Ahmet Arıtürk

(MİLLET İTTİFAKI) MİLLETİN ÖNÜNE  SOMUT VERİLERLE ÇIKMALI!

Ahmet Arıtürk

(MİLLET İTTİFAKI)

adı altında 3. kez bir araya gelen 6 siyasi parti liderlerinin toplantıları devam ediyor. 6’lı masa olarak da lanse edilen MİLLET İTTİFAKINI CHP, İYİ Parti, SP, DP, DEVA ve  GELECEK Partileri oluşturmaktadır. Dördüncü toplantının 29 Mayıs’ta GELECEK Partisinin ev sahipliğinde yapılacağı açıklandı.

Bilindiği gibi, kendilerine (CUMHUR İTTİFAKI) adını veren siyasi partiler ise AKP ve MHP ile onlara desteklerini açıklayan BBP ve VP’den oluşmaktadır.

24 Nisan’da, Demokrat Partinin ev sahipliğinde üçüncü  kez toplanan MİLLET İTTİFAKI bileşenleri henüz MİLLETİN BEKLEDİĞİ AÇIKLAMALARI YAPMIŞ DEĞİLLER.

Milletin, MİLLET İTTİFAKI bileşenlerinden net talepleri var ve bunların bir bildiri şeklinde duyurmasını istiyorlar. Vatandaşların MİLLET İTTİFAKINDAN beklentileri  olan TALEPLERİN bazılarını sıralıyoruz:

Erken veya zamanında alınacak bir seçim kararı sonucu Cumhurbaşkanlığını MİLLET İTTİFAKININ adayının kazanması ve Milletvekilliği seçimlerinde anayasayı değiştirecek sayıda milletvekilinin çıkarılması durumunda;

*İTTİFAKA dahil 6 siyasi partinin en azından bir dönem için birlikteliklerini devam ettirecekleri,

*Parlamenter sisteme kesin dönüş yapılacağı,

*Seçim yörelerine göre, seçmenlerin 6 parti arasında teveccüh ettikleri parti adaylarına destek verileceği, bir seçim bölgesinde kazanma ihtimali olmayan siyasi partilerin, en kuvvetli parti lehine seçime katılmayacakları,

*Seçimlerin selameti ve adil bir şekilde tezahürü açısından Türkiye genelinde kurulacak tüm sandıklarda her altı partinin mutlak surette müşahit bulunduracakları,

*Seçimler sonuçlanıncaya kadar, hiçbir müşahidin görev yerini terk etmeyeceği, ilçe seçim kurulunun sonuçları açıklamasına kadar ısrarı bir şekilde takipçi olunacağı,

*Seçimlerin kazanılması durumunda, Adalete güvenin yeniden tesisi açısından, gerekli yasal değişikliklerin ivedilikle yapılacağı,

*Seçimlerle ilgili yeni bir yasa hazırlanarak,  yeni yasa ile BARAJIN SIFIRLANACAĞI,

*600 milletvekilinden 100’ünün (TÜRKİYE MİLLETVEKİLİ) olarak belirleneceği, seçimlere katılan siyasi partilerin Türkiye genelindeki oy oranına göre her siyasi partiye, bu kontenjandan milletvekilliği verileceği,

*6 liderden veya liderler dışında Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlenecek zatın kazanması için el birliğiyle, canla-bşla çalışılacağı,

*Çoklu maaşlara yasak getirileceği,

*Kamu kurum ve kuruluşlarına atamaların liyakate göre yapılacağı, personel alımlarında KPSS puanlarının esas alınacağı, mülakatlara son verileceği,

Evet, MİLLİT İTTİFAKI, BOŞ HAVANDA SU DÖVMEK YERİNE yukarıda sıraladığımız ve benzeri somut verilerle milletin önüne çıkmalı…

NEDEN “KANDİL GECESİ” DİYORUZ DA

“AMPUL GECESİ” DEMİYORUZ!!!

Dinimizin özünde

“KANDİL GECESİ”

diye bir olgu yoktur. Kandil uygulamaları

Peygamber Efendimiz HAZRET-İ MUHAMMED’İN (O’na al ve ashabına salat ve selâm olsun) devr-i

saadetlerinden

asırlar sonra ihdas edilmişlerdir.

