ENAG MI, TÜİK Mİ YALAN SÖYLÜYOR!!! - Ahmet Arıtürk

ENAG MI, TÜİK Mİ YALAN SÖYLÜYOR!!!


Gerçi, TÜİK’İN rakamlarına inanan hiç yok amma, aradaki fark yüzde 80 olunca, ister istemez zihinlerde (rakamları bu kadar da saptırmak olur mu) istifhamı oluşmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumuna göre Mart ayı enflasyonu yüzde 5.46, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 61.8.

Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG)  enflasyon raporuna göre ise Mart ayı enflasyonu yüzde 11.93, yıllık enflasyon ise 142.63 olmuş.

İki kurum arasındaki enflasyon belirleme oranında hani yüzde 3-5 puan fark olsa normal göreceğiz de, aylık fark yüzde yüz, yıllık fark ise yüszde 80 olunca şaşırmamak elde değil.

Bilindiği gibi kısa adı (ENAG) olan, bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu, her ay kendi hesapladığı enflasyon oranıyla kamuoyunun karşısına çıkmaktadır. ENAG ile TÜİK tarafından açıklanan oranlar arasındaki enflasyon farkı gerçekten de dikkatleri çekicidir.

ENAG'a göre, Tüketici Fiyat Endeksi (E-TÜFE) Mart ayında yüzde 11.93 artmış. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 142.63 olarak gerçekleşmiş.

ENAG, şubat ayında da enflasyon rakamlarını yıllık yüzde 123.80 olarak açıklamıştı. Bu durumda, yıllık enflasyon oranında da yüzde 20’lik bir artış var.

ENAG, özellikli ürün grubu enflasyon hesaplamasına göre, TÜİK alt grupları gösterge olarak alındığında en fazla aylık düşüş eksi yüzde 1,41 ile Lokanta ve Oteller en fazla yükseliş ise yüzde 78,44 ile sağlık kaleminde gerçekleşmiştir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), adından da anlaşılacağı gibi, bir devlet kurumudur. ENAG ise bir sivil toplum örgütü görünümünde. Biz isteriz ki, yanlış rakam veren Devlet Kurumu olan (TÜİK) değil de bir sivil toplum örgütü olan ENAG olsun.

Ancak, bu ülkenin bireyleri olarak yaşamımızda hissettiğimiz, ENAG’IN doğruluğunun ispatıdır. On milyonun üzerinde işsizini bir yana bırakın da bir ülke düşünün ki işçisi, memuru, emeklisi, esnafı, çiftçisi, asgari ücretlisi (GEÇENEMİYORUUUUZ!) diye avazı çıktığı kadar bağırmakta, daha ucuz ekmek alabilmek için saatlerce kuyruklarda beklemeyi göze almaktadır. Siz, ihtiyacı olmadığı halde, ucuz ekmek alabilmek için birilerinin saatlerce kuyruklarda bekleyeceğini düşünebiliyor musunuz!

En zaruri ihtiyaç olması açısından EKMEĞİ misâl verdik. Sonu gelmeyen o kadar çok kuyruklar var ki. Keşke, yaşadığımız ortam TÜİK’İN rakamlarını değil de ENAG’IN rakamlarını yalanlamış olsaydı. Ancak, yaşayarak ve bütün varlığımızla hissederek biliyoruz ki, enflasyon oranı konusunda bir Devlet Kurumu olan TÜİK’İN DEĞİL, ENAG’IN VERDİĞİ RAKAMLAR GERÇEKÇİDİR…

KİMİN UMURUNDA!!!

