Ali Tepe

Siirt Sadece Betona Değil, Vizyona Muhtaç! Sorun Parada Değil, Vizyonun Yokluğunda

Ali Tepe

Siirt’in yatırım haritasına şöyle bir bakalım. Ne görüyorsunuz? Birbiri ardına yükselen apartmanlar, sürekli artan daire fiyatları ve “kazanç” adı altında dönen kısa vadeli oyunlar. Peki başka? Maalesef pek bir şey yok.

Parası olan herkes ya müteahhit oluyor ya da üç-beş daire alıp köşeye çekiliyor. Üretim mi? Yok. İstihdam sağlayacak bir işletme mi? Yok. Gençlere umut verecek yatırımlar mı? Yine yok. Sanki hepimiz bir yarışa girmişiz: Kim daha çok ev alacak, kim daha pahalıya satacak…

Oysa bu şehir sadece betona değil, vizyona muhtaç.

Bu topraklara sadece beton döküp geri çekiliyoruz. Kimse "Ben bu şehirde nasıl değer yaratırım?" diye sormuyor. Kimse elini taşın altına koymuyor. Oysa üretime, istihdama, geleceğe yatırım yapmadan kalkınmamız mümkün değil.

Şimdi gelin biraz da Siirt’in gerçek potansiyelinden söz edelim.

Botan Vadisi: Milli Park, Ama Milli Değer Değil

Dünya ölçeğinde bir doğal güzellik olan Botan Vadisi yıllar önce Milli Park ilan edildi. Harika bir adım! Peki, ardından ne geldi? Neredeyse hiçbir şey.

Vadide hâlâ sadece Delikli Taş bölgesinde bir işletme var. O kadar. Onun dışında ne bir kafeterya, ne bir yürüyüş rotası, ne de bir turizm merkezi. Botan Vadisi hâlâ kendi kaderine terk edilmiş durumda. Yani elimizde dünya çapında bir cevher var ama biz onu bırakın işlemesini, dokunmaktan bile korkuyoruz.

Kezer: Potansiyel Çok, İlgi Sıfır

Kezer bölgesi de benzer şekilde turizm ve rekreasyon açısından olağanüstü fırsatlar barındırıyor. Ama orada da birkaç işletme dışında yatırımcı göremiyoruz. Halbuki Kezer, Botan ile birlikte Siirt’in doğa turizmi için kapılarını sonuna kadar açabilecek ender bölgelerden biri. Fakat vizyon eksikliği burada da duvar gibi karşımızda duruyor.

Sorun Parada Değil, Vizyonun Yokluğunda

Bugün Siirt’te birçok kişinin birikimi var. Ama o birikim sadece daireye yatırılıyor. Herkesin hedefi aynı: Ucuza al, pahalıya sat. Oysa paranın asıl gücü; fikirle, projeyle ve cesaretle birleşince ortaya çıkar. 10 kişiye, 100 kişiye istihdam sağlayacak işler kurmak varken, neden sadece rant peşindeyiz?

Düşünün; bir fabrika, bir çağrı merkezi, bir tarım işleme tesisi ya da bir turizm işletmesi… Bunlar hem kazandırır hem yaşatır. Ama daire? Bugün var, yarın depremde yok.

Unutmayalım, Siirt bir deprem bölgesi. Betona güvenip sırtımızı dayamak ne kadar akıllıca? Asıl güveneceğimiz şey, bu topraklarda yetişecek fikirler ve üreteceğimiz değerler olmalı.

Şehir Dönüşmeli, Zihinler de Öyle

Artık sadece bina yapan değil, istihdam yaratan yatırımcıya ihtiyacımız var. Gençlere umut olacak işletmelere, turizmi ayağa kaldıracak girişimcilere, yerel kalkınmayı başlatacak üreticilere… Siirt, artık başka bir hikâyeyi hak ediyor.

Eğer bu şehir büyüyecekse, bunun yolu sadece yükselen apartmanlardan değil, yükselen fikirlerden geçiyor.

Suçu Hep Yetkililere Atıyoruz Ama Asıl Sorumlu Biziz

Herkes şikâyet ediyor: “Yatırım yok, istihdam yok, gençler işsiz…” Peki ama sadece yetkilileri suçlayarak nereye varacağız? Asıl sorun bizde — vizyon koymayan iş insanlarında ve onlara ses çıkarmayan biz vatandaşlarda. 3 milyonluk daireyi 5 milyona çıkaran da, onu gözünü kırpmadan alan da biziz. Talep oldukça fırsatçılık da bitmez. Gidip ev almak yerine üretime, istihdama, katma değere yatırım yapanları desteklesek, belki bu döngü kırılacak. Ama biz göz göre göre aynı hatayı sürdürüyoruz. Sadece eleştirmekle yetinmeyip, bu zincirin bir halkası olduğumuzu da fark etmeliyiz.

Yorumlar 1
Murat 20 Temmuz 2025 23:43

Allah razı olsun. Kaliteli ve Memleketin en büyük sorununu dile getiren açık bir yazı olmuş. Zar zor liseyi bitirmiş. Ama karşımıza Müteahhit- işadamı olarak dikilip; birde dini-milli gün ve gecelerde mesaj yayınlar olmuş!...

Yazarın Diğer Yazıları