Havacılık Tarihinin En Korkunç Kazalarından Biri: 301 Kişi İnen Uçakta Nasıl Öldü?
1980 yılında Riyad'da meydana gelen 163 sefer sayılı Suudi Arabistan Havayolları kazası, havacılık tarihinin en büyük trajedilerinden biri olarak kayıtlara geçti. Uçak piste güvenle inmesine rağmen 301 kişi hayatını kaybetti. Soruşturma raporu, yangın güvenliği eksiklikleri, hatalı kararlar ve eğitim yetersizliklerinin felaketi kaçınılmaz hale getirdiğini ortaya koydu.
1980 yılında Suudi Arabistan Havayolları’na ait 163 sefer sayılı uçak, yere sağlam bir şekilde inmesine rağmen, içindeki 301 kişinin tamamı yaşamını yitirdi.
Uçak inişten sonra yanmadı, patlamadı — fakat yangın sonrası yaşanan ihmaller zinciri, bu olayı tarihin en trajik hava kazalarından biri haline getirdi.
Normal başlayan uçuş, felakete dönüştü
19 Ağustos 1980 Salı günü, Suudi Arabistan Havayolları’nın Lockheed TriStar tipi uçağı, Pakistan’ın Karaçi kentinden Cidde’ye gitmek üzere havalandı. Riyad’da kısa bir duraklamanın ardından yola devam eden uçakta 301 kişi bulunuyordu.
Kalkıştan yedi dakika sonra, arka kargo bölümünde duman alarmı devreye girdi. Mürettebat, önce bunun sistem arızası olduğunu düşündü. Ancak birkaç dakika içinde durumun ciddiyeti ortaya çıktı.
Gaz ocağı ve yağ tenekeleri şüpheli
Kaza sonrası hazırlanan teknik raporda, yangının muhtemelen uçağa yasa dışı şekilde sokulan taşınabilir gaz ocaklarından veya yemeklik yağ tenekelerinden kaynaklandığı değerlendirildi.
Uzmanlara göre, Umre yolcuları bu eşyaları bagajlarına gizlemiş, kontroller sırasında fark edilmemişti.
Mürettebatta deneyim eksikliği
Raporlarda, kaptan pilot Muhammed Ali Khuwayter ile yardımcılarının tecrübe ve eğitim düzeylerinin düşük olduğu da vurgulandı.
Pilotun eğitim sürecinde “yavaş öğrenen” olarak kayıtlara geçtiği, yardımcı pilotun ise kazadan yalnızca 11 gün önce bu uçak modelinde uçma yetkisi aldığı tespit edildi.
Kokpitteki Amerikalı uçuş mühendisi Bradley Curtis’in önerilerinin dikkate alınmaması ve iletişim eksikliği, krizi daha da büyüttü.
Geciken karar, kaybolan dakikalar
Pilot, yangın alarmından yaklaşık beş dakika sonra dönüş kararı aldı — bu gecikme, can kaybının boyutunu belirledi.
Uçak Riyad’a başarıyla indi, ancak kaptan motorları kapatmadı. Bu yüzden kurtarma ekipleri kapılara yaklaşamadı.
Tahliye kapılarının açılması 29 dakika sürdü, o ana kadar ise kabin tamamen dumanla dolmuştu.
Tasarım kusuru ve insan hatası birleşti
Uçağın yangın söndürme sistemi, yangının oksijen yetersizliğinden “kendiliğinden söneceği” varsayımıyla tasarlanmıştı. Ancak geniş kargo alanındaki hava, alevleri besledi.
Sonuç olarak, yanmaz malzeme bile tutuştu ve yangın yolcu bölümüne sıçradı.
Araştırmacılar, mürettebatın acil durum prosedürlerini uygulamakta geciktiğini, itfaiye ekiplerinin ise kapıları açacak eğitim veya donanıma sahip olmadığını belirtti.
Tarihe geçen bir ders
Bu olay, havacılık güvenliği standartlarını kökten değiştirdi.
Sonrasında uluslararası havacılık otoriteleri, yangın algılama ve söndürme sistemlerinin geliştirilmesi, mürettebat eğitimlerinin yenilenmesi ve acil tahliye protokollerinin güncellenmesi yönünde adımlar attı.
Bugün bile 163 sefer sayılı uçuş, havacılık akademilerinde bir ders örneği olarak anlatılıyor.
Kaza, gökyüzünde güvenliğin yalnızca teknolojiyle değil, zamanında verilen kararlarla da sağlanabileceğini hatırlatıyor.
Bakmadan Geçme