Türkiye’nin gerçekten çok önemli iki sorunu vardır. Bunlar, işsizlik ve pahalılıktır. TÜİK’in açıklamalarına göre ülkemizde işsizlik oranı son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaşarak yüzde 14,7 olmuştur. Bu oran, devletin ilgili kuruluşunun verdiği resmi rakamdır. Ekonomistler ise gerçek işsizlik oranının yüzde 22’ler dolayında olduğunu, artık iş bulmaktan ümit kesenlerin iş için başvuruda bulunmaktan vazgeçmeleri sonucu rakamın daha düşük göründüğünü açıklamaktadırlar. Yabancı ekonomistler ise daha vahim bir tablo çizmekte ve Türkiye’deki asıl işsizlik oranın yüzde 26’lar düzeyinde olduğunu iddia etmektedirler. İşin bir başka kahredici yanı ise işsizler arasında 1 milyonun üzerinde üniversite mezunu gençlerin bulunmasıdır. Üniversite mezunu bir gencin ülkeye ve ailesine maliyetini düşünün ve buna göre yaşanan mali kaybı hesaplayın!

Yine TÜİK'in açıkladığı resmi rakamlara göre işsizlik oranı yüzde 14,7 seviyesinde gerçekleşmişken 15 yaş üzeri işsiz sayısı 124 bin artışla 3.5 milyona yükselmiş bulunmaktadır. İşsizlik oranının en yüksek olduğu iller ise MARDİN, BATMAN, ŞIRNAK ve SİİRT olarak sıralanmaktadır!

Son 15 yılın en yüksek oranındaki bu işsizlik rakamı yanında pahalılık halkın canını yakan en büyük sorunların ikincisi olarak kendisini göstermektedir. Bunun kanıtı patlıcan, patates, soğan, domates gibi temel ihtiyaç maddelerinin kilosunun 20-30 TL dolaylarında olmasıdır. Yani vatandaşlar hem işsiz, hem aşsız! Evlerde, tencere kaynamıyor. Ekonomik durum bu iken siz İstanbul’a dünyanın en modern havalimanını yapmışsınız, Çamlıca Tepesine 60 bin kişilik, 6 minareli cami dikmişsiniz, ne yazar. Osmanlı İmparatorluğu zamanında yapılan camileri örnek gösterdiğinizde, o camiler yapılırken, Osmanlı İmparatorluğunun ekonomik açıdan da dünyanın en büyük İmparatorluğu olduğunu düşünmelisiniz. Osmanlı İmparatorluğu mali sıkıntılarla boğuşuyor olsaydı Selimiye’yi, Süleymaniye’yi, Sultan Ahmet Camiini yapmazdı.

Size göre hava hoş. Nasıl olsa çocuklarınız işsiz, aileleriniz aşsız değil! İşsiz ve aşsız olan milletin kahir ekseriyetidir. Siz, mutlu azınlıklar olarak keyfinize bakınız, varsın millet yüzde 90’ı  sürünsün, umurunuzda mı!

TAŞLAMA

ENAG MI DOĞRU DİYEN

TÜİK Mİ SİZE GÖRE

YALAN SÖYLEYEN TÜİK

SORSANIZ BİZE GÖRE

MAAŞ ZAMMINI DÜŞÜK

TUTMANIN OYUNU BU

YAPILAN OYUNLARI

BU MİLLET BİLMİYOR MU

YILLIK ENFLASYON YÜZDE

YÜZÜ GEÇMİŞ ELBETTE

YÜZDE ALTMIŞ DİYEREK

YUTTURMASINLAR BİZE

EMEKLİYE, İŞÇİYE

MEMURLARA BİR ŞEY YOK

BU YIL DA KALACAKLAR

YARI AÇ VE YARI TOK

ENFLASYON ORANI

DÜŞÜK GÖSTERİLİYOR

EMEKLİYLE, İŞÇİYLE

ALAY MI EDİLİYOR

RAKAMLAR YALAN DEMEZ

DOĞRUDUR GERÇİ AMMA

YALAN SÖYLETEN İNSAN

BİLİNİZ RAKAMLARA

İNSANLAR YALAN SÖYLER

RAKAMLARIN SUÇU NE

RAKAM YALAN SÖYLEMEZ

NASIL SÖYLER, GÜCÜ NE

ÇAYA, SİMİTE GÖRE

HESAPLA ENFLASYONU

YÜZDE YÜZÜN ALTINDA

GÖRMEK MÜMKÜN MÜ ONU

YAZIYI PAYLAŞ!