Karakış’a girdik, giriyoruz. Bu mevsimin en önemli sorunu şüphesiz, yakacaktır. Doğalgaz ve elektriğe gelen kallavi zamlardan sonra, öyle anlaşılıyor ki, köylerde olduğu gibi
TEZEK
YAKMAK
şehir merkezinde de gündeme gelecektir. Gerçekte, (gündeme gelecek) demek fuzuli. Çünkü Şehrin özellikle eski kesiminde varoşlara giderseniz, öbek-öbek tezek yığınlarıyla karşılaşacaksınız.
KARAKIŞ
olarak tabir edilen günler 14 Aralık’ta başlar ve 99 gün devam eder. 23 Aralık günleri ise kış mevsiminin en soğuk günleri
ERBAİN’İN BAŞLANGICIDIR.
Bilindiği gibi kış mevsiminin en soğuk günleri
(ERBAİN)
veya
(ZEMHERİ)
günleri olarak tanımlanırlar. Erbain kelimesi Arapça olup
(KIRK GÜN)
anlamına gelir.
(ZEMHERİ)
ise yine Arapça bir kelimedir.
(KARAKIŞ - AŞIRI SOĞUK)
anlamına gelmektedir. Her yılın 23 Aralık - 31 Ocak arası günler
ERBAİN
veya diğer deyimle
ZEMHERİ
günleridir.
Daha zemheri girmemişken 135 metrekareden müteşekkil dairemize Ekim ayına ait 1 aylık doğalgaz faturası geldi. Tamı tamına 565 TL 55 kuruş. Bunun yanına elektrik, telefon, su faturalarını da koyun. Ya maazallah kirada olsaydık, emekli maaşıyla bu faturaların altından nasıl kalkabilecektik. Asgari ücretlilerin durumları daha da berbat! 2023 yılında asgari ücret ne kadar olacak tartışmaları devam ederken, yetkililer ve etkililer vatandaşların çektikleri sıkıntılardan haberdar değiller gibi…
Asgari ücret zammı karar aşamasında. 1 Aralık günü yapılan toplantıda ücret tespitinin yapılacağı toplantıların tarihleri saptandı. İlk toplantı 7, ikinci toplantı 14 Aralık’ta olacak. Milyonlarca çalışanı yakından ilgilendiren 2023 asgari ücret oranı için heyecan giderek artarken, İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplantılarının ardından 2023 yılı için asgari ücretin açıklanması bekleniyor.
Doğalgaz, elektrik, musluktan akan su, telefon, televizyon elbette birer nimet. Ancak, faturalar böyle yüksek gelince, nimet gibi görünenler, dar gelirliler için
NIKMETE
DÜNÜŞMEKTEDİRLER.
NİMET DE,
NIKMET
de Arapça kelimelerdir,
NIKMET,
NİMETİN
tersidir. Sıkıntı verici anlamına gelir. Faturalar böyle yüksek gelince içimiz nasıl daralmasın ki!!!
Evimize gelen yüksek doğalgaz faturasını görünce gerçekten içim daraldı. Öyle anlaşılıyor ki
ERBAİN
günlerini kapsayacak olan bir sonraki fatura çok daha yüksek gelecek. Belki 1.500 TL. belki de daha fazla…
Bu düşünce içindeyken aklıma yakacak konusuyla ilgili bir anekdot geldi.
(Güleriz,
ağlanacak halimize)
diyerek, acı acı gülümsedim. Kendi-kendime (Keşke, bir köyde yaşasaydık da, yakacak olarak
TEZEK
kullansaydık), dedim.
Yeri gelmişken, konuyla ilgili anekdotu naklederek yazımı noktalamak en iyisi olacak. Anekdot şu:
Soğukların çok şiddetli geçtiği bir vilayetimizde Kış mevsimi yaklaşırken, Valilik köy muhtarlarına bir yazı yazarak, yakacak durumlarını, ne tür yakıt kullandıklarını ve yakıtlarının numarasını sormuş. Yakıt olarak
TEZEK
kullanılan köyün muhtarı şu meşhur cevabı yazmış:
-YAKITIMIZ POHTIR!
