Meryem Teymur Yazdı: "Yeni Virüs: Tüketim Çılgınlığı" - Meryem Teymur

Meryem Teymur Yazdı: "Yeni Virüs: Tüketim Çılgınlığı"


Dünyada bir çok sorun vardır bu sorunlarından biri de  'tüketim çılgınlığı'dır ve bu çılgınlık gün geçtikçe artmaktadır. Bunun altında yatan en büyük sebep, bireylerin maddi doyumla hazza ulaşacaklarını düşünüyor olmalarıdır. Tüketerek mutlu olma fikri, kişide öyle sarsıcı bir boyuta gelmiştir ki almanın cazibesine kapılmaktan kendini alıkoyamaz olmuştur. Bu tüketimin sağlıksız oluşu bir anlamda bireyin geleceğini harcıyor olmasıdır. İşin esası ve doğru olanı ’’Önce üretim ve sonra hesaplı tüketimdir’’. Ölçüsüz harcamalar sonucunda şahıstan başlayıp, devlet düzeyine kadar derinleşen borç batakları oluşmaktadır. Dünya buna kesin çare bulmak zorundadır. Bu insanları manen ve maddeten çok zorlamakta ve çoğu zaman kişiler psikolojik bunalımlarla boğuşmaktadırlar.

Eski toplumlarda insan, sadece ürettiği kadarını tüketmekteydi. Medyanın sunduğu görsellere maruz kalmıyor, yeni çıkan her ürünün ihtiyacı olduğu izlenimini taşımıyordu. Zihin gereksiz birçok şeyle kirlenmediği için ihtiyacı kadarını tüketiyordu. Sanayileşmenin artmasıyla teknolojinin hızlı ilerleyişi beraberinde gelen modern-postmodern algısı durumu tamamen değiştirdi. Artık hayat; ' ihtiyacım kadar değil istediğim kadar olsun' a döndü. Medyanın görsel oyunları, kara cuma, muhteşem salı, sezon indirimleri gibi oyunlar, gördüğüne sahip olma arzusu gün ve gün artmakta ve  tüketiciyi çılgına çevirmektedir. Sonuç ise istediği ürüne kavuştuktan sonra tekrar başka bir ürüne karşı oluşan güçlü dürtüdür. Bu sonu gelmeyen isteklerin başlangıcı olarak kendini gösterir ve ucu kestirelemeyen bir yola girer. Her gün yeni bir ürün çıkar ve kişinin o ürüne sahip olma isteği o ürüne sahip olana dek sürer. Ürüne ulaştığında ise o dürtü söner ve hemen yerine yenisini koyma arayışı başlar.

Bu ürüne gerçekten ihtiyacın var mı?

 Bu soruyu kendimize sorduğumuzda bir nebze de olsa gereksiz tüketimin önüne geçmiş oluruz. Teknoloji ilerliyor evet, güzel ama teknolojinin bu ilerleyişini gereksiz tüketim olarak kullanmak sizce ne kadar doğru? Her gördüğüne arzu duymaz ya da her gördüğüne benim olmalı gözüyle bakmazsan ortada fazla tüketim diye bir durum olmaz.

  Gereksiz tüketim beraberinde mali durumda aksama ve gerilemeye sebep olur. Bu durum gelir gider dengesinde bozulma olarak kendini gösterir. Tüketirken kişi mutlu olsa da tüketince kendini tükettiğinin farkına vardığında acı gerçekler yüzüne çarpar ve bedeninin  doyumuna adapte olurken asıl doyurması gereken olguyu unutur: Ruhun doyması. Bu da maneviyatın gelişmesiyle olur.

  Aldıkça değil paylaştıkça mutluluğun huzuruna erişilir. Bu da ancak maneviyatın güçlenmesiyle olur. Tükettikçe doğanın kaynaklarını da tükettiğinizi ve bunun da diğer insanların kaliteli yaşama hakkını azalttığı bilincine sahip olmalıyız. Doğrudan ya da dolaylı yolla yapılan tüketim kendimizle birlikte çevremize de zarar vermektedir. Kişi tükettikçe çalışma artar ve burada kaybolan zamanın farkında olmaz. Kayıp giden zamanı yitirmemek yine kişinin elindedir.

Tüketim çılgınlığını nasıl azaltırız?

Tüketim çılgınlığı bir kara yazgı ya da kader değildir. Yenilmesi, kontrol altına alınması gereken marazi bir bağımlılıktır ve bulaşıcı bir hastalıktır.

Bu hastalıktan kurtulmak için;

-Sevdiklerinizle daha çok zaman ayırın.

-Hobilerinize yönelin.

-Alışverişe gitmeden önce liste yapın. Bu sayede sadece ihtiyaçlarınızı almış olursunuz.

-İhtiyaç dışında bir şey almama konusunda kati kararlı olun.

-Medyanın aldatmacalarına kanmayın.

-Banka kartı kullanımlarınızı sınırlandırın.

-Gereği kadar tüketen ve tükettiğini sorgulayan insan modelini benimseyin.

-Bencillikten uzak durun.

-"Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar’’ özdeyişinin anlamını global düzeyde anlamaya çalışın.

-Kamuoyu bu konuda gerekli özeni göstermeli ve gerekli yayınları yapmalıdır.

Sonuç olarak;Bir damla suyun, bir nefeslik temiz havanın bile çok kıymet ifade ettiği dünyamızda, yaşamın üretmek, tüketmek, şık giysilerle dolaşmak, lüks konut ve arabalarda oturmak, gezmek dışında bir manası olduğunu insanoğluna anlatmak, hatırlatmak gerekmektedir.

Yeryüzündeki kaynakların açgözlülükle, dengesizce, sorumsuzca kullanılmaması devletler, STK’ lar, yazılı ve görsel medya, okul kitapları, internet yayınları ile acilen ve sık sık duyurulmalıdır. İnsanoğlunu bu salt maddi tüketime endeksli yaşam tarzından arındırmamız hepimizin yararına olacaktır.

YAZIYI PAYLAŞ!

YAZARIN SON 5 YAZISI