Aile hekimleri 'yok'lara isyan etti: Aşı yok, kanser tarama kitleri yok, ilaç yok!

Birincil görevleri koruyucu sağlık hizmetleri vermek olan aile hekimleri, 'yok'larla mücadele ediyor. Aşı, doğum kontrol malzemeleri, kanser tarama kitleri sıkıntısı çeken reçete ettikleri ilaçları eczanelerde bulunamayan aile hekimleri, sorunun halk sağlığını tehdit eden boyuta ulaştığı uyarısında bulundu.

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et
Artı Siirt Haber - Haber Merkezi

Diken'den Mesude Erşan'nın haberine göre, sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kamu hastanelerinde geçtiğimiz yıl (son 15 gün hariç) 465 milyon 444 bin 49 muayenenin gerçekleştirildiğini açıklamıştı. Muayenelerin 335 milyon 200 bin 693’ü polikliniklerde, 130 milyon 243 bin 356’sı ise acillerde yapılmıştı. Koca, bu tabloyu “Birçok açıdan düşündürücü” diye yorumlamıştı. Bu sayılar çok şey söylüyor. Hastanelerin bu kadar hasta yükü altında olmasının önemli sebeplerinden biri aile sağlığı merkezlerindeki birinci basamak yani koruyucu sağlık hizmetlerinde istenen noktaya ulaşılamaması. Sisteminin sağlığı korumaktan çok, tedavi edici hizmetlere ağırlık vermek üzere kurgulanması.

Bağırsak, rahim ağzı kanserlerinin tarama kiti yok

İstanbul Tabip Odası Aile Hekimleri Komisyonu üyeleri koruyucu sağlık hizmetlerinde yaşadıkları sorunları paylaştı. Aile hekimleri, Sağlık Bakanlığını, ‘Health Türkiye’ reklam sloganlarıyla özel sağlık sermayesi için sağlık turizmi peşinde koşmak yerine daha gerçekçi olmaya ve mevcut tablonun iyileştirilmesi konusunda sorumlu davranmaya davet etti.

Komisyon adına konuşan Dr. Olcay Bengi Bozkurt asıl yapılması gerekenin hastalıkların önlenmesi ve ileri evrelere ulaşmadan yakalanması  olduğunu hatırlattı: “Bu birinci basamak sağlık hizmetlerinin görev ve sorumluluğu altında. Hem o hastaların sağlığı hem de sağlığın ekonomi-politiği açısından çok daha doğru ve çağdaş bir sağlık politikası yaklaşımı. Ancak bugün en yaygın ve taramalarla en erken evrede yakalanabilen bağırsak ve rahim kanseri kitleri birinci basamakta bulunmuyor.”

Aşılar erteleniyor, doğum kontrol hizmeti durma noktasında

Doğum kontrol hapları, iğneler, prezervatifler, rahim içi araçların fiyatları durmadan artıyor. Araştırma verilerine göre kullananların yarısı bu yöntemleri aile sağlığı merkezlerinden temin ediyor. Ancak bakanlıktan üç yıldır aile sağlığı merkezlerine malzemeler gelmiyor. Bozkurt, “İnsanların alım gücünün bu kadar düştüğü bir dönemde her zaman olduğundan daha yakıcı bir sağlık sorununa yol açıyor” dedi.

Koruyucu sağlık hizmetinin en önemli uygulaması olan bağışıklama (aşılama) hizmetlerinde de ciddi aksamalar yaşanıyor. Ulusal aşı takvimine HPV ve rota virüs aşılarının eklenmesi gerekir ve beklenirken verem, çocuk felci, hepatit B, tetanos gibi temel bebek ve çocuk aşılamaları dahi aksıyor. Bozkurt, “Geçen yılın sonunda başlayan bu soruna ne yazık ki henüz çözüm üretilemedi” diye konuştu.

Bozkurt, son bir haftadır İstanbul’da bazı ilçelerde kızamık vakaları görülmeye başladığına dair sahadan bilgiler aldıklarını söyledi ve ekledi: “Bu konuda Sağlık Bakanlığı’ndan bir an önce kamuoyunu aydınlatıcı bir açıklama bekliyoruz.”