-NUMARASİ YOĞTUR!
-STOĞUMUZ ÇOĞTUR!
DÜNYA KADIN HAKLARI GÜNÜ
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü olarak kutlanır ama bu tarihin Türkiye'deki kadınlar için daha farklı bir önemi vardır. 5 Aralık 1934 tarihinde Atatürk devrimlerinin en önemlilerinden biri gerçekleşmiş kadınlarımız milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olmuşlardı. Atatürk Türkiye’si 88 yıl önce kadınlara bu hakkı tanırken çok sayıda Avrupa ülkesinde kadınlara daha böyle bir hak tanınmamıştı,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugün kadın milletvekilleri varsa, Belediyelerde, İl genel meclislerinde seçilmiş kadınlar bulunuyorsa, bunu Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e borçlu olduklarını unutmasınlar,
yatıp-kalkıp ATATÜRK’E
dua etsinler.
Özellikle Türbanlı Milletvekillerine sesleniyorum. Şayet Atatürk’ün iradesiyle olmasaydı, bugün değil mecliste, belki çarşıda, pazarda bile olamayacaktınız. Belki de kafeslerin arkasında oturacak, ev işlerini evirip-çevirmek, çocuk doğurmakla yetinmek durumunda kalacaktınız.
(Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı
eksik etmeyeceksiniz)
deyimi kimlere aittir, bir düşünün bakalım!
Bugün bile kadını ikinci sınıf gibi tanımlayanlar kimlerdir.
(Kadın dediğin, evde oturur, çocuk doğurur) vecizesini(!)
yumurtlayanlar kimlerdir.
Hem kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmasının çok öncesinde de tanınmış haklar vardır. Türkiye'de kadınlar, 1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile yerel ve genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkına sahip olmuşlardır. 3 Nisan 1930’da Belediye Kanununda yapılan düzenlemeyle yerel siyasette yer alma ve yöneticileri belirleme hakkı elde eden cumhuriyet kadınları, en demokratik haklarını ilk kez bu yılın sonuna doğru gerçekleşen seçimlerde kullandılar. Çok sayıda kadın belediye meclislerine girdi.
1933 yılında Muhtar seçme ve seçilme hakkını elde eden kadınlara 5 Aralık 1934’te çıkarılan yasayla Milletvekili seçme ve seçilme hakkı verildi. Kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkını veren yasal düzenleme, 1934 yılında Anayasa ve Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılması sonucu gerçekleşti. 5 Aralık 1934 tarihinde görüşülen öneri, 317 sandalyeli Meclis'te, 258 milletvekilinin katıldığı oturumda ve tamamının oyuyla kabul edildi. Böylece Türk kadını 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkına sahip oldu. Türk kadınlarına çok sayıda Avrupa ülkesinden daha önce bu demokratik hakkın verilmesini sağlayan bizzat Mustafa Kemal Atatürk’tür. Türkiye, Fransa, İtalya, Hırvatistan, Slovenya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, Yunanistan’dan 15, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Yine Türkiye o günlerde, parlamentodaki kadın sayısı oranıyla dünyada ikinci sırada yer almaktaydı.
Kadınların ilk kez oy kullandığı ve aday olabildiği TBMM V. Dönem seçimleri 8 Şubat 1935’te yapıldı. 17 kadın milletvekili ilk kez TBMM’ye girdi. Ara seçimlerde bu sayı 18’e ulaştı. Böylece kadın vekiller, 400 vekilin bulunduğu TBMM'de tüm milletvekillerinin yüzde 4,5'ini oluşturdu. 2017 Siyasette Kadın Raporu'na göre Türkiye, Meclis’te yüzde kadın vekil oranıyla 186 ülke arasında 132. sırada yer alıyordu.
