Ali Erbaş'tan Sonra İlk Cuma Hutbesi: Ticaret Ahlakı Vurgusu Dikkat Çekti! 19 Eylül 2025 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığı'nda Ali Erbaş'ın görev süresinin sona ermesiyle yerine atanan Prof. Safi Arpaguş, göreve başladı. Arpaguş döneminin ilk cuma hutbesinde 'ticaret ahlakı' gündeme taşındı. Hutbede karaborsacılık, stokçuluk, fırsatçılık ve fahiş fiyat artışları açıkça 'haram' ilan edildi.

Diyanet'te yaşanan görev değişikliğinin ardından yayımlanan ilk cuma hutbesi dikkat çekici mesajlarla geldi. İstanbul İl Müftülüğü görevinden Diyanet İşleri Başkanlığı'na atanan Prof. Safi Arpaguş'un ilk hutbesinde, İslam'ın ticaret ahlakına verdiği önem öne çıkarıldı.

'Afet ve tayin dönemlerinde fiyat artırmak kul hakkıdır'

Hutbede özellikle toplumda sıkça eleştirilen fırsatçılık konusuna değinildi. 'Afet zamanlarını, öğrencilerin okul, memurların tayin dönemlerini fırsat bilerek kira ve ürün fiyatlarını artırmak kul hakkıdır, vebaldir' denildi. Ayrıca, satılan malların kusurlarını gizlemek, zor durumdaki insanlardan malı düşük fiyatla almak gibi davranışların 'fırsatçılık ve emeğe ihanet' olduğu vurgulandı.

Karaborsacılık ve stokçuluk sert dille eleştirildi

Hutbede İslam'ın ticaret ahlakına dair ayetlere atıf yapıldı:
'Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın' emrini hatırlatan Diyanet, doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamak gerektiğini, yalan ve hilenin haram olduğunu belirtti.
Özellikle şu uyarılar dikkat çekti:

  • Karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk kul hakkıdır, haramdır.

  • Verilen sözü yerine getirmemek günahtır.

  • Alım satımda yerli-yabancı ayrımı yapmak aldatmadır.

'Müslüman, kardeşini kandıramaz'

Peygamber Efendimiz'in (s.a.s) ticarette hile yapanlara yönelik uyarısı hatırlatıldı:
'Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. Kusurlu bir malı, kusurunu açıklamadan din kardeşine satması hell değildir.'

Ahilik anlayışı örnek gösterildi

Hutbede ayrıca, Türk-İslam geleneğinin önemli bir unsuru olan Ahilik vurgulandı. Ahiliğin; iyiliğin, dürüstlüğün ve helal kazancın simgesi olduğuna dikkat çekilerek, bu anlayışın günümüz ticaretine yeniden hkim kılınması gerektiği ifade edildi.

'Ticaretin bereketi dürüstlükte'

Son bölümde ise şu mesaj öne çıktı:
'Rızkımızı helal yollardan temin etmenin gayretinde olalım. Unutmayalım ki, ticaretin bereketi dürüstlükte, huzuru hellde, kazancı ise Allah'ın rızasında saklıdır.'

İşte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından paylaşılan 19 Eylül 2025 Cuma Hutbesi konusu ve tam metni;

PEYGAMBERİMİZ (S.A.S) VE TİCARET AHLAKI

Muhterem Müslümanlar!

Bir gün, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)'in huzuruna bir sahabi geldi ve şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Elçisi! Ben ticaretle uğraşırım. Mal alırken fiyatı düşük söyler, sonra yavaş yavaş artırırım. Mal satarken de yüksekten başlar, sonra düşürürüm. Bu yaptığım doğru mudur?' Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurdu:

'Asla dediğin şekilde yapma! Bir şey alacaksan malın gerçek fiyatını söyle. İster versinler ister vermesinler. Bir şey satacaksan da onun gerçek fiyatını söyle. İster alsınlar ister almasınlar.'[1]

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam'ın üzerinde durduğu önemli konulardan biri de ticaret ahlakıdır. İslam'ın emrettiği ticaret ahlakının temelinde helal haram hassasiyeti vardır.

