Beştaş: Cumhur İttifakı Büyük Telaş ve Panik içinde Gidebileceği Her Yere Gidiyor

HDP Siirt Milletvekili ve Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile ilgili tartışmalara ilişkin, 'İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imzacı olarak imzalayan bir AKP iktidarından Ailenin ve Kadının Korumasına Dair Yasa'nın kaldırılmasına gelen süreci bence Türkiye'de toplumun yarısı olan kadınlar çok iyi görüyordur. Bu geriye gidişe asla Türkiye toplumu, halkları izin vermeyecek. Biz de izin vermeyeceğiz' dedi.  

PAYLAŞ
TAKİP ET Google News ile Takip Et
Artı Siirt Haber - Haber Merkezi

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair yasayla ilgili tartışmalar, kamu bankalarının depremzedelere vereceği kredilerdeki faiz oranını yükseltmesi, Freedom House'un Demokrasi Raporu’nda Türkiye’yle ilgili yaptığı tespitlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Kamu bankalarının faiz artırımı için "Yere batsın bu anlayışınız" ifadelerini kullanan Danış Beştaş, Freedom House'un raporunda Türkiye'nin en çok gerileyen ülkeler listesinde olan Libya, Nikaragua, Güney Sudan, Tanzanya gibi ülkelerden hemen sonra geldiğine de dikkat çekti.

Danış Beştaş’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

İKTİDAR VE KÜÇÜK ORTAĞI GİDERAYAK MECLİS GÜNDEMİNİ TIKA BASA DOLDURMAYA DEVAM EDİYORLAR: Deprem dönemindeyiz aynı zamanda seçim tarihi netleşti. Fakat iktidar ve küçük ortağı giderayak Meclis gündemini tıka basa doldurmaya devam ediyorlar. Yeni düzenlemeler getiriyorlar. Açıkçası bu düzenlemeler şu andaki ihtiyaçlara çare mi, deva mı bunu tartışmak gerekiyor.

TMMOB’A GERİ ALDIKLARI YETKİLERİN İADE EDİLMESİ GEREKTİĞİNİ İFADE ETMEK İSTİYORUM: Bir çevre düzenlemeleri var önümüzde. Bununla yeni rant alanları açıyorlar. Oysaki şu anda hepimizin tartışması gereken temel mesele böyle bir afet sonrası felakete dönüştüren bu iktidarın yapı denetimiyle ilgili yeni düzenlemeler yapması gerektiğiyle ilgiliydi. Depreme karşı önlemleri nasıl alabiliriz, hangi yöntemlerle bu denetimi yoğunlaştırabiliriz teklifi gelmesi gerekiyordu. Biz şuradan ilk elden ilk yapılması gereken kurumlara özellikle TMMOB’a geri aldıkları yetkilerin iade edilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.

SONSUZ BİR SÖMÜRÜ VE TALAN ALANI OLARAK GÖRÜLÜYOR DOĞA: Kıyıda otopark ihtiyacının karşılanması ve yeraltı otoparklarının yapılabilmesi için bir düzenleme var. Yine ileri teknoloji sera işletmelerinin yer alacağı Adana Karataş Tarıma Dayalı Organize Sanayi Bölgesi kuruluyor. Sonsuz bir sömürü ve talan alanı olarak görülüyor doğa. Biz bununla mücadele etmeye her zaman devam ettik, bundan sonra da devam edeceğiz.

YIKILACAK YENİ YERLER YAPILIYOR: AKP, çevre sorununa rant gözüyle bakıyor. Bu nedenle kirleten bedelini ödesin ama bunu abartmayalım mantığıyla yaptığını her teklifte, her olayda tekrar görüyoruz. Bu düzenleme aynı zamanda ekolojik yıkıma büyük bir davetiye çıkarıyor. Deprem, en çok kıyıları, dolgu alanlarda inşa edilen binaların yıkıldığını ve büyük enkazlara dönüştürüldüğünü gördük. Şimdi yine kıyılar dolduruyorlar ve yeni deprem alanları yaratılıyor. Aslında yıkılacak yeni yerler yapılıyor. Aslında bu da depremden ne kadar ders alındığını ortaya koyuyor.

BURADA KIYILARI DEĞİL CEPLERİ DOLDURMAYA DEVAM EDİYORLAR: Üç ay sonra iptal edilecek, yürürlükten kaldırılacak yasaları yapıyorlar. 14 Mayıs’tan sonra bunların hiçbiri kalmayacak. Kökten bir değişiklik olacak. Burada kıyıları değil cepleri doldurmaya devam ediyorlar. Yıkılacak yeni yerler yapıyorlar. Vatandaş da bütün bunları görüyor.

