DİSK Yönetim Kurulu adına Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu tarafından yapılan açıklamada, 2016 yılında Siirt'in Şirvan ilçesindeki Madenköy maden sahasında 16 madencinin heyelan altında kalarak hayatını kaybettiği hatırlatıldı, “Şimdi de Eti Bakır madeni sahasındaki özel bir ocakta göçük meydana geldi” denildi.
1940'lı yıllardan günümüze 3 binden fazla madencinin hayatını kaybettiğini, 100 binden fazla madencinin yaralandığını belirten Çerkezoğlu, şunları kaydetti:
“AKP'li yıllarda ölen madenci sayısı ise İSİG Meclisi verilerine göre en az 1989 olmuştur. 1940'lardan bugüne çalışırken ölen madencilerin 3'te 2'si son 21 yıllık dönemde hayatını kaybetmiştir.
Taşeron üretim ve güvencesiz çalışmanın sermaye açısından temel birikim olarak ele alındığı, kayıt dışı ekonominin yaygın olarak üretim sürecinde varlığını sürdürdüğü koşullarda mevcut yasanın uygulama, denetim ve yaptırım süreçlerinin etkisi kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdur. Genel olarak madenlerde devletin denetimi ya bulunmamakta ya da dikkate alınmamaktadır.” Özel sektörde koşullar daha vahim ve ölümcül
Çerkezoğlu, daha fazla üretimin getirdiği üretim zorlaması ve verimlilik politikası sonucunda İSİG önlemlerinin göz ardı edilmesinin ‘madencilik sektörünün temel düsturu' olduğunu belirtti.
Kamu madenciliğinde de güvenliksiz ve güvencesiz çalışma biçimlerinin yaygınlaştığını belirten Çerkezoğlu, özel sektör madenciliğinde ise koşulları ‘daha vahim ve ölümcül' olduğunu kaydetti. Önlem alma ve yaptırım uygulama çağrısı
Türkiye'de yüksek risk taşıyan, kuralsız ve denetimsiz çalışan, mühendislik bilim ve tekniğinden uzak, teknik elemanın gözetim ve denetimi olmaksızın, tamamen ilkel koşullarda çalışan pek çok maden firması olduğunu hatırlatan Çerkezoğlu, bu işletmelerin İSİG uygulamalarını da ‘maliyet kalemi' olarak gördüklerini vurguladı.
“Kâr ve birikim adına, ihmal etme ve önlem almama bu son kazada da kendisini göstermiş durumdadır” diyen Çerkezoğlu, ilgili kurumlara ‘önlem alma ve yaptırım uygulama' çağrısı yaptı.