وَاَق۪يمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْم۪يزَانَ

Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.'[2] ayeti gereğince ölçü ve tartıya adaleti hkim kılmak vardır. Doğruluk ve dürüstlüğü esas almak, yalan ve hileye tevessül etmemek vardır.

Kıymetli Müslümanlar!

Ticaret hayatımızda en güzel örnek, kendisi de ticaretle meşgul olan Allah Resûlü (s.a.s)'dir. O, nübüvvetten önce de Muhammedü'l-Emîn, yani Güvenilir Muhammed olarak tanınmıştır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), çalışmayı ve helal yoldan kazanç elde etmeyi teşvik etmiş, tembelliği ve dilenciliği hoş görmemiştir. Ticarette terazisine hile karıştıran, diline yalan bulaştıran, kazancına haram katanları cehennem azabıyla uyarmıştır.

Değerli Müminler!

Maalesef, bugün Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in, 'Öyle bir zaman gelecek ki, kişi, malını hellden mi yoksa haramdan mı elde ettiğine bakmayacak!'[3] buyurduğu günlerden geçiyoruz. Kimi insanlar, daha çok kazanma ve kısa yoldan zengin olma arzusuna kapılıp hell haram hassasiyetini kaybetmiş durumdadır. İslam'a göre; sattığı ürünü olduğundan farklı göstermek, karaborsacılık, tefecilik ve stokçuluk yapmak kul hakkıdır, haramdır.

Verdiği sözü yerine getirmemek, yerine getiremeyeceği bir şeyi taahhüt etmek yalancılıktır, günahtır. Alım satımda yerli ve yabancı kişilere farklı tarifeler uygulamak, aldatmadır, günahtır. Afet zamanlarını, öğrencilerin okul, memurların tayin dönemlerini fırsat bilerek kira ve ürün fiyatlarını artırmak kul hakkıdır, vebaldir.

Alışverişte satılan malların kusurlarını bilerek gizlemek, satıcının bilgisizliğinden veya zor durumda kalmasından istifade ederek malı gerçek fiyatından düşük bir fiyata almak fırsatçılıktır, emeğe ihanettir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in uyarısı gayet açıktır: 'Müslüman, Müslüman'ın kardeşidir. Kusurlu bir malı, kusurunu açıklamadan din kardeşine satması hell değildir.'[4]

Kıymetli Müslümanlar!

Aziz milletimiz, Allah Resûlü (s.a.s)'in güzel ahlakını ticaretimize ahîlik teşkilatı ile taşımıştır. Ahîlik; iyiliğin tezghta dokunduğu, alın terinin duayla buluştuğu, kazancın sadece cepte değil yürekte de biriktiği bir gönül kurumudur. Yüce Rabbimizin, 'Onlar, ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekt vermekten alıkoymadığı insanlardır.

Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.'[5] buyurduğu üzere; imanı kalbe nakşeden, ticaret uğruna ibadetten vazgeçmeyen şahsiyetler topluluğudur. Bugün bize düşen, ahîlik anlayışını ticaretimize yeniden hkim kılmaktır. Rızkımızı helal yollardan temin etmenin gayretinde olmaktır. Unutmayalım ki, ticaretin bereketi dürüstlükte, huzuru hellde, kazancı ise Allah'ın rızasında saklıdır.

Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)'in şu müjdesiyle bitiriyorum:

'Dürüst ve güvenilir tüccar, mahşerde peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir.'[6]

[1] İbn Mce, Ticret, 29.

[2] Rahmn, 55/9.

[3] Buhrî, Büyû', 23.

[4] İbn Mce, Ticret, 45.

[5] Nûr, 24/37.

[6] Tirmizî, Büyû', 4.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Bakmadan Geçme