Yargıtay'dan emsal karar: Suçlu sadece müteahhit değil! Depremde yıkılan binalara ruhsat veren belediye başkanlarına kötü haber

6 Şubat'ta meydana gelen depremler sonrası binlerce bina yerle bir oldu, gözler müteahhitlere ve inşaat firmalarına çevirdi. Bazı müteahhitler tutuklanırken, Yargıtay emsal bir karara imza attı. Yüksek Mahkeme, depremde yıkılan binaların yapı ruhsatında imzası bulunan belediye başkanlarının 'görevi kötüye kullanma' suçunu oluşturduğuna hükmetti.

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et
Artı Siirt Haber - Haber Merkezi

6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremleri Hatay'da meydana gelen 6,4 ve 5,8'lik depremler izledi. Yaklaşık 11 kentte büyük yıkıma neden olan deprem fırtınası, artçı sarsıntılar ile sürüyor. Binlerce bina yerle bir olurken, enkaz altında kalan 44 binden fazla kişi ise hayatını kaybetti. Deprem sonrası gözler, yıkılan binaların müteahhitlerine ve inşaat sürecine çevrildi.

BİRÇOK MÜTEAHHİT GÖZALTINA ALINDI

Yıkılan bazı binaların inşaat sürecinin son birkaç yıl içerisinde tamamlanmış olması 'yeni binalar güvenli değil mi?' sorusunu akıllara getirirken, tüm Türkiye'de büyük panik başladı. Düzenlenen operasyonlarda yıkılan binaların inşaatında ihmali bulunan onlarca müteahhit tutuklandı. Depremde yıkılan binaların yapı ruhsatında imzası bulunan belediye başkanlarıyla alakalı da Yargıtay'dan emsal bir karar çıktı.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2011 Van depreminde yıkılan binaya yapı ruhsatı veren ilçe belediye başkanını suçlu buldu. İki kişiye mezar olan binanın inşaatında kusuru bulunanlar Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Mahkeme, bazı sanıkların cezasının zamanaşımı sebebiyle düşürülmesine hükmetti. 'Görevi kötüye kullanmak' ile suçlanan belediye başkanı için verilen düşme kararı cumhuriyet savcısı tarafından Yargıtay'a taşındı. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı.

YARGITAY'DAN EMSAL KARAR

Kararda, söz konusu apartmanının yıkılması sonucu 2 kişinin hayatını kaybettiği, yapılan otopsi işlemleri sonucu ölenlerin göçüğe (depreme) bağlı olarak hayatlarını kaybettiklerinin tespit edildiği belirtildi.

"Ağır Ceza Mahkemesi, bina sahibi ve müteahhidi olan sanıkla, inşaatın teknik uygulama sorumluluğunu üstlenen inşaat mühendisinin (fenni mesul) sanık ve yapının inşaat ustasının sanık hakkında ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarını vermiştir" denilen kararda şu ifadeler yer aldı:

"Dosya çerçevesinden, binanın yapım yılı tam olarak bilinmemekte olup, 22.12.2000 tarih ve 2000/56 numaralı yapı ruhsatının verildiği ancak yapı kullanma izin belgesinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Apartmanın yapım yılına göre, 1997 yılından sonra inşa edildiğinden 1997-Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik çerçevesine girdiği, apartmana ait mimari, statik ve elektrik tesisat projelerinin tam olarak mevcut olmadığı, ancak zemin etüt raporunun bulunduğu ortadadır.

"GÖREVİNİN GEREKENLERİNİ YAPMAKTA İHMAL GÖSTERMESİ NEDENİ İLE..."

1997 yılında yayımlanan Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelikte belirtilen minimum beton sınıfı olan C16'dan daha düşük olduğu, birinci ve ikinci derece deprem bölgelerindeki binalarda C20 veya daha yüksek dayanımlı beton kullanılmasının zorunlu olduğu ibaresinin bulunduğu ortadadır. İçişleri Bakanlığı da sanık belediye başkanı hakkında soruşturma izni vermiştir. En son ruhsatı onaylayan ve mühürleyen kişinin ise Belediye Başkanı olduğunun anlaşıldığı, ilgili imar mevzuatı gereği yapı ruhsatı ekinde bulunması gereken belgelerin olup olmadığını kontrol etmeden önüne gelen evrakı imzalayarak onaylayan sanığın, görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi nedeni ile bu sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve anılan suçun zamanaşımına uğradığı görülmektedir.

Yapılan yargılama sonunda, sanık belediye başkanı hakkında açılan davanın, suç tarihinden karar tarihine kadar süre içinde zamanaşımının dolduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece düşmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, sanık müdafinin sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine, mahalli cumhuriyet savcısının ise sanık hakkında taksirle öldürme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir." (İHA)

ARTI SİİRT

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN