(MEN DAKKA DUKKA!)

TBMM genel kurulundan geçen ve 24 Ekim 2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Yargı Reformu paketinden sonra cezaevlerinden tahliyeler başladı.Gazeteciler Nazlı Ilıcak, Altan Tan ve Mehmet Altan da bu cümleden olmak üzere tahliye edildil

TBMM genel kurulundan geçen ve 24 Ekim 2019 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Yargı Reformu paketinden sonra cezaevlerinden tahliyeler başladı. Gazeteciler Nazlı Ilıcak, Altan Tan ve Mehmet Altan da bu cümleden olmak üzere tahliye edildiler.

Nazlı Ilıcak ve Ahmet Altan'ın tahliye edilmesi ve Mehmet Altan için de beraat kararı çıkması şaşırtıcı olmadı. Nazlı Ilıcak, AKP’den milletvekili bile seçilmiş, 15 Temmuz öncesinde adeta partinin sözcülüğünü yapmıştı.

İstanbul 26'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nin FETÖ'den yargılanan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın tahliyesine, Mehmet Altan'ın da beraatına karar vermesine tepkiler var.

Hatırlanacağı üzere Balyoz, Ergenekon ve benzeri kumpas davalara bu üç gazeteci sahip çıkmış ve FETÖCÜ hâkimler için adeta tetikçi görevi üslenmişlerdi. Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan, FETÖ’nün sahte belgelerle hazırladığı tespit edilen Balyoz ve Ergenekon kumpaslarına sahip çıkmak yanında çalıştıkları ve yönettikleri gazetelerde manşetten çarşaf-çarşaf haberler yapmışlardı.

Ahmet Altan’ın da başında olduğu FETÖ’den kapatılan Taraf gazetesinde askerlere yönelik kumpasların sahte belgeleri hedef gösteren manşetlerle kamuoyu gündemine taşınmıştı.

Balyoz ve İzmir'deki casusluk davalarını gerekçe gösterip, Donanma Komutanlığı'ndan istifa eden emekli Oramiral Nusret Güner, mahkemenin kararını ağır sözlerle eleştirdi.

FETÖ'den hapis yatan Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak cezaevinden tahliye edilirken,  içeride yatan Osman Kavala ve Mümtaz’er Türköne de gündeme getirilerek tahliye edilmeleri istenmekte.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) medya yapılanmasının "darbe çağrışımı" davasında "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan yargılanan ve hapis cezasına çarptırılan Nazlı Ilıcak ile Ahmet Altan’ın, cezaevinden tahliye edilmesinden sonra Gezi eylemlerinin finansörü olmakla suçlanan Osman Kavala ve FETÖ'den yatan Mümtaz'er Türköne'nin de tahliye edilebilecekleri belirtiliyor.

Bakırköy Kadın Tutukevi'nde FETÖ'den yatan Nazlı Ilıcak’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Eşi Emine Erdoğan’a bir mektup yazdığı ve mektubunda adeta yalvardığı ortaya çıkmıştı.  Cezaevinde 1197 gün yattıktan sonra Ilıcak’ın tahliyesinde bu mektubun etkili olup olmadığı da tartışılmaktadır.

Önemine binaen v e tarihi bir vesika olarak Ilıcak'ın Erdoğan'a gönderdiği mektubu aynen okuyucularımızın dikkatlerine sunuyoruz:

"Belki bu mektubu alınca şaşıracaksınız. Belki de okuyup ‘Daha önce düşünseydin’ diye bir kenara atacaksınız. Atmayın! Ben eski bir dostluğa dayanarak bu satırları kaleme alıyorum. O günlerden, içinizde bana karşı ufak da olsa bir yakınlık kaldı mı? Acaba aramızda 2.5 yıldır cezaevinde çektiğim çileyi, yalnızlığı hissedebilecek bir duygusallık hâlâ mevcut mu? Köprülerin altından çok sular aktı ama, inanıyorum ki o köprüler yıkılmadı. Hiç değilse onarmanın mümkün olduğunu düşünüyorum.

Defalarca ‘Bağımsız’ ve ‘Tarafsız’ yargı vurgusu yaptınız. ‘Hâkimlerin kendi vicdanlarına göre karar vermesi gerektiğini’ hatırlattınız. Hatta, insanlar ellerini semaya açıp Allah’tan adalet diliyorsa, Yargı’da yürümeyen bir şeyler var bile dediniz. O zaman, size rağmen –aynı FETÖ döneminde olduğu gibi- Yargı’yı kendi emelleri için etkilemeye çalışanlar var mı diye sorgulamaya başladım. Ben ne darbeciyim, ne de FETÖcü.

Yıllarca, AK Parti’yi desteklememin sebebi, zaten askerin siyasete müdahalesinden duyduğum rahatsızlık. Sizin önünüz, 312 ile kesilmeye çalışıldığında, AK Parti hakkında kapatma davası açıldığında, ya da İmam Hatiplilere ve başörtülülere karşı yürütülen kampanyalarda, demokrasi ve hukuk neyi gerektiriyorsa, o noktada durdum. Bu mücadeleyi el ele vermedik mi? Tabii yükün ağırını siz taşıdınız.

Fazilet Partisi’nden milletvekili olduğum dönemde, Meclis’te hep askeri vesayete karşı çıktım. 28 Şubat’ın en baskılı döneminde, Meclis kürsüsünde mücadele verdim. Ama 4 yıldızlı iradeye teslim olanlar rahat, ben ise, hak etmediğim bir suçlamayla, hâlâ cezaevindeyim. Meclis’i bombalayan askerlerle aynı kefeye konulmak çok acı. Üstelik, 40 yıllık gazetecilik hayatımda, demokrasi adına sürekli bedel ödemişken, böyle incitici bir iddiayla karşı karşıya kalmak!