7 Haziran 2015 seçimlerinde Meclis'e 98 kadın milletvekili girdi ve kadınlar Meclis çatısında yüzde 17.8 oranında temsil edildi.
1 Kasım seçimlerinde Meclis'e girebilen kadın sayısı 81'e, oran yüzde 14.5'e geriledi.
24 Haziran seçimleriyle bu oran %17,48'e yükselmiş olsa da kadın ve erkeğin eşit temsili açısından yeterli bir oran yakalanamadı.
24 Haziran sonrası vekil sayısı 600'e çıkarken kadın vekil sayısı da 104 oldu.
Evet, Türk kadınına bundan tam 87 yıl önce milletvekili seçme ve seçilme hakkının tanınması Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimleri sayesinde gerçekleşmiştir. Türk kadını bugün hayatın her dalında görev alıyorsa, bunu Mustafa Kemal Atatürk’e borçludur. Özellikle TBMM’ndeki
TÜRBANLI
VEKİLLERİM,
sizin liderlerinize ve liderleriniz gibi düşünenlere kalsaydı, hala evinizde çamaşır yıkamak, yemek pişirmek, bulaşık yıkamak, ütü yapmak ve çocuk doğurmakla görevli olacaktınız.
ANEKDOT
Adeta cendere içinde oldukları dönemlerde, kadınların dışarıya çıkmalarına müsaade edilmezdi. Kadın eşi, çocuğu veya nikâh düşmeyen başka erkekle bir yerden bir yere giderken, erkeği 5-10 metre geriden takip ederdi. Yani erkek önde, kadın arkasında tıpış-tıpış yürürdü.
O zamana göre, aydın olan bir erkek, kendi eşiyle birlikte yan yana yürümeyi itiyat edinince dedikodu olmuş, sözde bir dostu ikaz için söylemiş:
-Kadınlarla el-ele, kol-kola gezmek ne zaman adet oldu! Aleyhinde çok konuşuyorlar, (kılıbık) diyorlar. (Neredeyse karısının arkasından yürüyecek) diyerek arkandan konuşuyorlar. Ben seni bir dost olarak ikaz edeyim, de!
Beriki cevap vermiş:
-Elbette, eşimi yanımda, hatta önümde yürüteceğim. Böylece, sahipli olduğu anlaşılacak ki, kimse taciz etmeğe, laf atmağa kalkışmaz. Sen ve senin gibiler, eşlerinizi 5-10 metre arkanızdan yürütüyorsunuz diye, kendinizi erkek mi zannediyorsunuz! Siz önde, eşiniz 5-10 metre arkanızda yürürken, edepsizin biri parmak atar, söz atar, taciz ederse haberiniz bile olmaz! Eşiniz de fitne olur korkusuyla sesini bile çıkaramaz. Sizin yaptığınız mı iyi, benim yaptığım mı!
TAŞLAMA
KADIN HAKLARI DERKEN
NE BU ÇİFTE STANDART
KADIN HER YERDE KADIN
NİYET OLMAZ İSE ART
ART NİYETLİ OLMAMAK
GEREKTİR HAKİKATTE
KADIN HAKLARI DERKEN
HANİ EŞİTLİK NERDE
SENİN KADININ BENİM
KADINIM DİYE OLMAZ
AYIRIMCILIK YAPAN
DAVANIN EHLİ OLMAZ
BU KADIN BENDEN DERSEN
BU KADINLARSA SENDEN
BU MU KADIN HAKLARI
CEVABINI SÖYLE SEN
KADIN HAKLARI DERLER
HANGİ KADIN HAKLARI
KADINLARA KARŞI BİL
YOBAZ KAFALILARI
KADIN HAKLARI DİYE
DÖVÜNÜP DURANLARIN
İŞLERİ ALDATMACA
BU SÖZÜME İNANIN