AFET YENİDEN İMAR FON’LARIYLA ÇÖZEBİLECEĞİMİZ HİÇBİR PROBLEM YOK: Giderayak bu iktidar ve ortağı tarımı da bitirmeyi hedefliyor. Benden sonrası tufan diyor aslında. Ben yapabileceğim her şeyi yapayım, benden sonra iktidara gelecek partiler ve yönetim başa çıkar diyor. Afet Yeniden İmar Fon’larıyla çözebileceğimiz hiçbir problem yok. Türkiye’de en öncelikli ihtiyaç güçlü ve uzmanlaşmış bir siyasal irade olması gerekiyor. Siyasal irade bu konuda öngörüsüyle, tercihleriyle ve geleceği dair tahayyülleriyle net bir tutum alırsa yürütme düzeyinde bunu oluşturursa uzmanlaşmış kadroları ihdas ederse bu sorunları düşünmeyeceğiz.

AFET VE ACİL DURUMLARA MÜDAHALE BAKANLIĞI KURULMASI YÖNÜNDE BİR KANUN TEKLİFİ SUNMUŞTUK: Biz HDP olarak depremden hemen sonra Afet ve Acil Durumlara Müdahale Bakanlığı kurulması yönünde bir kanun teklifi sunmuştuk. Bununla birlikte Afet ve Acil Müdahale İhtisas Komisyonu kurulması için verdik. Bu iktidar döneminde bunlar olacak. Ama bizim meseleye yaklaşımımızı göstermesi açısından da bunu paylaşmayı gerekli gördüğümü ifade etmek istiyorum.

BAŞTA TÜRKİYE OLMAK ÜZERE BİRÇOK ÜLKE HAKKINDA ÖNEMLİ VERİLER VE TESPİTLER BARINDIRIYOR: Freedom House’nin demokrasi raporu yayınlandı. Bu raporda ne yer alıyor; 2023 raporunda 195 ülke ve 15 bölgedeki özgürlükleri değerlendiriyor. Başta Türkiye olmak üzere birçok ülke hakkında önemli veriler ve tespitler barındırıyor. Kısmen özgür, özgür ülkeler ve özgür olmayan ülkeler kategorileri var. Bu rapora göre 54 ülke kısmen özgür, 57 ülke özgür olmayan ülkeler kategorisinde. Bu özgürlükler politik özgürlükler ve vatandaşın özgürlükleri üzerinden değerlendiriliyor.

TÜRKİYE, MAALESEF YİNE, YENİDEN ÖZGÜR OLMAYAN ÜLKELER KATEGORİSİNDE YER ALIYOR: Peki Türkiye’nin durumu ne? Aslında şu an durum ne ise aynen rapora yansımış diyebiliriz. Mevcut iktidarın inkâr ettiği, yalanladığı her şey tüm açıklığı ve çıplaklığıyla raporda yer alıyor. Türkiye, geçmiş yıllarda olduğu gibi maalesef yine, yeniden özgür olmayan ülkeler kategorisinde yer alıyor. Bütün dünya bunu görüyor, bizim söylememize gerek yok. Biliyor ve söylüyor. Erdoğan’a ilişkin değerlendirmesi de dikkat çekici, özellikle paylaşmak istiyorum, 'Recep Tayyip Erdoğan ve AKP olayı kilit demokratik kontrol ve dengelerin kaldırılmasını ve siyasi rakiplerin tasfiye edilmesini haklı çıkarmak için kullandı' gibi ifadeler var.

TÜRKİYE EN ÇOK GERİLEYEN ÜLKELER LİSTESİNDE OLAN LİBYA, NİKARAGUA, GÜNEY SUDAN, TANZANYA GİBİ ÜLKELERDEN HEMEN SONRA GELİYOR: Daha da ötesi var tabi. Türkiye en çok gerileyen ülkeler listesinde olan Libya, Nikaragua, Güney Sudan, Tanzanya gibi ülkelerden hemen sonra geliyor. Onlarla yarışıyor. Türkiye, özgürlük endeksinde Tanzanya ile yarışıyor. Tüm bu gelişmeler 2016 yılından sonra oldu. Bizim de hep söylediğimiz gibi 2016 yılı 4 Kasım’ı ve öncesinde yaşananlar, ilan edilen OHAL, vekillerin, eş genel başkanlarımızın rehin alınması ve kesintisiz bir siyasi darbe sürecinin aynı zamanda başlangıcını oluşturuyor.

BU 8 MART’I BİZ HDP KADIN MECLİSLERİ OLARAK DEPREM BÖLGELERİNDE GEÇİRDİK: 8 Mart’ı geride bıraktık. Bu 8 Mart’ı biz HDP Kadın Meclisleri olarak deprem bölgelerinde geçirdik. Çünkü mücadelenin ve dayanışmanın olduğu her yerde olduğumuz gibi umudumuz ve inancımızla 8 Mart’ta depremzede kadınlarla dayanışmayı yükseltmeye çalıştık. Tabi ki depremden en çok mağduriyeti ve hak kaybını yaşayan kadınların sesi olmaya ve onların taleplerini yüksek sesle deprem alanlarından haykırmaya çalıştık.

