- Haberler
- Siirt Haber
- Av. Muhammed Alptekin yazdı: Tıp Fakültesi Açmak: Başarı mı, Endişe mi?
Av. Muhammed Alptekin yazdı: Tıp Fakültesi Açmak: Başarı mı, Endişe mi?
Son yıllarda Türkiye'nin birçok küçük ilinde birbiri ardına tıp fakülteleri açılıyor. Kulağa gurur verici bir gelişme gibi gelse de, bu durumun arka planına baktığımızda aslında ciddi bir yapısal sorunla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz.
Son yıllarda Türkiye’nin birçok küçük ilinde birbiri ardına tıp fakülteleri açılıyor. Kulağa gurur verici bir gelişme gibi gelse de, bu durumun arka planına baktığımızda aslında ciddi bir yapısal sorunla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Zira bir tıp fakültesi açmak, yalnızca bir tabelayı asmakla, birkaç doktoru akademisyen ilan etmekle olmuyor. Bu işin temelinde liyakat, donanım, vizyon ve ciddi bir altyapı yatırımı yatmalıdır.
Örneğin Siirt Üniversitesi Tıp Fakültesi… Bugün 21 mezun vermesi bir ilk olabilir, ama bu tabloyu alkışlamadan önce bazı soruları sormak zorundayız:
Bu fakülte asistan hekim alıyor mu?
Kaç profesör görev yapıyor?
Kaç doçent var?
Verilen sağlık hizmeti, halkın güvenini kazanmış durumda mı?
Ve en önemlisi: Bu öğrenciler kaç vaka gördü?
Tıp eğitiminde uygulamalı tecrübe her şeydir. Ancak nüfusu az olan illerde hem hasta başvurusu düşük, hem de vaka çeşitliliği son derece sınırlı. Bir öğrencinin aynı birkaç hasta profiliyle mezun olması, onu eksik bir hekim haline getirir. Büyük merkezlerde eğitim alan öğrenciler onlarca farklı klinik tabloyla karşılaşırken, küçük illerde bu çeşitlilik sağlanamıyor.
Asistan hekim yetiştirilmeyen , akademik kadrosu sınırlı bir ortamda verilen eğitimin, mezunları ne derece yetkin kıldığı elbette tartışmalıdır. Dahası, bu fakültelerde eğitim, zaman zaman bazı kişilerin akademik unvanlarını hızla yükseltme aracına dönüşebiliyor. Bu da eğitimin niteliği kadar etik boyutunu da sorgulatıyor.
Bu sadece Siirt’le sınırlı değil. Bitlis’te kısa süre önce tıp fakültesi kuruldu. Şimdi Batman da aynı talepte bulunuyor. Ortada adeta bir “bizim de tıp fakültemiz olsun” yarışı var. Ancak bu yarışın ne o illere ne de ülkenin sağlık sistemine gerçek bir katkısı bulunuyor. Aksine, bu kontrolsüz genişleme, eğitimin niteliğini düşürerek toplum sağlığını tehdit ediyor.
Tıp fakültesi açmak, siyasi bir vitrin projesi olamaz. Bu ülke, tabelası olan ama kadrosu ve vakası olmayan fakültelerle değil, nitelikli eğitim veren, halkın güven duyduğu sağlık çalışanlarıyla ayakta kalır. Siyasetin ve bürokrasinin artık bu konuyu bir prestij meselesi değil, halk sağlığı sorunu olarak ele alması şart.
Unutmayalım: Tıp eğitimi, göstermelik adımlarla değil, ciddiyetle yürütülmelidir. Aksi takdirde bu sürecin faturası, sadece eğitimi eksik kalan hekimlere değil, onların dokunacağı binlerce hastaya çıkar.
Bakmadan Geçme