 

Aile Komisyonu Başkanı Dr. Turan Karakaş da şunları kaydetti: “Geçtiğimiz dönemlerde de yıl sonunda genelde sıkışıklık yaşanır, kimi yerde biter, kimi yerde az kalır, bir şekilde aramızda dengelenirdi. Ama sene başında bu iş çözülmüş ve önümüzü görüyor olurduk. Ayın ortasını geçtik. Hiçbir çözüm yok, sorunun nedenini anlatan yok. Şu anda ‘yoklar ülkesi’nde yaşıyoruz. Çocuk aşılarını erteliyoruz. D vitaminini, gebeler için çok önemli ve değerli demir hapını veremiyoruz. Ben 12 yıllık aile hekimiyim ama 20 yıldır yapanlar şimdiye kadar hiç bunu yaşamadıklarını söylüyor. Bir sürü sorunun arefesindeyiz, çözüm bekliyoruz.” 

Beta, grip kitleri de bulunmuyor

Aile Hekimi Dr. Esin Tuncay, aşıların sayılı gönderildiğini ve örneğin tetanosun sadece gebelere yapılmasının istendiğini anlattı: “Yıllardır yaptığımız işleri yapamaz hale geldik. Ayrıca çocuklarda betaya (bakteri enfeksiyonu etkeni) baktığımız kit yok. Grip vakaları artıyor ama influenza (grip) kitlerimiz yok. Kitlerle anında hastalığı tanımlamak ve tedaviyi vermek mümkün. Aile hekimleri olarak koordineli çalışmaya gayret ediyoruz. Birbirimizden eksik aşıları soruyor, edinmeye çalıyoruz. Böyle bir aile hekimliği çalışma tarzına mahkum olmak koruyucu hekimlik açısından inanılmaz zor.” 

Hastaların tedavisinin önünde de engeller var. İlaç döviz kurunun yılda üç kez zamlanması, eczane raflarının ilaçla dolması için yetmedi. Reel kur ile Sağlık Bakanlığının belirlediği kur arasındaki makas hala açık. Böyle olunca ilaç firmaları piyasanın ihtiyacı kadar ilaç vermiyor. Bozkurt, konuya dair şunları dedi: “Enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde yaygın kullanılan antibiyotikler, özellikle amoksisilin içeren şuruplar başta olmak üzere onlarca kalem ilaca erişilemiyor. İlaç fiyatlarına yapılan son zamlarla ateş düşürücü şurupların fiyatının bile 85 lirayı bulması, halkın eczanelerde mevcut ilaçlara da ulaşımını engelliyor. 100 yıl önce kuduz aşısı da dâhil birçok aşıyı kendisi üreten Türkiye bugün bunları yaşamaya mahkûm değil. Sosyal Sigortalar Kurumunun ilaç fabrikalarını kapatanlar, bugün halkımızın amoksisilin içeren şuruplar gibi en temel ilaçlara bile erişimde yaşadığı sıkıntı karşısında en hafif ifadeyle, mahcubiyet duymuyorlar mı?”

Enfeksiyonlar yayılabilir

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Aile Hekimi Dr. Saffet Ercan, yetkililerin sorun yokmuş gibi davrandığını söyledi: “İki yeni doğan hepatit B aşısı yapılmadan (aşı olmadığı için) hastaneden taburcu edilmiş. Sisteme bir mazeret girilerek, aşılama erteleniyor. Yetkililer kulaklarının üzerine yatıyor. Halının altına süpürmekle bu sorunlar düzelmiyor. Tersine daha da artıyor. Aşılamada kaçaklar, açıklar enfeksiyonların bir süre sonra yayılımına neden oluyor.”

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nergis Erdoğan, sayısız sorunun en temelinde koruyucu sağlık hizmetlerinin yer aldığını söyledi. Koruyucu sağlık hizmetlerini etkin, aksatılmadan yürütmesi halinde birçok sorunun çözümünde büyük adımlar atılmış olacağını ifade eden Erdoğan, “Koruyucu sağlık hizmetlerinin hiçbir şekilde aksamaması ve çok daha etkin bir hale getirilmesi gerekiyor. Hal böyleyken meslekteki, sahadaki arkadaşlarımızdan aldığımız bilgiler bize bu alanda ciddi aksaklıklar olduğunu gösteriyor” dedi.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN