• Haberler
  • Dünya
  • 2026'ya Dair Tüyler Ürperten Kehanetler: Afetler, Küresel Gerilim ve Uzaylı Teması

2026'ya Dair Tüyler Ürperten Kehanetler: Afetler, Küresel Gerilim ve Uzaylı Teması

Dünya çapında tartışma yaratan kahin Baba Vanga'nın 2026 öngörüleri, doğal felaketlerden küresel çatışmalara, yapay zekâ kontrolünden uzaylı temasına kadar dikkat çekici senaryolar içeriyor.

12 yaşında görme yetisini kaybettikten sonra “Kör Kahin” olarak anılan ve 1996 yılında hayatını kaybeden Baba Vanga, 2026 yılına dair kehanetleriyle yeniden gündemde. Vanga’nın öngörüleri, bilimsel temelden yoksun olsa da kamuoyunda merak ve tartışma yaratıyor.

Afetler Yılı Olabilir
Kahin, 2026’yı doğanın öfkesinin yoğun hissedileceği bir yıl olarak tanımlıyor. Büyük depremler, volkanik patlamalar ve iklim kaynaklı felaketlerin dünya üzerinde ciddi etkiler yaratacağı öngörülüyor. Kehanete göre bu olaylar, ekosistemlerin çökmesine, altyapıların zarar görmesine ve kitlesel göç dalgalarına yol açabilir.

Küresel Çatışma Endişesi
Baba Vanga’nın dikkat çeken diğer kehaneti ise olası bir küresel çatışma senaryosu. İddiaya göre Çin’in Tayvan’a müdahalesi, ABD ve Rusya’yı doğrudan karşı karşıya getirebilir. Bu durum, dünya genelinde jeopolitik tansiyonu yükseltebilir ve büyük çaplı çatışmalara zemin hazırlayabilir.

Yapay Zekâ Kontrolü Ele Alabilir
Teknolojiye dair öngörüsünde, kahin yapay zekânın insanların pek çok görevini devralacağını belirtiyor. Karar süreçlerinde insan iradesinin geri planda kalabileceği, makine ve insan arasındaki çizginin giderek silikleşeceği ifade ediliyor.

Uzaylı Teması İddiası
Vanga’nın en dikkat çekici kehanetlerinden biri, Kasım 2026’da yaşanacağı öne sürülen uzaylı teması. İddialara göre, büyük bir uzay aracı Dünya atmosferine girecek ve insanlık ile resmi ilk temas bu dönemde gerçekleşecek. Bu olay, dünya dışı yaşamla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirebilir.

Kehanetler Gerçekleşir mi?
Baba Vanga’nın geçmişte bazı olayları doğru tahmin ettiği iddiaları bulunsa da, öngörülerinin çoğu yorumlamaya açık ve kanıta dayalı değil. Bilim insanları, bu tür kehanetlerin eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.

Bakmadan Geçme