Mübarek olarak kabul edilen ve gecelerinde etkinlikler düzenlenen KANDİL GECELERİMİZ vardır. Bunlar Kadir, Mevlid, Regaib, Mîrac ve Berat  geceleridir. Kandil kutlamalarının başlatılması Osmanlı padişahlarından  II. Selim döneminde olmuştur. Mübarek kabul edilen bu gecelerde camiler aydınlatılıp minarelerde

kandiller

yakılarak kutlandığı için bu gecelere "

kandil

geceleri" denile gelmiştir.

Günümüzde minarelerde kandiller değil, elektrik lambaları yakılıyor. Şimdi, adlarını değiştirip

AMPUL GECELERİ

dersek günah mı olur! Hem, iktidar partisinin amblemi AMPUL olduğuna göre, inanın çok hoşlarına gider!

Diyanet İşleri Başkanının yerinde olsam, “KANDİL GECESİ” deyimini değiştirir, “AMPUL GECESİ” olarak ilân ederdim. Böylece, iktidara daha bir yararlanmış olurdum.

Bilinmeli ki, bu gibi kutlamalar dinimizin özünde olmadığı ve sonradan dinin bir gereği gibi uygulamaya başlandıkları için BİD’AT HÜKMÜNDEDİRLER. Ancak, iki türlü bid’at vardır. Bunlardan biri BİD’AT-I HASENE, diğeri ise BİD’AT-I SEYYİE’DİR. Yani, iyi bid’atler ve kötü bid’atler. Umuyor ve diliyoruz ki, KANDİL GECELERİ, BİD’AT-I HASENEYE DAHİL UYGULAMALAR OLSUNLAR…

(NAWALA KASABA) VEYA KASAPLAR DERESİ

Son günlerde özellikle Şehrimizde tartışılan konulardan biri de Kasaplar Deresi (Newala Kasaba)dır. Konuyla ilgili HDP Milletvekilleri açıklamalar yaparken, Vakıflar Bölge Müdürlüğü de konuya müdahil oldu. Bahse konu alanda inşaat yapan Waryap İnşaattan da peş-peşe açıklamalar yapıldı. Avukatlar Barosu da, olaya müdahil olarak basın toplantısı düzenledi.

Waryap İnşaattan yapılan yazılı açıklamada, 'şirketimiz tarafından yapımına başlamış olduğumuz 'Waryap Villaları' isimli proje alanı ile ilgili asılsız haberlere ve söylemlere karşı kamuoyuna açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur' denilirken, olay sosyal medyaya da konu oldu.

1989’lu yıllarda, etkisiz hale getirilmiş PKK’lı militanların cesetleri Belediyeye ait kamyona konularak Kasaplar Deresine götürülmüş ve toplu halde toprağa verilmişlerdi. Bu olay yüzündendir ki, o yıllarda Belediye Başkanı olan Mahmut Çalapkulu ve oğlu Özkan, gece evlerine giden PKK’lı militanlar tarafından şehit edilmişlerdi. Oysa, olayla hiçbir ilgileri yoktu. Valilikçe, belediyeye verilen talimat uygulanmıştı.

Bu alanda inşaat yapılmağa başlanınca (CESETLERİMİZİN ÜZERİNE İNŞAAT YAPAMAZSINIZ) havası estirilmeğe başlandı. Olayın özeti budur.

TAŞLAMA

HUKUK BAŞKA, ADALET

BAŞKA KAVRAMDIR İNAN

HER HUKUK KURALI DA

ADİL DEĞİLDİR BUNDAN

EĞER ADİL OLMAZSA

KURALLARI HUKUKUN

SONUCUNA KATLANMAK

ELBET ZOR OLUR BUNUN

TUZ KOKACAK OLURSA

KOKMAYAN BİR ŞEY KALMAZ

ADALET TUZ GİBİDİR

ADALET KOKSA OLMAZ

“MÜLKÜN TEMELİ” DERLER

BELLİ ADALET İÇİN

TEMELİ ZAYIFLATMAK

SÖYLEYİN NEDEN, NİÇİN

GECİKİRSE ADALET

GERÇEK ADALET OLMAZ

ADALET TERAZİSİ

GERÇEK OLURSA ŞAŞMAZ

ADALETİ SAĞLAMAK

ELBETTE Kİ GAYET ZOR

ÖMER Mİ KALDI ARTIK

ADALETİ ONDAN SOR

GECİKEN ADALETE

ADALET Mİ DENİLİR

GECİKİNCE ADALET

BİL ADALETSİZLİKTİR

ADALET TUZ HÜKMÜNDE

TUZU KOKUTMAYALIM

ADALETİ KOKUTUP

HALKI KORKUTMAYALIM

Yazarın Diğer Yazıları