Benim, 27 Mayıs’tan itibaren, Menderes ve arkadaşlarına yapılan zulmün yakın bir gözlemcisi olmak sıfatıyla, darbelere nasıl tepkili olduğumu bildiğiniz gibi, FETÖ'cü olmadığımı da bilirsiniz. Olsa olsa, 15 Temmuz öncesi, onların gerçek yüzünü sezemedim. Bu da benim, muhafazakarlara duyduğum şefkat ve ilgiden doğan bir zaaf. Kendilerini saklamayı ve mağdur gibi göstermeyi o kadar güzel başardılar ki! Ama siz uyardınız; maalesef o tarihte bu uyarılarınıza kulak vermedim. Bu benim en büyük hatam oldu.

Sizi Belediye Başkanlığınızdan beri tanıyorum. Siz de beni tanırsınız. Kasten kimseye kötülük etmem; memleketime bilerek isteyerek zarar vermem. Ama bazı duyarlı noktalara dokununca, çabuk inanırım. meselâ muhafazakar insanlar hakkındaki hassasiyetim, maalesef yanılmamı kolaylaştırdı. Bu arada size de çok haksızlık ettim. Özür dilerim.

Gazetecilerin pek çoğu tahliye edilmişken, sanki özel bir husumetin hedefiymişim gibi içeride tutulmak. Zaman zaman çaresizliğin verdiği karamsarlıkla bunalıyorum. Sonra, Allah’a sığınıp güç ve moral toplamaya çalışıyorum. Bir de sık sık, sizi ve Emine Hanımı düşünüyorum. Sanki durumumu tam olarak bilseniz, bu haksızlığa müdahale ederdiniz gibi geliyor. Bu yüzden, yoğun işleriniz arasında farkına varamadığınız mağduriyetimi size yazmayı tek çare olarak gördüm. Dağ başında bir kuzu kaybolsa, Hz. Ömer’den sorulurmuş. Bu devletin başı olduğunuz için de size müracaat ediyorum. Herhalde, son nefesimi cezaevinde vermemi istemezsiniz. Mağduriyetimi size anlatıyorum, zira, adaletin yitirdiği vicdanı, ancak siz yeniden tesis edebilirsiniz.

Size karşı ne tuzaklar kuruldu! Bir tuzağı da FETÖ kurdu. Ve maalesef ben de bu tuzağın içine düştüm. Ama ben suç işlemedim. Size haksızlık yaptımsa –ki yaptım- bu Yargı’nın konusu olmamalı. Sizinle benim hal etmem gereken bir mesele.

İnançlı bir insansınız. Ben de öyle. Bu yüzden bir imtihandan geçtiğimi biliyorum. Ama bu bakımsızlığa, strese daha ne kadar dayanabilirim?

Maddi yetersizliklerin yanı sıra, bir de duygusal açıdan paramparçayım. Ben bir anneyim, babaanneyim, anneanneyim. Evlâtlarımdan ve torunlarımdan mahrum kalmak, onları doya doya kucaklayamamak cezaların en ağırı. Mehmet Ali’nin bir oğlu daha oldu. Ali Kerim’in doğumunda bulunamadım. Bebeği, ancak 4 aylıkken, sadece 35 dakika gördüm. ‘Kim bu?’ der gibi uzun uzun bana baktı. Bu duygular size de yabancı değil. Siz de bir babasınız, dedesiniz. Çocuklarla her buluşmamın ardından, koğuşa döndüğümde, yalnızlık ve kimsesizlik duygusu daha da derinleşiyor. Benim tek beklentim, ömrümün son demlerini onlarla birlikte huzur içinde geçirmek. Gene anne, anneanne ve babaanne olmak. Mehmet Ali ve Aslı da bir cehennem hayatı yaşıyor. Onlara da ayrıca üzülüyorum.

Türkiye’nin, gerginliklerin geride kaldığı huzurlu bir ortama çok ihtiyacı var. Bu huzurun inşasında ben de yer almak isterim. İnşallah nasip olur. Hatta çıktığımda, sizinle bir araya gelebilirsek, bir vicdan muhasebesi yapmayı, helalleşmeyi çok arzu ederim. Cezaevinde zeytin çekirdeğinden yaptığım teşbihi de size takdim etmek isterim. Türkiye çok ağır travmalarla sarsıldı. FETÖ elebaşları kaçtı; Ben de kuyuya atıldım. Adeta bir mezara diri diri gömülmüş gibiyim. Yargı’da bulamadığım adaleti sizde arıyorum. Acaba elimden tutup, hak ve hukuk adına, beni bu kuyudan çıkarabilir misiniz?"

***

Ilıcak, Tan ve Altan’a (GEÇMİŞ OLSUN) diyoruz ama (MEN DAKKA DUKKA) sözünü anımsatarak…

TAŞLAMALAR

(MEN DAKKA DUKKA) DİYE

MEŞHUR BİR DEYİM VARDIR

TAHLİYE EDİLENLER

BELLİ KUMPASÇILARDIR

ERGENEKON, BALYOZ VE

BENZERİ KUMPASLARA

DESTEK OLAN KİMLERDİ

SORMAK GEREK ONLARA

ILICAK, TAN VE ALTAN

KUMPAS TETİKÇİLERİ

BU BAKIMDAN REVADIR

ASLINDA ÇEKTİKLERİ

MANŞET YAPAN KİMLERDİ

O KUMPAS KURGULARI

BUNDAN BELLİ ÜÇÜNÜN

FETÖCÜ OLDUKLARI

Bakmadan Geçme