLAMIN İYİSİ, KÖTÜSÜ OLMAZ!

Yazarın Diğer Yazıları