8 MART YÜRÜYÜŞÜNE BİBER GAZLI SALDIRI OLDU: 8 Mart’ta yine kadınlara müdahale oldu. Ankara’da polis müdahalesi, Erzincan’da polis gözetiminde ‘tekbirli’ saldırı, 8 Mart yürüyüşüne biber gazlı saldırı oldu. Bu iktidarın kadınlardan ne kadar çok korktuğunu bir kez daha ortaya koydu. Deprem enkazında bile biz kadınlar yeni yaşamını inşa edeceğiz. Kadınlar bu yeni yaşamı inşa etmenin öncüleri olacaklardır. Tüm kadın kurumlarına, kadın hakları savunucularına ve kadınlara çağrım; yaraları sarmada bugüne kadar en büyük dayanışmayı kadınlar yürüttü. Bunu esirgemeyelim buna devam edelim.

ÇADIRLAR HALA TEMEL İHTİYAÇ: Maalesef hala deprem bölgelerin ihtiyaçlar karşılanmış değil. Çadırlar hala temel ihtiyaç. Bir aydır banyo yapamayan, suya ulaşamayan, iş makineleri enkaz altında olan ve büyük bir hastalıkla, salgınla yüz yüze olan milyonlarca insandan söz ediyoruz. Maalesef bu konuda ciddi bulaşıcı hastalıkların başlayacağına dair raporlar var. TTB başta olmak üzere bu uyarıları yapıyorlar. Uyuz, kolera gibi bulaşıcı hastalıkların çocuklara sistematik bir şekilde bulaşması söz konusu. Bu nedenle aşıların bir an önce yapılması ve başlanması gerekiyor.

YERE BATSIN BU ANLAYIŞINIZ: Böyle bir deprem döneminde böyle bir afette kamu bankalarının bu kadar faizi yükseltmesi kabul edilemez. Böyle bir felaketten nemalanma ve faiz lobisini önceleme dışında hiçbir izahı yoktur bunun. Sadece Demirören’e 800 milyon dolar kredi verip hala geri alıp almadığı belli olmayan ve geri alınmadığını, taksitlerin ödenip ödenmediğini sorduğumuz bir kredi ortada dururken ekmeğe, suya muhtaç, sağlık ihtiyaçlarını bile karşılayamayan milyonlarca insana kredi vermek için faizi yükselten bir kamu bankacılığı anlayışı var. Yere batsın bu anlayışınız. Ne diyelim, beddua mı edelim bu saatten sonra. Kamu bankacılığı bu mudur? Sizin vatandaşınız bu kadar büyük bir felaket altındayken, bu afeti iktidar felakete çevirmişken gidip faiz lobisine kazandırma derdindesiniz. Daha da mağdur ediyorsunuz. Özel banka gibi çalışarak Demirörenlere 800 milyon dolar vererek, bağış kampanyasına katılıp şov yaparak, sonrasında da o kampanyada bağışladığınız paraları faizle vatandaşa geri veriyorsunuz. Siz halkı görmüyor mü sanıyorsunuz. Sizin iktidar ve yürütme biçiminiz budur.”

“CUMHUR İTTİFAKI BÜYÜK TELAŞ VE PANİK İÇİNDE. GİDEBİLECEĞİ HER YERE GİDİYOR”

Danış Beştaş, basın toplantısında, Cumhur İttifakı’nın yeni bileşenlerine ilişkin yöneltilen soruya, “Biz şu anda kendi Emek ve Özgürlük İttifakımız temelinde çalışıyoruz. Bu konuda seçimlere hazırlanıyoruz. Cumhur İttifakı büyük telaş ve panik içinde. Gidebileceği her yere gidiyor” dedi.

“BENCE TÜRKİYE’DE TOPLUMUN YARISI OLAN KADINLAR ÇOK İYİ GÖRÜYORDUR”

6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile ilgili tartışmaların sorulması üzerine de Danış Beştaş, “Biz İstanbul Sözleşmesi’ni getireceğiz. Bu tartışmalar boş tartışmalar. Yani İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzacı olarak imzalayan bir AKP iktidarından Ailenin ve Kadının Korumasına Dair Yasa’nın kaldırılmasına gelen süreci bence Türkiye’de toplumun yarısı olan kadınlar çok iyi görüyordur. Bu geriye gidişe asla Türkiye toplumu, halkları izin vermeyecek. Biz de izin vermeyeceğiz” yanıtını verdi.

HABERİ PAYLAŞ:
BUNLARA DA BAKIN